Doç. Dr. Kasım Küçükalp:

Doç. Dr. Kasım Küçükalp:

Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., Hanımlar Kültür Dayanışma Derneği (HAKÜDAD) ve Aile Akademisi tarafından ’Gençlik Aileye Sahip Çıkıyor’ projesi kapsamında düzenlenen konferans ilgi gördü.İbrahim Pa...

Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., Hanımlar Kültür Dayanışma Derneği (HAKÜDAD) ve Aile Akademisi tarafından ’Gençlik Aileye Sahip Çıkıyor’ projesi kapsamında düzenlenen konferans ilgi gördü.

İbrahim Paşa Kültür Merkezi’ndeki konferansta konuşan Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kasım Küçükalp, toplumların asıl meselesinin insanın ’kendini bilmesi’ olduğuna işaret ederek, “Bu kadim meselenin tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. Sokrates, Apollon tapınağının girişinde kendini bil yazısnı okumuş ve hiç bir şey bilmediğini fark ederek en bilgeler arasına girmiştir. Demek ki kendini bilmek önemli ve derin bir meseledir. Günümüz insanı içinde bulunduğu çağı okumakta geç kalmıştır. Bu geç kalınmışlığın sebebi ise insanoğlunun aceleci tavrından kaynaklanıyor. İçinde bulunduğumuz çağın bir diğer özelliği, renginin gri olmasıdır. Bu çağın rengi gridir. Bu çağda siyahın ve beyazın, iyinin ve kötünün anlamı yoktur” dedi.

Küçükalp, düşünebilen tek varlık olan insanın tefekkür meselesine dikkat çekerek, “Kapitalist hayat pratiği, üretilen arzu ve zevk nesneleri üzerine kuruludur. Bu denklem insanoğlunun hürriyetini elinden alır. Çılgın tüketim anlayışı ve simülasyonlar, insanları etkileme-etkilenme diyalektiğinin nesnesi kılmıştır" diye konuştu.

Küçükalp, sözlerine şöyle devam etti: "Modern dünya, insanın derdini kendi sistemini aksatan bir sorun olarak görür. Kişinin ölünce yanında götüremeyeceği hiçbir şey anlamlı değildir. Hayatın gayesine ulaşmanın yolu kendini bilmektir. Kur’an-ı Kerim mealden anlaşılmaz, mealcilik saplantısı dine yapılan en büyük zararlardan biridir. Aynı şey hadislerin herkes tarafından yorumlanması için de geçerlidir. Aynı konuda iki farklı hadis olabilir. O vakit, hangi hadisi, hangi gerekçe ile kabul edeceğiz? Bu bizim beşeri algılarımızın insafına mı bağlı olacak? Yoksa bunun bir usulü, yolu yordamımı olmalı? Dolayısıyla böyle bir düşünme pratiği, gelenek olmaksızın anlaşılmaz“.

İnsanların 5 yıl boyunca bir konunun uzmanı olmak için üniversitelerde eğitim gördüğünü hatırlatan Küçükalp, İslam’ın kendine özgü terminolojisini, dünyasını, ilim ve irfanını hiçe sayarak sadece okumaya dayalı bir anlayışın anlamı imkânsızlaştıracağını sözlerine ekledi.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.