Cumhurbaşkanı Erdoğan Meclis açılış töreninde konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan Meclis açılış töreninde konuştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis'te düzenlenen yeni yasama yılı açılış töreninde konuşma yaptı.

Meclis, yeni yasama yılına düzenlenen törenle başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, en son yemin için geldiği Genel Kurul’da açılış konuşmasını yaptı.

Çözüm sürecinde nihai hedefin 'Şiddetin her türlüsünün dışlanması, siyasetin çözüm aracı olarak devreye alınmasıdır' diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Siyasi partilerimiz şiddetle aralarına mesafe koymalı, peşin hükümlü ve ön yargılı olmaktan kurtulmalı, kararsızlığı bir kenara bırakarak çözümün tarafında çözüme katkı sunmanın mücadelesinde olmalıdır. Unutulmamalıdır ki; akan kan bizim gençlerimizin kanıdır. Bunu durdurmak da bu yüce Meclis başta olmak üzere her kesimin ve herkesin sorumluluğudur' şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Genel Kurulu'nda yeni yasama yılı açılışında konuşma yaptı.
 

Yaklaşık bir saat süren konuşmasında gündemdeki pek çok konuyu değerlendiren Erdoğan, önemli mesajlar verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;

TBMM'ye istikamet çizmek, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerini tayin etmek, tenzil etmek için, sandık dışındaki her yol, her yöntem gayri meşrudur. Türkiye'de sandığın yolu, seçmek ve seçilmek isteyen herkes için açıktır.

Milletimiz mümeyyizdir, milletimizin, asla ve asla vasilere, velilere ihtiyacı yoktur. 'Millet bilmez, millet anlamaz, millet karar veremez', bu tür yaklaşımıyla, kendilerine, kendilerinden menkul vasi ve veli vazifesi yükleyenlerin dönemi, geri gelmemek üzere kapanmıştır.

Siyaset, en az bu aziz millet kadar cesur ve yürekli olmalı, üzerindeki tüm baskıları, üzerindeki tüm vesayet mekanizmalarını mutlaka bertaraf etmelidir. Millete ve ülkeye ait her meselenin çözüm yeri TBMM'dir, çözüm aracı da siyasettir. Sorunlara, siyasetin dışında, Meclis'in dışında çözüm aramak, milli iradeye karşı apaçık bir hürmetsizliktir.

Elinde silahla cinayet işleyen şebekeleri öven ve destekleyen bir siyaset anlayışı, kendisini inkar eden bir siyaset anlayışıdır. Ülkenin huzur ve güvenliği için canını ortaya koyan güvenlik güçlerine taş fırlatan bir siyaset anlayışı, aslında kendisini küçülten bir siyaset anlayışıdır.

Demokrasinin standarları yükseldikçe, ekonomimizi de paralel olarak büyümüştür.

On yıllardır manasız bir şekilde sürdürülen başörtüsü yasağının kaldırılması infiale yol açmadı, normalleşme sağladı. Başörtüsünün serbest bırakılması özgürlüklerin önünü açmıştır.

İfade özgürlüğü geçmişle kıyas kabul edilmeyecek şekilde sağlam bir zemine kavuşmuştur.

Basın özgürlüğünün ve internetin kişisel hakları tehdit edecek şekilde istismar edilmesi tepkisiz kalınacak bir durum değildir.

Mimarı olduğum, her türlü siyasi riskine rağmen kararlılıkla bugünlere taşıdığım çözüm sürecinin yine kararlılıkla, cesaretle, sabırla geleceğe taşınması en büyük arzumdur. Bu süreçten rahatsız olanlar da var. Bu süreci hazmedemeyen, kesintiye uğratmak isteyenler var.

Çözüm sürecini sabote etmeye yönelik tahrik girişimleri ancak bu girişimlerin sahiplerine zarar verecektir. Çözüm sürecinin karşısında durmak akıntıya karşı kürek çekmektir.

Akan kan bizim gençlerimizin kanıdır. Bu kanı durdurmak başta Meclis olmak üzere herkesin sorumluluğudur.

'BÜTÜN VATANDAŞLAR EŞİT'

Yeni Türkiye çoğulcu bir Türkiye'dir. Yeni Türkiye'de makbül ve makbül olmayan vatandaş ayırımı yoktur, bütün vatandaşlar eşittir. Yeni Türkiye'ye karşı bir direniş de söz konusudur. Bu direncin başarı şansı yoktur.

Paralel devlet yapılanması, kamu gücünü kullanarak meşru siyaseti tahrip etmek istemektedir. Paralel yapı tipik bir bürokratik vesayet girişimidir. Paralel yapı siyaseten mahkum olmuştur.

