Dört Dörtlük Yılbaşı Tatili için En Güzel Dört Avrupa Şehri

Yeni yıla sayılı günler kala hâlâ yılbaşı planı yapmadınız mı? Yurt dışına çıkma imkânınız var mı? O halde size önerdiğimiz en güzel dört Avrupa şehrinden birine alın. 2015’i, Avrupa’nın en eğlenceli en modern şehirlerinden birinde karşılayın.

Viyana (Avusturya): Orta Avrupa’nın zarif ve kışın en çok yakıştığı kenti, klasik müzik ve operanın başkenti… Dört asır önce dedeleriminiz iki defa kuşatıp da ele geçiremediği Viyana…

‘Kipferl’ denilen kruvasan ya da ‘kaiser roll’ denilen yuvarlak ekmeklerle kahvaltınızı yaptıktan sonra ver elini Stephansplatz… Burası Viyana’nın İstiklal Caddesi. 170’in üzerinde tezgâhın kurulduğu Naschmarkt’a uğramadan olmaz; 400 yıllık pazar yerinden meyveden sebzeye, yerel yiyeceklerden çeşitli peynirlere yok yok.

Biliyoruz vaktiniz kısıtlı, Şehirdeki tüm müzeleri, sarayları gezecek vaktiniz yok.

Ama Schönbrunn Sarayı, görmeden gelinmeyecek yerlerden. 1441 odası, eşsiz bahçe tasarımları, hayvanat bahçesi ve palmiye serasıyla ayrı bir dünya.

Sarayda konaklamanın fiyatı ise 699 eurodan başlıyor.

ALIŞVERİŞTEN SONRA SÜTLÜ KAHVE

Öğle yemeği vakti! Viyana’dasınız diye illa şinitzel yemek zorunda değilsiniz.

Bratwurst, tafelspitz ve sacher torte diğer seçenekler. Bunlar neler mi? Ismarlayın ve görün, pişman olmayacaksınız.

Karnınız tok, sırtınız pek… Viyana’ya gelmişken alışveriş yapmamak olmaz.

Araç trafiğine kapalı Graben, Kohlmarkt, Karntnerstrasse caddelerinde bulunan yüzlerce dükkân sizi bekliyor.  Westbahnhof ve Ringstrasse arasında cadde boyunca sıralanan dükkânları da ihmal etmeyin.

Bir kahveyi hak ettiniz… Viyanın meşhur az sütlü kahvesi Melanje’ı içmek için yapmanız gereken tek şey bir kafe seçmek. İşte şehrin en iyileri: Cafe Kafka, Cafe Sperl, Jelius Meinl Cafe, Cafe Prückel, Kleines Cafe, Cafe Hawelka…

Saatlerin 00.00’ı göstermesine birkaç saat var. Yılbaşı eğlencesi için rezervasyon yaptırdınız mı? Kentin en popüler gece kulüpleri Titanic, Jazzland, Palmehous ve 1516 Brewing Company; kesinlikle pişman olmayacaksınız.

Dublin (İrlanda): İrlandalılar hiç azalmayan neşeleri ve misafirperverlikleriyle bilinir. Zira Dublin “Avrupa’nın Yaşanacak En İyi Başkenti”, İrlanda da “Avrupa’nın En Mutlu Ülkesi” seçildi pek çok kez…

Havalimanından şehir merkezi yaklaşık 20 dakika sürüyor. Yeni yıl eğlencesinden önce şöyle bir şehir turu yapmanız da fayda var. Dublin’e gelmişken; Oscar Wilde ve Samuel Beckett’in mezun olduğu Trinity College’i, İrlanda Ulusal Müzesi’ni, St. Patricks Katedrali’ni görmeden olmaz. Şık butikler ve şirin kafelerle süslü Grafton Sokağı yılbaşı alışverişi için mutlaka turlamanız gereken yerlerden biri.

Yemyeşil parklarla bezenmiş Dublin’de Gizli Bahçe, Fernhill Bahçeleri, Ulusal Botanik Bahçeleri ve Dublin Hayvanat Bahçesi mutlaka görmeniz gereken doğal harikalardan birkaçı… George’s, Boor, Cow Lane’s ve Temple Bar ise şehrin en popüler yiyecek, içecek ve el sanatları pazarlarına ev sahipliği yapıyor.

GUINNES STOREHOUSE'U GEZİN

1759 yılında kurucusu Arthur Guinness tarafından bira fabrikası olarak kiralanan, 2000 yılından beri müze olarak hizmet veren Guinness Storehouse’u gezmek istiyorsanız 18 euro’yu gözden çıkarmalısınız, bilet fiyatına bir bira dâhil. Müzeyi baştan sona detaylı gezmek, Guinness birasının nasıl yapıldığını görmek için en 1-1.5 saatinizi ayırmanız gerek. Şehrin her köşesinden ‘pub’ fışkırıyor desek abartmış olmayız. Bol kahkaha ve sınırsız eğlence için Temple ve Merrion Row sokaklarındaki bar, yılbaşı gecesi için en isabetli seçim. Saint Stephen’s Green bölgesindeki şarap barları, oldukça kaliteli ve çeşitli bir şarap menüsüne sahip. Mutfakları tipik İngiliz mutfağının etkisinde, tek geleneksel yiyecekleri fish&cips. Yemek olayına çok takılmayan zira yılbaşı gecesi bol bol siyah bira ya da kaliteli Irish viski tüketeceksiniz.

