Değersizleştik!

Değersizleştik!

Uzman Psikolog Merve Aslan, " Ne zaman ki toplumsal ve dini değerlerimizin yerini modern değerler aldı, işte o günden beri mutsusuz" dedi

Çoğu alanda olduğu gibi toplumsal alanda da büyük bir bunalım yaşanıyor. Mersin'de Mehmet Kaya isimli vatandaşın eşi ve 3 çocuğunu öldürdükten sonra silahla intihar etmesi, Ankara'da otobüs beklerken bir kişinin "Siz Müslüman mısınız?" diye sorması ve aldığı cevaptan sonra "Ben de şeytanım" diyerek 2 kişiyi bıçaklayarak öldürmesi, Kocaeli'nde oğluna pantolon alamadığı için bir babanın intihar etmesi, Konya başta olmak üzere çoğu şehirde benzer olayların görülmesi; yaşanan bunalımın seyrini bir kez daha gözler önüne serdi. Toplumdaki tahammülsüzlük artış gösterdi. İnsanların birbirine güveni azaldı. Küçük bir mesele bile kan akıtır hale geldi. Vatandaşların yaşamış olduğu ekonomik sıkıntılar, psikolojik rahatsızlıklar, ahlaki ve manevi noktada yaşadıkları boşluklar; bu tarz olumsuz haberlerin yaygınlaşmasına ise sebebiyet verdi. Vatandaşlar, artık sokakta bile yürümeye korkar hale geldi.

DEĞER YARGILARI ALT ÜST OLDU

Uzman Klinik Psikolog Merve Aslan, "Son yıllarda sosyal toplum düzeninden modern toplum algısına geçiş sürecinin bir yansıması olarak ortaya çıkan bireyselleşmeye olan hızlı geçişin etkisi bu olaylar üzerinde büyük yer alıyor" dedi. Bireyselleşmeyle birlikte, sabır ve tahammülün, empati ve anlayışın yerini sabırsızlık, ani öfke ve patlamaların aldığını söyleyen Aslan, "Dolayısıyla, şiddet ve cinayetler hatta toplu katliamlar kaçınılmaz olarak ortaya çıkabiliyor. Toplumun değer yargılarına ters televizyon dizileri ve uç magazin yaşamlarının aile hayatı ve gençliğin benlik değerleri üzerindeki olumsuz yansımaları bu sonuçların ortaya çıkışını hızlandırıyor. Son zamanlarda yaşanan olayların ruhsal, psikolojik sorunlar ve güvensiz yaşam koşullarının bir sonucudur" diye konuştu.

BİZ DEĞİL BEN KAVRAMI ÇIKTI

"Toplumsal ve dini değerler, bireylere birbirine tutunmayı, yardımı, anlayışı sunarken modern toplumun sunduğu bireysel yaşam anlayışı, haz odaklı olmayı, arzuladığı an engel tanımadan ona ulaşmayı beraberinde getirir" diyen Aslan, şunları kaydetti: "Mesela motosikletiyle caddede yüksek sesle defalarca ardı ardına gidip gelerek ortama huzursuzluk verdiği için dükkan sahipleri tarafından uyarılan gencin taramalı tüfekle dükkanı taraması haz duygusunun engellenmesine olan tahammülsüzlüğünün patolojik bir sonucudur. İstediği an istediği şeyi yapamamak, engellenmişlik hissiyatı yaşayarak kendine dur diyememek, bireyselleşme ve sosyal toplum algısı arasında kalmışlık yaşayan bireyin en büyük handikapıdır. Ben kavramı her şeyin üzerine çıkarak bütün değerleri yok edip yutuyor. Dolayısıyla engellenmişlik duygusu öfke patlamasına, bu da şiddet ve cinayete neden olabiliyor."

TELEVİZYON DİZİLERİ PERİŞAN ETTİ

Bireysel yaşamın içinde kaybolan kişinin yalnızlaştıkça, paylaşımdan uzaklaştıkça problemlerinin tavan yaptığını dile getiren Psikolog Aslan, iç görüsü zayıflayan, farkındalık seviyesi düşen kişinin yaşadığı içsel güvensizlik duygusunun yaşamın her anını kapsadığını ifade etti. Bununla birlikte kişinin zihin dünyasında yaşanan olayları, çevreden gelen ufak bir uyarıyı engellenme olarak algılayıp kendine yönelmiş oklar ve tehdit unsuru olarak değerlendirmesine neden olduğunu kaydeden Aslan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bütün bu sorunlara neden olan başlıca sebeplerin toplumsal yozlaşma ve dini değerlerden uzaklaşmak olduğunu söylemek mümkün. Televizyon dizi ve filmlerinin şiddet, olumsuzluk içeren ahlaki değerleri hiçe sayan konuları işlemesi toplum nezdinde bunun normalleşmesine ve adi bir olaymış gibi algısı yaratmasına neden olabiliyor. Burada sorumlu mercilerin başlıca Radyo Televizyon Üst Kurulu  (RTÜK)' ün çocuk filimlerinden aile dizilerine kadar her yayınlanacak olan programın uzman psikolog ve sosyologlar tarafından oluşturulmuş bir kurulun inceleme ve onayından geçirilerek yayına verilmesi yönündeki çalışmaları daha da yoğunlaştırmasının en ivedi şekilde gerekli olduğunu düşünüyorum. Bir uzman çocuk  ergen psikolog- terapisti olarak karşılaştığım vakalarda içler acısı durumları görmek bu konuda çok elzem ciddi çalışmalar yapılması gerektiğini bizlere söyletiyor."

EMRE ÖZGÜL

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum