Darbenin son ürünü

Darbenin son ürünü

Eğitim Bir-Sen Konya Şube Başkanı Nazif Karlıer, 24 Kasım Öğretmenler günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Karlıer, “24 Kasım’ı tek tipçi, ideolojik koşullanmaların hezeyan nöbetine girmediği gün olarak görmek istiyoruz” dedi

Şube binasında düzenlenen basın toplantısına; Eğitim Bir-Sen Başkan Vekili Hüseyin Turhan, Başkan Yardımcıları; Harun Koçaker,  Arif Konakçı ve Galip Kaynar da eşlik etti. Şube Başkanı Karlıer, “Her alanda kalkınarak vatan ve millet varlığını ilelebet payidar kılma davamızın en sağlam kaynağı olan insanımızı, hayatın her alanı için bilgi ve beceriyle donatarak yetiştiren öğretmenlerimiz, geceyi gündüze katarak akıttıkları terle, geleceğimiz olan çocuklarımızı özveriyle yetiştirme gayretiyle onurlu bir mesleği icra etmektedir” dedi.

 

TEK TİPÇİ ANLAYIŞI YANSITMAMALI

Öğretmenlerin hak ettiği değeri göremez olduğunu aktaran Başkan Karlıer,  ilim ve irfan kıstaslarının doğasını zorlayarak ideolojik yaklaşan anlayışların, öğretmenliği toplum mühendisliklerinin aleti ve aracı olarak kullanabildiklerini dile getirdi. “24 Kasım, millet iradesine darbe yapmış 12 Eylül dayatmacılarının, işledikleri kitlesel cürme öğretmenleri de ortak etmek için tahsis ettikleri son uygulamalardan biri olmuştur” diyen Karlıer, daha sonra konuşmasını şöyle sürdürdü: “Öğretmenler Günü, öncelikle karşılığını medeniyet değerlerimizin derinliklerinde bulan bir temel üzerinde yeniden inşa edilmeli, darbelerin, darbecilerin, antidemokratik süreçlerin uygulamasının bir karşılığı olmaktan çıkarılmalıdır. Bu anlamda biz, 24 Kasım’ı tek tipçi, ideolojik koşullanmaların hezeyan nöbetine girmediği, eğitime gereken önem ve öğretmene hak ettiği saygı ana çerçevesinden bakılarak öğretmenlerimizin maddi, manevi problemlerinin aşılması için gerçekçi adımların atıldığı günler olarak görmek istiyoruz. Böyle bir idrak seviyesine sadece bir bugün değil, her zaman ihtiyaç var.”

ÇOÇUKLARA ROL MODEL OLUYORUZ

Öğretmenliğin çok özel ve hassas bir meslek olduğuna dikkat çeken Karlıer,  “Öğretmenler, toplumun gerçek mimarlarıdır” dedi. Bir milletin geçmiş ve gelecek bağlantıları ile varoluş bilgi ve bilincini öğretmenleri ile canlı ve sürekli kıldığını ifade eden Karlıer,  “Öğretmenler, asırlar boyu bizi var ve anlamlı kılan bilincimizi, idealimizi inşa ederler. Bu bağlamda müşfik, naif, müfit davranışlarıyla çocuklarımıza rol modeldirler. Onlar, bizim ilim ve irfan göğümüzde parlayan yıldızlar; genç dimağlara yol gösterecek engin ufuklar gibidir. Öğretmenlik bilme, bildirme, anlama, anlatma, yenilenme, yenileme, görme ve gösterme mesleğidir. İnsana sorumluluk, kimlik, kişilik, güven, azim, şuur yükleme mesleğidir. Öğretmen, toplumun düşünen, araştıran dimağıdır. Hiçbir sistem öğretmenden daha önemli ve etkili değildir. Öğretmenin etkilemediği bir kişi, ondan ilgisiz bir faaliyet yok gibidir. Toplumda önem kazanmış her kişi ve her tarihî şahsiyet üzerinde öğretmenlerin mutlaka hakkı ve payı vardır. Onun için, öğretmeni sadece örgün eğitim düzeni içinde düşünmemek gerekir. Hiç umulmayan bir yerde ve zamanda hiç umulmayan insanlar, hayatımızın yön bulmasında, kişilik ve kişiliğimizin istikamet kazanmasında, dahası bütün bir milletin silkinip kendine gelmesinde, yeni bir tasavvur edinmesinde unutulmaz bir etkiye sahip olabilirler, olmuşlardır” açıklamalarında bulundu. 

BAKANLIK DOĞRU ADIMLAR ATMALI

Millî Eğitim Bakanlığı (MEB)'in  yapacağı düzenlemelerde öğretmenlerin hassasiyetlerinin gözetmesi gerektiğinin altını çizen Başkan Karlıer, bakanlığın yürürlüğe koyduğu bazı düzenlemeleri, aldıkları tavır ve tutumları eleştirdi.  Bu tutumların, öğretmeni eğitimin aktörü olmaktan uzaklaştırdığını, figüran haline getirdiğini söyleyen Karlıer, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı: “Öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılmasına ve toplumsal saygınlığını yitirmesine ek olarak öğretmenler mesleklerini icra ederken çeşitli saldırılarla şiddet olaylarına maruz kalmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı, çalışanlarının sorunlarını sahiplenmeli, çözümüne ilişkin çaba göstermelidir. Mevcut öğretmen kadrolarının daha rahat çalışması ve verimli olmaları için kıyafet serbest bırakılmalı, performans değerlendirmesi gibi sıkıntı doğuracak uygulamalar terk edilmelidir. Sözleşmeli ve ücretli öğretmen uygulamasına son verilmelidir. Ayrıca, huzursuzluğa, iş barışının bozulmasına sebep olan, adalet duygusunu zedeleyen mülakat sistemi kaldırılmalıdır. Aydınlık geleceğe doğru başlayan yöneliş eğitimden geçer. Bu bilince uyumlu olarak hem özlük hakları hem saygınlık açısından öğretmeni itibarsızlaştıracak her tür oluşumdan,  söz ve eylemden kaçınmalıdır. Ona vereceğimiz önemin kendimize verdiğimiz önemden, göstereceğimiz saygının kendimize duyduğumuz saygıdan kaynaklandığını bilerek, kalplerinin vatan, millet, insanlık aşkı ve idealiyle dolu olduğundan şüphe etmediğimiz öğretmenlerimizi, üstün gayret ve fedakârlıklarından dolayı kutluyoruz.”

EMRE ÖZGÜL

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.