Amsterdam (Hollanda): Çılgın bir yılbaşı eğlencesi istiyorsanız eğer doğru yere uçak bileti aldınız demektir. Hollanda’nın başkenti Amsterdam’ın en çılgın bölgesi Red Light sizi bekliyor. Acele etmeyin; önce trafiksiz yolları, lalelerle süslü parkları, damak lezzetlerine bir göz atalım.

Amsterdam’ın pek çok caddesi araç trafiğine kapalı. Bisikletle dolaşmak ya da kanallarda romantik tekne gezintisi yapmamak için aşırı miskin olmanız gerekiyor!

‘Stamppot’, Hollanda'nın milli yemeği… Patates ve lahanayla birlikte hazırlanan pürenin üzerinde sosis kızartması ile birlikte sunulan stamppot'u mutlaka deneyin.

Şehrin birçok noktasında Bagels&Beans göreceksiniz. Kahvaltı için mükemmel bir seçim. Mozzarella ve pesto’lu bagetler kahveyle süper gidiyor.

Peynir cenneti Amsterdam’da, bölgenin yerel lezzetlerinden gouda'yı denememek olmaz.

Şehir merkezinde uğramanız gereken önemli bir yer daha var; Amsterdam'ın çiçek pazarı olan Bloemenmarkt. Bir sokak boyunca dizilen onlarca çiçekçi ve yüzlerce çeşit lale görülmeye değer.

Avrupa'nın en önemli üç sanat koleksiyonunu içeren Rijksmuseum (Devlet Müzesi), Van Gogh Müzesi ve Stedelijk Müzesi, Anne Frank Müzesi, Rembrandt Evi'ni görmeyi de ihmal etmemek gerek.

LALE, DEĞİRMEN, PEYNİR VE RED LIGHT DISTRICT

Lale, değirmen, peynir, müzeler bir yere kadar; madem eğlence dedik istikamet Red Light District…

Bu bölgedeki barlara girerken dikkat etmeniz gereken bazı detaylar var. Herkesin rahatlıkla gidebileceği mekânlar dışında, gökkuşağı renkli bayrak asılı barlar özellikle gay'ların tercih ettiği yerler. Kapısında, camında bir elin parmakları gibi açılmış marihuana yaprağı sembolü bulunan barlar ise ılımlı uyuşturucuların kontrollü olarak serbest olduğu mekânlar; gereksiz yere duman altında kalmayın! Özellikle akşamları alkolü ve başka şeyleri abartıp buralara gelen turistlere çok rastlarsınız. Yüksek alkol ve güzel kadınların etkisinde saçmalayanlar polis tarafından mümkün olduğunca kibarca uzaklaştırılır. Red Light District polis güvenlik kamera sistemi ile 7/24 gözetim altında. Bu nedenle yapacağınız her şeyin bu bölgede mutlaka görüneceğini bilmelisiniz. Kent genelinde yüksek sesle müzik dinlemek, bağırmak, gürültü yapmak yasaklanmıştır ve ceza uygulanır.

Prag (Çek Cumhuriyeti): Avrupa’nın ‘kalbi’nde romantik bir yılbaşı için en doğru adres Prag… Çek Cumhuriyeti’nin bohem başkenti gotik mimarisi, kasvetli havasıyla sakin bir kaçamak için ideal…  Charles Köprüsü, tüm görkemiyle kentin en büyüleyici yapılarından. Köprünün üzerinden geçerken pek çok müzisyen göreceksiniz.  Çaldıkları müzikler, kullandıkları enstrümanlar şehrin tarihi ve dokusuyla o kadar uyumlu ki… İki-üç kişilik bir orkestrada çello ve kontrbas bile görmek mümkün.

Guinness Rekorlar Kitabı'na dünyanın en büyük tarihi kale kompleksi olarak giren Prag Kalesi'ni ve harika bir gotik mimari örneği olan St. Vitus Katedralini gezmek için bolca vakit ayırmayı unutmayın.

Prag’ın pek çok bölgesinde kurulan Noel pazarlarının en iyisi Eski Şehir meydanında kuruluyor.  Orta Çağ türü bir panayıra bürünen pazarda ahşap el işleri, Bohemya kristalleri, seramik objeler, yok yok…

Prag'da kafe kültürü en az Paris veya Viyana kadar gelişmiş. Kafe gezmek de en az müze gezmek kadar ciddiye alınması gereken bir konu. Cafe Slavia, Grand Cafe Orient, Globe Bookstore&Cafe ve Cafe Imperial mutlaka soluklanması gereken mekânlar.

Buğday ya da patates unundan yapılan, mantıyı andıran ‘Knedliky’, krema soslu et yemeği ‘Svickova’ ve Prag jambonu, şehrin özel ve leziz tatları…

BAR FARELERİNE DİKKAT

Şehirdeki herhangi bir Çek tavernasında müzik eşliğinde akşam yemeği yedikten sonra Prag'ın keyifli barlarından birinde gönlünüzce dans edip yeni yılı kutlayabilirsiniz. O barlar hangileri mi? İşte size sıralı tam liste: M1 Club Prague,

James Dean Bar, Maxim Bar, Karlovy Lazne, Duplex Bar.

Bar ve kulüplerin bulunduğu bölgelerde yürürken yanınıza gelen kızların sohbet bahanesiyle sizleri anlaşmalı oldukları mekânlara çağırmasına dikkat edin; oldukça yüksek hesap ödemek zorunda kalırsınız.