Davutoğlu: Halk Karşısında Kibre Kapılmayacağız, Tahakküm İçinde Olmayacağız

Davutoğlu: Halk Karşısında Kibre Kapılmayacağız, Tahakküm İçinde Olmayacağız

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Ne kadar güçlü olursak olalım. Hiçbir zaman halk karşısında kibre kapılmayacağız. Halk karşısında tahakküm içinde olmayacağız.” dedi. Halkın terini gözyaşını küçük görmeyeceklerini söyleyen Davutoğlu,...

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Ne kadar güçlü olursak olalım. Hiçbir zaman halk karşısında kibre kapılmayacağız. Halk karşısında tahakküm içinde olmayacağız.” dedi. Halkın terini gözyaşını küçük görmeyeceklerini söyleyen Davutoğlu, "Aydın despotizminin getirdiği biz seçilmişiz biz iyi eğitilmişiz onlar ise çarıklılar diyen o eski zihniyeti yerle bir edeceğiz. Çünkü biz ne kadar iyi eğitilmiş olursak olalım her birimizin aile geçmişine bakınız babalarımız işçidir esnaftır. Bizim iyi eğitilmiş olmamız halkın üstünde olmamız anlamını getirmiyor.” dedi.

    Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Afyonkarahisar'da gerçekleştirilen 23. AK Parti İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın açılışında konuştu. Konuşmasında CHP’den istifa eden Emine Ülker Tarhan’ın istifa yazısını okuyan Davutoğlu, istifa üzerinden CHP’yi eleştirdi. Davutoğlu, "Bugün ana muhalefet partisinin de benzer bir istişare toplantısı var. Biz bu istişareye arka arkaya gelen başarılarla bir şölen içinde gelirken ana muhalefet partisinden bir milletvekili istifa etti.” şeklinde konuştu. Ardından Tarhan’ın istifa yazısını okudu: 'Sorumsuz çağrılar belirsiz politikalarla halktan kopuk bir anlayışta ısrar edeceği anlaşılan CHP yönetiminin iktidar umudu bulunmayan yanlış politikalarının parçası olmamak için istifa ediyorum.' Davutoğlu, daha sonra şu değerlendirmeyi yaptı: "Altına imza atıyorum ben de. Birer birer analiz edelim. Çünkü CHP’yi CHP’li anlatıyor. Dolayısıyla buna dikkatle bakmak lazım. 4 unsurun altını çiziyor. Sorumsuz çağrılar diyor, doğru. En son Kobani olayları olurken nasıl sorumsuz bir çağrı yapıp ateşe körükle gittiklerini millet ve cümle alem biliyor. Belirsiz politikalar. El hak doğru. Bizim Suriye konusunda ne düşündüğümüz belli Filistin konusunda ne düşündüğümüz belli. Ama Kılıçdaroğlu’nun ne düşündüğü şöyle 3 cümlede anlatabilecek bir CHP’li var mı? Yok. Bizim ekonomi politikasında ne düşündüğümüz belli. Kılıçdaroğlu’nun ekonomi ile şöyle 3 cümlelik bir anlatımını bilen var mı? Belirsiz politika değil belirsiz zihin. Kobani nerede diye soruyor bir TV spikeri ‘Kobani Suriye’de bir şehir' diyor. Buradan başlayarak belirsiz bir politikanın esası nedir biliyor musunuz? Belirsiz zihin. Zihinde bir resim olmazsa politika belirli olabilir mi? Zihinde ve gönülde bir ideal olmazsa politika ortaya konabilir mi? Ve en çarpıcısı; halktan kopuk muhalefet anlayışı. El hak doğru. Şimdi bakınız ben bir taraftan bu istişareleri yaptım bir taraftan Kobani’de vandallarla mücadele etmenin çabasının içine girdik. Bir taraftan da bakınız 2 ay içinde Söğüt, Konya, İstanbul her birinin sembolik önemi var. Ertuğrul Gazi’nin, Hz. Mevlana’nın, Ebu Eyyub El Ensari’nin huzuru. Kırşehir, Samsun, Amasya, Malatya, Kahramanmaraş Kayseri’yi ziyaret ettim. 2 ay içinde. Halkta halkla bütünleşmek için halkla iç içe olmak için. Aynı dönemde Kılıçdaroğlu’nun veya Bahçeli’nin veya Demirtaş’ın programlarına bakın. Halkla ne kadar kucaklaşmışlar? Anlayamadıkları bizi çözemedikleri yer burası."

