Hüzeyme Yeşim Koçak

Hüzeyme Yeşim Koçak

Değişimler ve seçimler

Değişimler ve seçimler

Görüntüler, perdenin ardındakiler, maskeler ne değişik. Hiç bir kutsalımız eskisi gibi ve yerinde değil.

“Mardin kantonundan yazıyorum” diyordu iktidar yanlısı gazetelerden birinde.

“Rojava, Şengal kantonundan” söz edebiliyordu pervasızca. Ülkenin bölünmeyeceğine, vatan, millet güzellemelerine kim inanır.

Günahlarla, kötülükle mesafemiz alabildiğine yakınlaşıyor. Görsel bir dindarlık yürürlükte.

Kalplerden şerre karşı, vurguna, talana yalnızca cılız itirazlar geliyor. Çeşitli sebeplerle (o mazeretler, bahaneler de ne kadar fazladır) her şey sineye çekiliyor; oy bile artık bir reddiye, düzeltme, ikaz aracı değil.

 Neyi muhafaza ettiğimiz, korumaya lâyık bulduğumuz şüpheli.

Görüntüde memleketi dindarlar yönetiyor. Umreye, hacca gidenler, örtünenler, dinî söylemler çoğalmış.

Kuran-ı Kerim pasta, Kâbe maket oysa. Dindarlık meyveleri bambaşka. Siyasîler, peygamber kutsallığıyla yarışıyor. Parti ışıkları, Hakikat nuruyla karşı karşıya.

Herhalde İslâm âleminin de en karanlık, tereddi cehalet içinde olan, kanlı, özden uzak günlerini yaşıyoruz.

Dindarlarla artık lüks, ihtişam, lafazanlık, kuru gürültü, merhametsizlik, günah işleme özgürlüğü bir araya geliyor. Özellikle kimi din adamlarının, akademisyenlerin geldiği nokta, yorumları, vurgu ve hedef sapması, politikaya bağlılıkları, gönülleri sarsıyor, umutları kırıyor.

Hâlbuki aksine son 13 yıllık dönemde; İslâmi içeriğin korunması, hassasiyet, adaba riayet, erdem yükselmesi gerekmez miydi?

Bilâkis düzensizlik, özensizlik, her gün mukaddes saydığımız nice değerin bir değil, iki değil, defalarca yıkılışına şahitlik ediyoruz. 

Sadece akılla değil, sanki dinimizle de derinden alay ediliyor. Şimdiye kadar görmediğimiz, inançlı kesimle bir araya getirilemeyecek saygısızlıklar görülüyor.

Upuzun bir listeden bir kaçı:

“Partiyle,  liderle, salâvatı şerife yan yana getiriliyor.”

“Peygamber Mekke’nin fethi sırasında şehre girerken muhtemelen kendisine pay çıkarmış ve gururlanmıştı” deniliyor.

“Allah u Teâla’nın bütün vasıflarını üzerinde toplamış yöneticilerden” söz ediliyor.

“Bakara, makara” kısmına hiç girmesek.

“Çerez parası zırhlı Mercedes’lerden sonra makam aracı özel uçak”la başkanlar onurlandırılıyor.

Madden, devlet millet parasıyla ne yapılsa az, hepsini hak ediyorlar, hepsi onlara yakışıyor. Hangi hatayı işlerlerse işlesinler, gözden kaçırılıp ödüllendiriliyorlar.

Üzerlerine en ufak bir kir, toz yapışmıyor. Hep apaklar, daimî dokunulmazlar ve masumlar.

Muhafazakârlarımız nelerle itibarlanıyor. İtibarlanma vasıtaları neden bu kadar dünyevî ve mânâdan uzak.

Bağlı olduklarını iddia ettikleri yolun büyükleri, nefislerini her gün siygaya çekmez,  her adımlarını teenniyle dikkatle, Allah’a hesabı gözeterek atmaz mıydı?

Asıl gardırop devrimini bizimkiler yapıyor. Envai çeşit kisve. Bir gün Amerikancı, bir gün Avrupacı, bir gün milliyetçi, an geldiğinde baş çarkçı. Üstelik sanki iktidarda da başkaları varmış gibi, kendi uygulamalarını, icraatı eleştiriyorlar.

Döne değişe neye benzediğimiz meçhul. Bir nokta koyamıyoruz. Çünkü gene değişeceğiz. Dönüşüm devam ediyor.

Yapılanları, bu çarpıklıkları nasıl almalıyız acaba? Malûm bir anlayış problemimiz de mevcut.

Bu eylemleri, siyaseti katmadan ele aldığımızda, ilk etapta ne düşünürdük, hangi tepkileri koyardık. Yüreğimiz kaynamaz, erimez miydi? Mesela Sevgililer Sevgilisi’ne hakaretlerde kıyamet kopmaz mıydı?

İçimize sıcak gelen, bize uygun düşen bir partiyle birlikte düşündüğümüzde ise, belki olanları aklîleştirme, normalleştirme, körleş(tir)me süreci yaşanıyor.

İri nefisler, çirkinliği sıradanlaştırıyor. Kalıplarla, iç-dış düşmanlık paketleriyle meseleler, farklı mecralara çevriliyor. Küçültülüp, indirgeniyor.

“Parti” en büyük, en önemli kutsalımız haline geliyor fark etmeden. Din de, inanç da siyasete göre eğilip bükülüyor, şekilleniyor.

Hayat boyu yaptığımız seçimler, ruhumuzu da dönüştürüyor.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüzeyme Yeşim Koçak Arşivi
SON YAZILAR