Chp’li Demir: Öğretmenlerimizin Durumu Daha Da Kötüye Gidiyor

Chp’li Demir: Öğretmenlerimizin Durumu Daha Da Kötüye Gidiyor

CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir öğretmenleri mutlu olmayan bir toplumun ilerlemesinin olanaklı olmadığına işaret ederek, mevcut sistem içerisinde özellikle öğretmenlerin durumunun daha da kötüye gittiğini söyledi.24 Kasım...

CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir öğretmenleri mutlu olmayan bir toplumun ilerlemesinin olanaklı olmadığına işaret ederek, mevcut sistem içerisinde özellikle öğretmenlerin durumunun daha da kötüye gittiğini söyledi.

24 Kasım Öğretmenler Günü için yazılı değerlendirme yapan Nurettin Demir; değerlerine sahip çıkan, ilerlemiş bir ülke tanımının, ancak öğretmenlere verilen değer ile ölçülebileceğini belirterek, “Türkiye’de eğitim sistemimiz gericilik sarmalı içerisinde, öğrencilerin, velilerin ve öğretmenlerin mağduriyetlerini her geçen daha da artıran bir sistem haline dönüşmüştür. Eğitim sisteminde yaşanan köklü değişiklikler, siyasi kadrolaşma, 4+4+4 sonrası yaşanan okul dönüşümleri, özür grubu atamalarında yaşanan sorunlar, eğitim yöneticilerinin sendikal-siyasal referanslara göre belirlenmesi, eğitimin dini kurallara göre 'tek din, tek mezhep' anlayışına uygun olarak düzenlenmesi gibi olumsuzluklar, yaşanan sorunları daha da artırmaktadır.” dedi.

Ayrıca, bütçeden de yeterince payı alamayan eğitim sisteminin özelleştirme kıskacında olduğunu hatırlatan CHP’li Demir, şöyle devam etti:

"2014 yılı için 56 milyar TL olan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesinin, bir önceki yıla göre daha düşük bir oranda, 2015 yılı Bütçe Kanunu Tasarısı'nda yüzde 11 artışla 62 milyar TL’ye çıkarılmıştır. Kamu kaynakları her fırsatta özel okullara aktarılırken, velilerin cebinden yaptığı eğitim harcamaları her geçen yıl artmıştır. Türkiye’de eğitim harcamaları bakımından en yüksek ve en düşük gelir grubu arasındaki fark ise yüzde 14’e çıkmış durumdadır. Bu sistem içerisinde özellikle öğretmenlerimizin durumu giderek daha da kötüye gitmektedir.”

“70 BİN ÖĞRETMEN ATAMA BEKLİYOR”

Demir, büyük bir heyecanla eğitim fakültelerine giren ve dört yıllık bu bölümlerden mezun olan gençlerin atanamadığı, özel okullarda ya da ücretli öğretmen olarak düşük ücretlerde çalıştırılmaya mahkum edildiğini ifade ederek, 140 bin öğretmen açığı olan Türkiye’de, birçok okulun öğretmen açığını ücretli öğretmenler ile daha ucuza kapattığını, buna karşılık ise 70 bin öğretmenin atama beklediğini söyledi. Demir, “Milli Eğitim Bakanlığı tarafından sadece 40 bin kadronun verildiği, branş öğretmenlerine ise neredeyse hiç kadronun açılmadığı bir ortamda gençlerimiz umutlarını yitirmektedir.” diye ifade etti.

“ÖĞRETMENLER YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA MAAŞ ALIYOR”

Öğretmenlerin yoksulluk sınırının altında maaş aldığına işaret eden Nurettin Demir, şöyle devam etti: “Türkiye’de çalışan öğretmenler, OECD ülkeleri içerisinde en çok çalışan ancak en az kazanan öğretmenler olarak sıralamada yer almaktadır. Ülkemizde öğretmenlerin büyük bölümü geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda kalmaktadır. Tüm bunların yanında öğretmenlerimiz norm fazlası olarak sürgün edilmek, siyasal iktidarın hedefi olarak mağdur edilmek, sendikal mücadele sonucunda ceza almak tehdit ve baskısı altında yaşamaktadırlar. Tüm bunlara ek olarak, Milli Eğitim Bakanlığı eğitim yöneticisi adaylarının atamalarında gerçekleştirilen adaletsizlikler ve siyasi kadrolaşma ile adeta bir hukuksuzluk örnekleri ortaya koymuştur. Sözlü sınav esasında yapılan atamalarla, sendikal faaliyet yürüten tüm yöneticilerin devre dışı bırakılması operasyonu yürütülmüştür. Gerçekleştirilen atamalarla emek vererek birçok insanın hakkı yenmiştir.

“ÖĞRETMENLERİMİZ BU ÜLKENİN AYDINLIK YARINLARINI İNŞA ETMEKTEDİR”

Unutulmamalıdır ki öğretmenleri mutlu olmayan bir toplumun ilerlemesi olanaklı değildir. Çünkü öğretmenlerimiz bu ülkenin aydınlık yarınlarını inşa etmektedirler. Mesleğine kendisini veremeyen, yarını nasıl çıkaracağını kafasında sürekli olarak evirip çeviren, mesleki güvencesi olmayan, itibarı zedelenmiş bir öğretmenin bu topluma faydalı olmasını bekleyemeyiz. Bu sebeple de öğretmenlerimizin durumlarının iyileştirilmesi konusunda önemli adımların atılması şarttır. Başta TBMM olmak üzere hükümet ve diğer yetkili kurumlar öğretmenlerimizin yükselen çığlığına kulak vermelidir. Bu, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakabilmek için Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’e ve O’nun ışığında yürüyen aydınlık eğitim emekçilerine borcumuzdur.” CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.