Cinnet mi geçiriyoruz?

Cinnet mi geçiriyoruz?

Son dönemlerde artan cinnet olayları ülke gündemine damgasını vurdu. Aile içi geçimsizliğe bağlı olarak ortaya çıkan korkunç cinayetler 'toplumsal bir cinnet mi geçiriliyor?' sorusunu akıllara getiriyor

Türkiye'nin farklı bölgelerinden son dönemlerde gelen cinayet haberleri ülke gündemine de damgasını veriyor. Son günlerde arka arkaya yaşanan aile içi şiddet haberleri 'toplum cinnet mi geçiriyor?' sorusunu bir kez daha akla getiriyor. Her gün çok sayıda cinayet, kavga, silahlı saldırı, gasp, soygun, intihar gibi haber medyada yer alıyor. Yaşanan olumsuz hadiseler, toplumsal yapıyı tehdit ettiği gibi vatandaşı da derinden etkiliyor.

BU HABERLERE YÜREK DAYANMAZ

Yaz aylarında Seydişehir'de bir baba eşi ve çocuğunu öldürdükten sonra intihar etmişti. Konya'da bir baba 15 yaşındaki kızı Burçin'i döverek öldürmüştü. Yine Konya'da yaşanan başka bir üzücü olayda da 1,5 yaşındaki Medine'nin babası tarafından "ağlıyor" diye dövülerek, öldürüldü. Ocak ayı sonunda Adana’da iflas eden çiftçi, eşini ve kızını öldürükten sonra intihar etti. Şubat ayında İzmir’de bir babanın eşiyle şiddetli geçimsizliğinden dolayı eşini ve 2 oğlunu öldürüp intihar etti. Mart ayı başında Kayseri’de 4 çocuğunu ve eşini öldüren babanın intihar etti. Önceki gün ise Türkiye İstatistik Kurumu Kars Müdürlüğü’nde çalışmış olan bir memur kaleşnikof silahla müdürlüğü basarak, 6 kişiyi katletti. Şahıs daha sonra intihar etti. Tüm bu yaşanan olaylar toplumsal anlamda bir cinnet mi geçiriyoruz? sorusunu akıllara getirdi.

KİŞİ ÇIKIŞ YOLU BULAMIYOR

Konuyu gazetemize değerlendiren Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Bölüm Başkanı Sosyolog Yrd. Doç. Dr. Ahmet Koyuncu, ortak değerlerin yozlaşmasından dolayı bunalıma giren kişinin çıkış yolu bulamadığını ifade etti. Koyuncu, “Aileler arasındaki sorunlarda akrabalar ve komşular, devreye girmiyor, sorunu çözmüyor. Ortak bir sorun aranmıyor. Eskiden de insanlar borca girip, işsiz kalıyordu ama yakın çevresi destek vererek bu sorunu ortadan kaldırıyordu. Şimdi ise zayıflayan aile bağları ile çevresinden destek alamayan kişi, kendisinin öldürdüğü taktirde eşi ve çocuklarının başkalarına muhtaç kalacağı düşüncesiyle toplu bir katliam yapıyor. Dini bağların kuvvetlendirilip, komşuluk ilişkilerinin tekrar canlanması gerekiyor. Dini bağı kuvvetli olan birisi bunları yapmaz ama günümüz kişiyi din ile iç içe yaşamasını müsade etmiyor” diye konuştu. Koyuncu, medyanın şiddet haberlerini sıradanlaştırdığını söyledi. Bu tür haberlerin artmasıyla şiddet olaylarının normal karşılanmaya başlandığını söyleyen Koyuncu, “Aynı sorunları yaşayan kişi bu tür haberleri kendisiyle özleştiriyor. Kadına şiddet haberleri gündeme geldikçe, kadın cinayetleri artıyor. Çünkü kişi haberle birlikte davranış öğreniyor. ‘Adama bak öldürmüş’ diyor ve kendisi de yapıyor. Sorunu çözmek için çaba göstermiyor” dedi.

DEPRESYONA GİRİYORLAR

Konya Medicana Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Ak ise, aile içi cinayetlere neden olan kişilerin yüzde 95’inin ağır depresyon hastaları olduğuna dikkat çekti. Depresyona giren kişinin hayatı anlamsız bulduğu için ölmeyi tercih ettiğini kaydeden Ak, “Çocuklarının bu hayatta perişan olacağını düşünüyor ve kendisiyle birlikte çocuklarını da öldürüyor. Bir kurbağayı içi soğuk su dolu kaba koyup suyla beraber ısıtırsak, kurbağa ısıya adapte olur. Onu pişiren suya kaynayınca bile tepki vermez. Eğer medyada da bu tür haberler çok sık yapılırsa bu şiddet olayları normalmiş gibi karşılanır. Sonucunda toplumda bu tür bir algı oluşur” ifadelerine yer verdi. Son dönemde Türkiye gündeminin oldukça gergin olduğunu belirten Ak, insanların bunlardan etkilendiğini işaret ederek, asayiş olaylarının ilgi çektiğini söyledi. Medya kuruluşların da rayting kaygısı ve gündemi değiştirme çabasından dolayı bu tür haberleri sık sık ve uzun bir şekilde verdiğini ileri süren Ak, “Aynı zamanda çalışma hayatının uzun sürmesinden dolayı beşeri ihtiyaçlar eksiliyor. Benmerkezcilik artıyor ve empati duygusu azalıyor. Karşılıklı dayanışma azalınca sorunlar çözülemiyor. Toplum biraz daha duyarlı olmalı” şeklinde konuştu.

MEHMET AKİF SÜTÇÜ merhabahaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.