“Çıkmazların partisi!”

“Çıkmazların partisi!”

Geçtiğimiz günlerde AK Parti'den istifa eden ve 26. dönemde ise AK Parti'den Konya Milletvekilliği yapan Ömer Ünal, “ AK Parti, kuruluş ilkelerinden uzaklaşarak, kendi içinde çıkmazları yaşayan bir parti oldu. Canımızı sıkan çok şeyler yaşanıyor” dedi

Eski Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nun AK Parti'den ihraç edilmeden önce istifa etmesinin ardından, kendisi ile birlikte yol yürüyen siyasilerin de istifaları devam ediyor. Konya'da Davutoğlu'nun istifasının hemen ardından AK Parti'den 26. dönem Milletvekilliği yapmış Ömer Ünal da istifa ettiğini duyurdu. Ünal, istifasına gerekçe olarak bazı maddeleri sıralarken, özellikle AK Parti'nin MHP ve Doğu Perinçek ile yakınlaşmasından duyduğu rahatsızlığın ise fazla olduğunu aktardı. Ünal, “ AK Parti'ye kuruluş ilkelerini bir hatırlatmak gerekiyor. 14 Ağustos 2001'de Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Türkiye'de lider oligarşisi bugün bitmiştir” dedi. Yine Erdoğan, partinin ortak akılla işletileceğini belirtmişti. AK Parti bu anlamda ciddi işler de yaptı. Başarılamaz denilen şeyleri de başardı. Bunları söylemesek haksızlık etmiş oluruz. Fakat son birkaç yılda AK Parti'nin kuruluş ilkelerinden hızla uzaklaştığına şahitlik ettik” şeklinde konuştu.

AK PARTİ'NİN SÖYLEM VE EYLEMLERİ FARKLI!

“Bir Başbakan seçimlerden 6 ay sonra birtakım gerekçelerle, özellikle 'Pelikan Dosyası' diye adlandırılan ve Pelikan Grubunun kamuoyu ile paylaştığı aslı astarı olmayan birtakım gerekçelerle sayın Davutoğlu görevi bırakmak zorunda bırakıldı” diyen Ünal, konuşmasını şöyle sürdürdü: “O gün için Davutoğlu görevi bırakmayabilir miydi? Bırakmayabilirdi. Davutoğlu, gelecek ile ilgili bir ayrışmanın olmamasını istiyordu. Yine Davutoğlu, 'Bize düşen, göreve bırakmaktır' dedi. Davutoğlu, görevinden ayrılırken 'Biz, Cumhurbaşkanının ve AK Parti'nin hukukunu koruyacağız, onlarda bizim hukukumuzu korumalıdır' dedi. Davutoğlu'nun bir kısım medya ile istifaya zorlanması AK Parti'nin en büyük yanlışlarından biriydi. AK Parti Davutoğlu ve ailesinin hukukuna sahip çıkmadı. Türkiye, zorlu bir süreçten geçiyordu. O gün bu partiye ve dava arkadaşlarına zarar vermemek adına Davutoğlu, hiçbir açıklama yapmadı. Davutoğlu, hep 'Benim ve ailemin hukukunu korumak sayın Cumhurbaşkanının görevidir, ben de onun hukukunu koruyacağım' dedi. Davutoğlu, Başbakanlığı bıraktıktan sonra bir kısım troll medyası Davutoğlu'na  “Alman, İngiliz, Amerikan Ajanı, FETÖ'cü, hain” dediler. Her türlü saldırıyı yaptılar. Davutoğlu'nun hukukunun korunması gerekiyordu, yapmadılar. Bir takım kalemler bu ifadeleri kullandığında AK Parti'nin yetkili isimleri çıkıp da “Bir dakika kardeşim, ne oluyor? Ahmet bey, bizim dava arkadaşımızdır” demedi. Davutoğlu, bu yüzden söylemlerini sertleştirdi, kendi hukukunu koruması adına konuşuyor. Davutoğlu'nun hukukunu koruyamama adına böyle büyük bir yanlış yapıldı. Dost, şuan acı söylüyor. AK Parti'de yanlış giden şeyleri sözlü ve yazılı olarak ifade ederek, Davutoğlu uyarılarını yaptı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemindeki yine birtakım maddelerdeki yanlışlıklar, büyük yanlışlar oldu. İttifak yasası, AK Parti'nin MHP ile yakınlaşması ciddi yanlışlardı. Söylemlerde yanlışlıklar oldu. AK Parti maalesef bugün kendi içinde çıkmazları yaşayan bir parti haline geldi. Koalisyon dönemi bitecek denildi, koalisyonların adı değişti ismi ittifak oldu. Birbirine demediğini bırakmayan iki parti, bir araya geldi. Bugün AK Parti'nin Doğu Perinçek ile birlikte yol yürümesini bana birinin izah etmesi gerekir. Nasıl olur da AK Parti ile Perinçek aynı kulvarda yol yürür? Bizi hangi değer Doğu Perinçek ile aynı çizgide buluşturdu? AK Parti'den istifa etmemin önemli bir sebebidir bu yakınlaşma. Bugünkü İttifak Yasası, Türkiye'nin geleceğine ambargo koyacak. Bunu önümüzdeki süreçte tüm siyasi partiler enine boyuna düşünecek. Ayrıca Cumhurbaşkanı seçilen kişinin siyasi parti üyeliği olabilir fakat hem bir siyasi partinin genel başkanı hem de Cumhurbaşkanı olmasının getirdiği handikaplar var. Biz, bu anlayışı da yanlış buluyoruz. Son 1 yıldır ülke bunun acı faturasını ödüyor. 50+1 dayatmasının yanlışlığını da söylüyoruz.”