Son iki seçimde ortaya çıkan neticeye rağmen, ortalığa saçılan bütün delil, belge, hukuk ve ahlak dışı teşebbüslere rağmen, paralel yapıya oksijen sağlayacak tavırların içine girilmesi, siyasetimiz adına olduğu kadar, ulusal güvenliğimiz adına da kaygı duyulacak bir durumdur. Herkes bilmelidir ki ilkesi, kuralı, sınırı, ahlakı olmayan bir yapı, hiç kimseye fayda sağlamaz.

Güvenlik kurumlarının yeniden yapılandırılması özel bir önlem taşımaktadır. Yeni Türkiye, devlet içinde otonom yapılara, çetelere, mafyatik örgütlenmelere asla pirim vermeyecektir. Özellikle yargı içinde, bir çetenin, bir karanlık şebekenin güç kazanmasına, önce yargıyı, ardından da tüm toplumu dizayn etmeye kalkışmasına asla göz yumulmayacaktır. Yargı mensupları yargıyı teslim alma girişimlerine dur diyecektir.

Bu Meclis çatısı altında bulunanlar tehdit, şantaj ve tuzaklara teslim olmayacaktır.

Bu meclis yeni bir anayasa yapacak güce, iradeye sahiptir. Yeni anayasa daha fazla geciktirilmemelidir.

Türkiye'nin komşumuz olan ya da bölgemizdeki hiçbir ülkenin iç işlerine müdahale arzusu yoktur, topraklarında da gözü yoktur. Türkiye, komşularına ve bölge ülkelerine, tek taraflı çıkar elde etme zaviyesinden de asla bakmıyor.

'BÖYLE BİR SEÇENEĞİMİZ YOK'

Bölgenin huzur ve güveni Türkiye'nin huzur ve güvenini ilgilendirmektir. Bölgedeki gelişmeler karşısında herkes susabilir ama Türkiye'nin böyle bir seçeneği yoktur. İnsanlık dramına herkes gözlerini kapatabilir ama Türkiye'nin böyle bir seçeneği yoktur.

Türkiye kriz bölgelerinden vatandaşlarını başarıyla tahliye edebilen bir ülkedir.

Etnik köken, inanç ve mezheplerini sorgulan değil, ihtiyaçlarını karşılayan barındıran, giydiren bir Türkiye var.

Hiçbir terör örgütüne sempati ve müsamaha ile bakmamız söz konusu olamaz.

'TÜRKİYE KENDİSİ KULLANDIRMAZ'

Teröre karşı verilecek mücadelede, ülke olarak her türlü işbirliğine açığız ve hazırız. Ancak şunu da herkes bilmelidir ki Türkiye, geçici çözüm arayışlarında, kendisini kullandıracak bir ülke değildir.

Şam yönetiminin derhal uzaklaştırılması önceliğimiz olmaya devam edecektir.

TEZKERE

Bölgemizde yeni ve büyük krizler yaşanırken, bu krizler, Müslüman kardeşlerimizi, Arap, Kürt, Türkmen kardeşlerimizi, sınırlarımızın bu tarafını ve akrabalarımızın olduğu diğer tarafını ilgilendirirken, kayıtsız kalmamız, çekingen kalmamız, mütereddit olmamız düşünülemez. TBMM'nin gündemine gelmesi beklenen tezkerelerin de bu anlayış doğrultusunda değerlendirileceğine inanıyorum.

Bölgemizde yeni tehditler yaşanırken bunlara kayıtsız kalmamız düşünülemez. Olaylara mezhepçi ya da çıkar odaklı yaklaşmıyoruz. Her türlü ayrımcılığa karşıyız. Şiddetin her türlüsüne karşı mücadele veririz.

Kişi başı milli gelir 10 bin 500 dolara ulaştı. Türkiye, IMF'ye borç verebilecek bir ülke konumuna geldi.

Türkiye'yi yüksek hızlı tren tanıştıdık. Boğaz'ın altına Marmaray'ı inşa ettik.

Türkiye ekonomisi büyümesini sürdürüyor ve sürdürecektir.

Algı operasyonları Türkiye ekonomisini yolundan döndüremez.

Gerilime, kutuplaşmaya sarf edecek sarf edecek tek bir saniyemiz yok.

Yeni bir Türkiye'de yeni bir siyaset artık kaçınılmazdır. Korkutarak, kutuplaştırarak değil, kucaklaştıran bir siyaset Türkiye'yi hayalleriyle buluşacaktır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.