Dünyaya keçe sanatını öğretiyor

Dünyaya keçe sanatını öğretiyor

Konya'da keçe sanatı ile uğraşan Mehmet Girgiç, dede mesleği keçeciliği 53 yıldır devam ettiriyor. Mehmet Girgiç, dünyanın dört bir yanından gelen keçe sanatı meraklılarına da bu işi öğretiyor

Konya'da yaşayan 66 yaşındaki Mehmet Girgiç, çocukluğunu dede mesleği olan keçe atölyesinde geçirdi. Gönlünü verdiği bu sanatta yarım asırı geride bırakan Mehmet Girgiç, UNESCO tarafından 2012'de "Türkiye'nin Yaşayan İnsan Hazinesi Listesi"ne alındı. Dükkanda yer yaygısı, çoban kepeneği, Mevlevi sikkesi, yolluk gibi bir çok eser yapılıyor. Mehmet Girgiç usta atadan gelen mesleğini oğluna da öğrettiğini söylüyor. Yünden yapılan ve tamamen organik olan ürünler, filmlerde ve dizilerde de kullanılıyor.

ABD’DE ATÖLYE DERSLERİ VERDİM

Tekstilin ilk örneklerinden keçenin yeni nesillere aktarılması için gayret gösterdiğini belirten Mehmet Girgiç, "Küçük yaşta bu sanata dört elle sarıldım. 13 yaşındayken okuldan çıkıp dedemin yanına giderdim, babamla amcam da yanımızdaydı ama fazla çalışmayı sevmezlerdi.13 yaşında okulu bıraktım dedemin yanında çalışmaya başladım. Dedem Konya'da ustabaşıydı bana dedemden kaldı bendende oğluma kalacak bir aimle mesleği bu. Keçeciliğin ekmeğiyle yetiştim. Yurt dışına giderek sergiler açtım, yabancılara keçe yapımını öğrettim, bir dönem ABD'de de atölye açtım. Üç günlük uluslararası el sanatları festivali vardı. Oraya çağrıldım. 2 yıl üst üste o festivale gittim. Ondan sonra Almanlar buldu beni. Almanya'ya, ondan sonra Amerika'ya gittim. Amerika, Avustralya, Hollanda derken tanındım, uluslararası bir keçeci oldum. Çocuklar ve torunlar, hepsi hevesli. Yetişkin torunlarım da küçük torunlarım da var, atölyeye geliyorlar. Onlar bir şey yaptıkları zaman harçlıklarını veriyorum. Kimi gelip ortalığı karıştırdığında bazen sıkılıp göndersem de tabi çocuklar böyle oynaya oynaya bir yere gelecekler, altın bileziği takacaklar. Torunlarımdan önce de çocuklarıma öğrettim. İlkokul mezunu olduğum için bazı akademisyenler tarafından eleştirilsem de 53 yıldır atölyede bu işle uğraşıyorum. Sadece okulla olmaz. Bu işin okulu atölyede. Çocuklar burada okuyorlar, yani keçeciliğin birinci sınıfındalar, en aşağıdan başlıyorlar" dedi.

OXFORD ÜNİVERSİTESİ DAVET ETTİ

Yurtdışı çalışmaları hakkında bilgi veren Girgiç, şunları kaydetti: “İngilizlerle beraber keçe yaptık. Oxford Üniversitesi davet etti. Üniversitenin yaptığı sanat etkinliğinde 4 yıl üst üste beni çağırdılar ve keçe çalışması yaptık. Avrupa’ya açılınca keçeyi yapabileceğimden çok farklı yorumlar içinde görebileceğimi fark ettim. Beş yıl da Amerika’ya gidip geldim. Geliştirdiğim çeşitleri onlarla paylaştım, onlar da çok meraklıydı. Avrupa,da olduğum süre boyunca, boya ve keçeleştirme yöntemlerini aktarmaya çalıştım.”

İNSANLIK TARİHİN EN ESKİ KUMAŞ TÜRÜ

Keçeye eskisi gibi değer verilmediğini söyleyen Girgiç, "Keçe insanlık tarihinin bilinen en eski kumaş türü. Günümüzde ise bu sanatı yapan usta sayısı giderek azaldı. Türkiye'de ilgi çok ama müşterisi az daha çok yurt dışına gidiyor. Konya'dan ve dünya genelinden öğrenmek için gelenlerde oluyor. Bir yolluk yapımı 2 günümü alıyor bir çok işlemden geçiyor. Ufak tefek aksesuarlarda yapıyoruz genellikle orta yaştaki hanımlar ilgi gösteriyor genç kızlar çok ilgili değil" diyerek sözlerini bitirdi.

KEÇE BİLİMSEL OLARAK İNCELENİYOR

Heykeltıraş gruplarıyla da ortak çalışma içinde olduklarını kaydeden Girgiç, üç boyutlu keçe çalışması oluşturduklarını söyledi. Yurt dışında keçeye karşı büyük bir ilginin olduğunu ve keçenin bilimsel olarak incelendiğini ifade eden Girgiç, özellikle yurt dışında keçenin Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası olduğunu ve keçenin ilk kez Türkler tarafından kullanıldığını dile getirdi. Girgiç sözlerini şöyle sürdürdü. “Keçeye karşı yurt dışında inanılmaz bir ilgi var. Bu ilgi beni mutlu ediyor. Fakat keçenin yabancılar tarafından benimsenmesine ve onların kültürünün bir parçası olarak gösterilmesine izin vermeyeceğim. Katıldığım konferanslarda vurguladığım ilk cümle bu olur. Beraber çalışalım kültürel paylaşıldıkça güzelleşir. Fakat dünya tarihinde hayvancılıkla uğraşan bizleriz. Keçe Anadolu kültürünün bir ürünüdür.”

MEVLANA MÜZESİNDEKİ KEÇELERİ HAZIRLADIM

Mevlana Müzesinde bulunan keçeleri kendisinin hazırladığını kaydeden Girgiç, sözlerine şöyle devam etti: “Mevlana Müzesinde bulunan balmumundan yapılmış derviş heykellerinin sikkelerini ve ortamda bulunan tüm keçeleri ben hazırladım. Dünya’daki bütün dervişlerin sikkelerini ben yaptım. Bu işi yapmak benim için onur vericiydi, yaptığım işle o atmosferde çalışmak tarif edilemez bir duygu. Şimdi gidip bakıyorum dünyanın dört bir yanından Mevlana'yı ziyarete gelen misafirler bizim yaptığımız keçe ve sikkelerle o tarihi tanımaya çalışıyor.”

img_4571_880x440.jpg

img_4583_880x440.jpg

img_4585_880x440.jpg

 

ŞURA SARIOĞLAN- GAMZE ERYILMAZ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.