Dinçer: Türkiye İle Ab Arasında Uzaklaşma Görüntüsü Veren Alanlardan Kaygılıyız

Dinçer: Türkiye İle Ab Arasında Uzaklaşma Görüntüsü Veren Alanlardan Kaygılıyız

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer, "Türkiye ile AB arasında uzaklaşma görüntüsü veren algılardan kaygılıyız. Türkiye’nin 2000’lerin başında bölgesinde ve komşularına karşı...

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer, "Türkiye ile AB arasında uzaklaşma görüntüsü veren algılardan kaygılıyız. Türkiye’nin 2000’lerin başında bölgesinde ve komşularına karşı aktif dış politikası ve oluşan yumuşak gücü laik demokratik sistemi ve AB üyelik perspektifinden ileri gelmekteydi. Türkiye’nin yüksek ekonomik büyüme sağlayan bir yükselen güç olma durumu AB değerleriyle uyumundan kaynaklanmıştır. Dolayısıyla laik ve çoğulcu bir demokrasi yolunda, üyelik perspektifinin somut ve ciddi bir alternatifi yoktur." dedi.

TÜSİAD ile Brookings Enstitüsü 'Türkiye-AB İlişkileri: Geleceğe Yönelik Senaryolar' başlıklı bir konferansta konuşan Dinçer, şunları ifade etti:

"Kuzeyimizdeki Ukrayna krizi, güneyimizdeki Irak ve Suriye sorunları Avrupa ve Transatlantik değerlerle uyumlu ve öngörülebilir politikalar uygulayan bir Türkiye’yi gerektirmektedir. Hem iç savaşların, hem de bölgesel ve küresel güç mücadelelerinin yol açtığı vekâleten savaşların iç içe geçtiği bu krizler aynı zamanda güçlü ve tutarlı bir Avrupa’yı da gerekli kılmaktadır. Bize göre Türkiye’yi içeren bir AB, bu iki gerekliliğin de doğal çözümüdür."

Katılım müzakerelerinin canlandırılmasını talep eden Dinçer, AB’nin Türkiye ile 2005’ten bu yana 35 başlığın 14’ünü açabildiğinden dert yandı ve "9 başlığın tarama sonuç raporları ve açılış kriterleri bile Türkiye tarafına iletilmedi. 17 başlık siyasal nedenlerle bloke durumda. Türkiye’nin açmak istediği başlıklar açılmıyor, AB’nin açabileceği çok az sayıda başlığı da Türkiye üyelik perspektifi somutlaşmadığı için rekabet gücü gerekçesiyle açmaya yanaşmıyor. Bu blokajların da hiçbir sonuç vermediği açıkça ortada. Bu durum AB’nin genişleme tarihinde eşi benzeri olmayan bir durumdur." dedi. Haluk Dinçer, AB ile müzakerelerin geleceğini belirleyecek etkenleri şöyle sıraladı:

"Euro krizi sonucunda oluşacak yeni AB mimarisinin genişleme perspektifinin zayıflaması, yeni komisyonun 5 yıl boyunca yeni üyelik öngörmemesi. Bu durumun her iki tarafın müzakere motivasyonuna olumsuz yansıyacağından kaygılıyız. Kıbrıs’ta uluslararası aktörlerin de desteğiyle bu yıl başlayan ancak kesilen görüşmelerin geleceği. Buda önemli bir faktör. Bu konuda Türkiye’nin daha yapıcı bir tutum izlemesi ve gümrük birliğinin tüm AB üyelerine ayrımsız uygulanmasının tanıma anlamına gelmeyeceğinin akılda tutması gerekir. Türkiye’de demokratik ortam, özellikle siyasal kriterler alanında, hukuk devleti, ifade özgürlüğü gibi konulardaki geriye gidişler. Bu bağlamda yargı ve temel haklar ile adaleti özgürlük ve güvenlik konulu 23 ve 24 no.lu başlıkların acilen açılması gerektiğini vurguluyoruz. Geri kabul ve vize kolaylığı sürecinin kamuoyuna olumlu etkileri. Türkiye’nin açılmasının önünde siyasal engel olmayan müzakere başlıkları (Kamu alımları, rekabet politikası ve sosyal politika) için önkoşulları yerine getirmesi. Özellikle kamu ihaleleri mevzuatımızdaki geriye gidiş hepimizin malumudur. Bazı AB üyesi ülkelerin siyasal nedenlerle koyduğu blokajların kaldırılmasına yönelik çabalar (Enerji, ekonomik ve parasal birlik gibi başlıklar). Ukrayna, Suriye ve Irak krizleri, Rusya’ya yönelik ambargo ve IŞİD’e yönelik uluslararası mücadele ve AB’nin enerji politikaları gibi konularda Türkiye’nin AB’nin dış politikasıyla olan benzerlik ve farklılıkları."

CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.