    "HALKIN TERİNİ KÜÇÜK GÖRMEYECEĞİZ"

    Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz siyasetin enerjisini o miting meydanında terlemiş bizim için terlemiş ya da sokakta bizimle bilikte terlemiş bir vatandaşımıza etnik ve mezhebi kökeni ne olursa olsun sarıldığımızda teri terimize değdiğinde gönlü gönlümüze değdiğinde siyasetin enerjisini buluyoruz. Ve bunu hiç bırakmayacağız. Ne kadar güçlü olursak olalım. Hiçbir zaman halk karşısında kibre kapılmayacağız. Halk karşısında tahakküm içinde olmayacağız. Halkın terini gözyaşını küçük görmeyeceğiz. Aydın despotizminin getirdiği biz seçilmişiz biz iyi eğitilmişiz onlar ise çarıklılar diyen o eski zihniyeti yerle bir edeceğiz. Çünkü biz ne kadar iyi eğitilmiş olursak olalım her birimizin aile geçmişine bakınız babalarımız işçidir esnaftır. Bizim iyi eğitilmiş olmamız halkın üstünde olmamız anlamını getirmiyor. Ben Konya’da ya da Diyarbakır’da ya da Edirne’de eli emek ile nasırlaşmış bir amcayı gördüğümde yüzünde babamı görüyorum, dava arkadaşlarımın babasını görüyorum. Gözleriyle bize dua eden anneleri gördüğümde onları görüyorum. Biz halktan kopmadık. Hiçbir zaman kopmayacağız. Geleceğimiz halktır. İstikbalimiz de sadece halkla birlikte olacaktır. Ama milletvekili haklı. Halktan kopuk muhalefet anlayışı. Biz iktidarız. Diyebilirdim ki ben 'şu anda devletin birçok işi var. Ankara’da oturup biraz bu işlere bakalım.’ Arkadaşlarıma söyledim. Hafta içi devlet işini parti işini yapacağız. Hafta sonu vatandaşlarımızla beraber olacağız. Daha yeni başlıyoruz. Yine talimat verdim hem teşkilatlandırma başkanımıza parti MYK’sına hem bakanlar kuruluna. Bütün kongrelerine bütün seçim mitinglerine ben ve arkadaşlarım katılacağız. Önümüzdeki hafta Üsküdar Kongresi ile başlıyoruz. Her hafta 3-4 kongre, ne kadar kongre varsa. Türkiye’nin her yerini tekrar 2002’de 3 Kasım’a giderken nasıl büyük bir aşk ve azimle dolaşmışsak şimdi yine aşk ve azimle dolaşacağız. Gitmeyeceğimiz şehir ziyaret etmeyeceğimiz ilçe görmeyeceğiz mahalle semt kalmayacak."

    "ONLAR DA İKTİDAR UMUDU BİLE YOK"

    İstifa yazısını değerlendirmesini sürdüren Davutoğlu, 'iktidar umudu olmayan' ifadesini ise şöyle yorumladı: "Yine çarpıcı bir tespit CHP açısından. CHP yönetiminin iktidar umudu bulunmayan… El hak bu da doğru. Herhangi bir CHP’liye, ben sadece CHP yönetimine değil CHP’ye oy veren vatandaşlara da oy veriyorsunuz ama iktidara gelir mi diye sorsanız herhalde gelir diyenlerin oranı yüzde 1-2’yi geçmez. Çünkü iktidar ümidi bulunması için bir vizyonun olması lazım. Bir iddianın olması bir perspektifin olması lazım. Millete olan bir inancın olması lazım. Bunlar yok. Onlarda iktidar umudu bile yok. İktidar umudu bile taşımıyorlar. Biz ise iktidarın bütün ahlaki siyasi sorumluluğunu omuzumuzda taşıyoruz. Dünyada da Türkiye’de de herhalde önümüzdeki dönemde kısa ve orta vadeli uzun dönemde de AK Parti yürüyecek ama görünür siyasi gelecekte Türkiye’nin geleceğinin AK Parti ile şekilleneceği konusunda hiçbir tereddüt yok. Onun için herkes şaşırdı. 29 Ağustos’ta hükümeti kurma görevi aldım. 1 Eylül 3 gün sonra hükümet programını yeni bir kitap şeklinde de basıldı yepyeni unsurlarıyla yeni Türkiye idealini yansıtan ekonomisi ile siyasi programı ile hükümet programını açıkladım. Çünkü bizim düşünmeye acaba ne yapacağız diye vakit kaybetmeye tahammülümüz de yok buna gerek de yok. Kadrolarımız hazır. 3 gün içinde hem 30 Ağustos törenlerine katıldık hem programı 1 Eylül'de açıkladık. O zaman sormuşlardı ilk toplantıda. Acaba hükümet programını 8 aylık hani 2011’den beri gelen 61. hükümetten devraldığımız hususları mı ihtiva edece? Hayır dedim. Hükümet programı öyle bir hükümet programı olacak ki 2023’e kadarki 2015-2019 seçimlerine de yön ve işaret verecek nitelikte olacak. Ve öyle hazırladık. Bizim siyaset anlayışımızda hiçbir zaman geçicilik, idare-i maslahatçılık yoktur." CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.