BAHÇELİ ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMADI!

Davutoğlu'nun Sakarya'daki söylemlerini de değerlendiren Ünal, şunları kaydetti: “7 Haziran'dan sonra Türkiye'de çok kritik bir süreç yaşandı. Çözüm sürecinde devlet zaafiyetinde terör örgütü maalesef kendi iktidarını kurmak için birtakım noktalarda eylemler yaptı. Kabul etmek gerekir, devlet zaafiyet gösterdi. Devlet, bazı şeyleri biliyor ama müdahale etmiyor. 7 Haziran'da AK Parti çoğunluğu aldı ama tek başına iktidar olamadı. Mutlaka hükümet kurulmalıydı. Terörle mücadelede eğer ülke hükümetsiz kalırsa, mücadele zorlaşır. MHP kanadı, AK Parti'ye en yakın olan partiydi. Davutoğlu, defalarca MHP lideri Bahçeli ile görüştü. Davutoğlu, Bahçeli'ye “Türkiye önemli noktadan geçiyor. Terörle mücadelede gelin elimizi birlikte taşın altına koyalım, beraber hükümet kuralım” dedi. Bahçeli, buna yaklaşmadı. Ama bugün Cumhur İttifakı var! Davutoğlu'nun ilk olarak eleştirdiği konu buydu. Zor zamanda, ülke sırattan geçerken Bahçeli, elini taşın altına koymadı. Davutoğlu'nun AK Parti'nin içinde de eleştirdiği bir kesim vardı. AK Parti'nin 7 Haziran-1 Kasım arasında yine o tarihlerde olağan kongresi vardı. Kongre ile ilgili birtakım kişiler, Davutoğlu'na operasyon çektiler. Bir tarafta Doğu ve Güneydoğu'da olan yangını söndürmeye çalışıyorsunuz, bir taraftan da size birileri operasyon çekiyor. Ankara'da Davutoğlu'nu nasıl indiririz çalışmaları da yapıldı o dönemde. AK Parti'nin o kongresine Davutoğlu çok üzüldü. Çünkü arkadaşım dediği insanlar kongre sürecini Davutoğlu'nun aleyhine çevirmek için var gücü ile çabalıyordu!”

“YENİ PARTİ VE ERKEN SEÇİM SÜRECİ”

Son olarak yeni kurulacak olan parti ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Ünal, “Konya başta olmak üzere, Türkiye'nin çoğu şehrinden 'Sizinle birlikte yol yürümek istiyoruz' diyerek, arayanlar oluyor. Şaibesiz ve ideolojik ayrım yapmadan herkes ile yol yürümeye varız. Ayrıca biz seferden sorumluyuz. Zafer ise Allah'ın takdiridir. Yeni partinin Kasım ayı içinde ilan edileceğini söyleyebiliriz. Bizim, ülkenin geleceği ile ilgili dertlerimiz var. Ülke ekonomik olarak zorlu süreçlerden geçiyor. Tarım, hayvancılık, sanayiler çok kötü bir durumda” diye konuştu. “Erken seçim bekliyor musunuz?” sorusunu da yanıtlayan Ünal, konuşmasını şu cümleler ile noktaladı: “2020 yılının Haziran ayından önce seçim olmaz. Çünkü vekillerin 2020 yılının Haziran ayında yaşları tutmasa da milletvekili statüsünden emekli olmaları için günleri dolmuş oluyor. Ama 2020 yılının Kasım ayında bir erken seçim gözüküyor.”

EMRE ÖZGÜL

img_6636.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum