Çiçek: Terör Belası Ebola Virüsü Gibi Size De Bulaşır, Gelin İşbirliği Yapalım

Çiçek: Terör Belası Ebola Virüsü Gibi Size De Bulaşır, Gelin İşbirliği Yapalım

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye’nin 40 yıldır uğraştığı terörü; dosta, düşmana, aynı ittifak içinde olunan ülkelere anlatmaya çalıştığını belirterek, “Diyoruz ki bu terör denilen bela bu insanlık...

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye’nin 40 yıldır uğraştığı terörü; dosta, düşmana, aynı ittifak içinde olunan ülkelere anlatmaya çalıştığını belirterek, “Diyoruz ki bu terör denilen bela bu insanlık belası bu bir veba bu bir Ebola virüsü gibi size de bulaşır, gelin işbirliği yapalım.” dedi. Bu ülkelere altında imzaları olan sözleşmeleri için 'gereğini yapalım' dediklerini kaydeden Çiçek, “ 40 yıldır uğraşıyoruz bir türlü yeteri kadar tedbir seviyesinde, ciddi samimi bir işbirliği seviyesinde, bunu duyurma imkanımız olmadı. Bu bir insanlık suçu, insanlığa karşı suç. Eğer siz işbirliği yapmazsanız, gün gelir sizi de vurur. Sizin de, başınıza bela olur. Bugün IŞİD dediğiniz bela, neyin nesi. 80 ülkeden gelen teröristlerin belli bir mekanda buluşup, insanlık suçu işlediği bir faciaya, bir fenomene dönüştü. Demek ki, 80 ülkeden geliyor. 80 ülkenin asgariden terörle mücadele konusunda işbirliği yapması lazım. Hani işbirliği, hayır. Bunun olmadığını, bu konudaki iki yüzlüğünü çok net görüyoruz.” açıklamasında bulundu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), İngiltere Büyükelçiliği,Türkiye Adalet Akademisi ve Mağdur Hakları Daire Başkanlığı (MHDB) işbirliğinde düzenlenen Uluslararası Mağdur Hakları Sempozyumu Rixos Otel’de başladı. Ceza İşleri Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde düzenlenen sempozyumun açılış törenine TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İngiltere Ankara Büyükelçisi Richard Moore , Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün ve birçok davetli katıldı.

"UMURSAMAZLIKLAR, AŞIRI KAR HIRSI MAALESEF MAĞDURİYETLERE SEBEP VERİYOR"

Bugün bu toplantının yapıldığı günlerde herkesi üzen ve herkesi bir beklenti içine sokan büyük mağduriyetler yaşandığını belirten Çiçek, “18 vatandaşımız şuan göçük altında. Temenni ve dua ediyoruz ki, bu bekleyişimiz bundan öte bir acıya dönüşmesin. Umursamazlıklar, tedbirsizlikler, sorumsuzluklar, aşırı kar hırsı, maalesef mağduriyetlere sebep veriyor. Sonu ölümle sonuçlanmasa bile, mağduriyet mağduriyettir. Öbür taraftan yine hepimizin gözlediği, benim için sürpriz olmayan bir şekilde terör eylemlerinde bir hareketlilik, yeni canlanma var. Şehitlerimiz ve yaralılarımız var. Onlara her defasında Allah’tan rahmet diliyoruz.” diye konuştu.

Uluslararası hukuk kurallarının mağduriyetleri giderme ve önlemede yeterli olmadığını anlatan Çiçek, “Belli ki acıların yüreğimizde iz bıraktığı bir süreçte bu toplantıyı yapıyoruz. Bunların başında terör geliyor. 40 yıldır uğraşıyoruz. Dosta, düşmana, aynı ittifak içinde olduğumuz ülkelere anlatmaya çalışıyoruz. Diyoruz ki bu terör denilen bela, bu insanlık belası, bu bir veba bu bir Ebola virüsü gibi size de bulaşır gelin işbirliği yapalım. Altında imzanız olan sözleşmeler var. Bunun gereğini yapalım. 40 yıldır uğraşıyoruz, bir türlü yeteri kadar tedbir seviyesinde ciddi samimi bir işbirliği seviyesinde bunu duyurma imkanımız olmadı. Bu bir insanlık suçu, insanlığa karşı suç. Eğer siz işbirliği yapmazsanız, gün gelir sizi de vurur. Sizin de başınıza bela olur. Bugün IŞİD dediğiniz bela neyin nesi. 80 ülkeden gelen teröristlerin, belli bir mekanda buluşup, insanlık suçu işlediği bir faciaya bir fenomene dönüştü. Demek ki; 80 ülkeden geliyor. 80 ülkenin asgariden terörle mücadele konusunda işbirliği yapması lazım. Hani işbirliği, hayır. Bunun olmadığını, bu konudaki iki yüzlülüğünü çok net görüyoruz. Eğer benim canımı yakarsa, terör örgütüdür. Başkasının canını yakarsa, kıyıdan köşeden, arkadan dolaşarak, sadece üzücü olaylar meydana geldiğinde, bir başsağlığı mesajı gönderip, herkes vicdanını rahatlatmaya çalışıyor. Bir defa daha ifade ediyorum; bu konuya kafa yormuş bir arkadaşınız olarak. Hiçbir terör örgütü, çok net ve açık uluslararası destek olmadan birkaç günden fazla yaşayamaz. O halde, terörden dolayı mağduriyetlerin asgariye indirilmesi isteniyorsa, uluslararası bir işbirliğine samimi, kalıcı bir işbirliğine ihtiyaç var. Bu var mıdır, nerdesiniz? Yoktur. Yaptık, varız, diyenler varsa, yapması gereken 10 iş varsa, 1’ini yapmıştır. 9’u duruyordur. O biri de en kolay olanıdır. Kendisi için kendi politikasına zarar vermeyecek kısmını yapıyor. 4-5 nüfuslu aileyi geçindirmek bile bir mesele hepimiz için bir endişe çaba kaynağı. Peki binlerce kişilik bir örgüt silahı nereden buluyor, mühimmatı nereden buluyor ,birbirini tanımayanlar nerede eğitiliyor, lojistik destek nasıl sağlanıyor. O yapılaşma nasıl oluyor birbirinin bu akşam hangi yemek yediğini gözlemleyen devletler nasıl oluyor da, 80 ülkeden gelen bu terör gruplarını bir türlü keşfedemiyor. Bir türlü fark edemiyor, bir türlü önceden uyarmıyor, uyarılmıyor tedbir almıyor. Siz buna inanıyor musunuz? Bu insanın aklıyla alay etmek anlamına gelir. İnsanın aklıyla alay ediliyor. Ondan sonrada deniliyor ki IŞİD şu haltı yapıyor, IŞİD bu haltı yapıyor. Peki bu ana kadar niye işitmedik bunu. İşittikte işinize mi gelmedi? Diye gayret göstermemeye, sormak lazım. Bu mağduriyet ve mağdur hatları dediğimiz bu hakları koyacaksak, bunun içini dolduracaksak, bunu görmemezlikten gelemeyiz. Eskiden biz sadece belli terör örgütlerinin mağduru bir ülkeydik, şimdi bu yetmiyor. Bizim dışımızdaki gelişmelerde bizi mağdur ediyor ülke olarak mağdur olarak insanlar olarak mağdur ediyor. O ülkenin vatandaşlarını mağdur ediyor.” açıklamasında bulundu.

"DOST ÜLKELERİMİZ DAHİL BİZE İADE EDİLEN TERÖRİST SAYISI BİR ELİN PARMAKLARINI GEÇMEZ"

“Uluslararası hukukta mutabık kalınan bir husus var. Özellikle terör örgütleri bakımından ya yargılayacaksın ya da iade edeceksin.” diyen Çiçek şunları söyledi: “Bu işlerle uğraşmış ve belli bir sürede bu konuların sorumluluğunu taşımış bir insan olarak. Dost ülkelerimiz dahil bize iade edilen terörist sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Ama listelere bakarsanız ilk defa duyuyorlarmış gibi. Ben biliyorum ki bazı ülkelere günlerce sabahlara kadar çalıştık dosyalar hazırladık. Bak bu örgütlerin sizde şu şu şu unsurları elemanları var demokratik ortamı istismar ediyor bunlar. Sizin ülkenizden imkan sağlıyor. Eğitim imkanı sağlıyor lojistik destek sağlıyor. Para topluyor, eleman temin ediyor. Bunlar bizim görüşlerimiz olduğu kadar 2013 Europol raporunda bu başlıkları göreceksiniz. Bizim canımızı yakan ve her gün rahmet dilemek durumunda kaldığımızı insanlarımı şehit eden katleden bu terör örgütleri bu imkanları oradan sağlıyor yayınladıkları raporlar var. bizim ülkemizde eylemi Türkiye’de koyan ve Türkiye’de hepimizin yüreğini yakan olayları işleyenlerin şu örgütün bizde şu kadar mevcudu var bu örgütün bu kadar mevcudu var her sene yayınlıyorlar. Buna karşı iade edilen bir tek kişi yok. Peki yargılıyor musun. Ben şuana kadar dişe dokunur evet bu hainler bu insanlık düşmanı örgütün mensupları işte şurada yargıladı ve şu cezayı aldılar diye diye dokunur bir yargılama faaliyetini görmedim. Ne yargılıyor ne iade ediyor. bu mağduriyetlerden bu kaybettiğimiz insanların acılarında bu aymazlığı gösteren bu işbirliğinden kaçanların hiç sorumluluğu yok mu? Sadece demokrasi, özgürlük, insan hakları lafını söyleyerek bunların arkasına sığınarak tarihi sorumluluktan insanlık karşısındaki sorumluluktan kaçabilirler mi? kaçamazlar. Kaçmaları mümkün değil.”

HER AF BERABERİNDE ÇOK CİDDİ MAĞDURİYETLER GETİRİR VE GETİRİYOR

Üzerinde durulması gereken konulardan birinin de aflar olduğunu hatırlatan Çiçek, “Biz çok af çıkarmış bir ülkeyiz. Ben de Adalet Bakanı iken ne zaman cezaevine gitsem, baba af yok mu? Diye bağırırlar. Bu namludan çıkan mermi gibi birşeydir bu af. Nereye saplanacağı belli olmaz. Siyasette iki sözcük, çok düşünülerek kullanılması lazım. Bir tanesi erken seçimdir. O Türkiye’nin işleyişini büyük sıkıntıya sokar, ikincisi de aflardır. Her af ister ceza hukuku anlamında, ister mali, ister başka anlamda, beraberinde bir çok mağduriyeti getirir. Anasını baltayla kesmiş, kız kardeşini baltayla kesmiş, o tarihte idama mahkum edilmiş ama sonradan çıkan aflarla yaşayan Topal Rıfat’ı bilirim. Topal Rıfat yaşıyor, çıktı. Tahliye oldu annesi ve babası hunharca katledildi mezarda. Bunun en önemli sebeplerinden biri aflardır. İyi düşünmek yazım. Cezaevleri doldu doluyor, yeni baştan af, bunlar kolay konuşulacak laflar değil. Her af beraberinde çok ciddi mağduriyetler getirir ve getiriyor.” şeklinde konuştu.

CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.