Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

CHP ve Hamas

CHP ve Hamas

CHP lideri Deniz Baykal, birkaç gün önce gurup toplantısında “Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Davos’ta haksızlık yapılmıştır.” demekle birlikte Erdoğan’ın Hamas’ın masaya oturmasını istemesini eleştirdi ve özet olarak şöyle dedi: “Hamas şeriat devleti kurmak istiyor. Cihadı ön plana çıkartıyor. Yahudi’nin varlığını reddediyor. El – Fetih örgütü ise laik bir devlet kurmak istiyor. Silahlı mücadeleden yana. Yahudi’nin varlığını kabul ediyor. Onlarla yan yana bir devlet kurmak istiyor…”

Hamas, seçimle gelen siyasi bir örgüttür. Demokrasiye inanan seçim sonuçlarına saygılı olmalıdır. İstikrarsız dünya sistemi “Demokrasi” diyor. Seçimi kazanan kendinin bir parçası değilse onu reddediyor ve ona “terörist” damgası vuruyor. “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” Hamas’ın dünya terör örgütü listesinde 10. sırada yer almasının sebebi budur.

Sayın Erdoğan, demokrasi gereği bunun gözden geçirilmesini istiyor. CHP lideri karşı çıkıyor ve Erdoğan’ı suçluyor ve şöyle diyor: “Hamas şeriat Devleti kurmak istiyor, Yahudi’nin varlığını kabul etmiyor. Başbakan acaba bunun hesabını yapmadan mı konuşuyor.”

İstikrarsız dünya sistemi, kendinin bir parçası olmayan örgütleri seçim sandığından çıkınca teröristlikle suçladığına göre, o zaman demokrasinin ve seçimin bir anlamı kalmaz. CHP’nin tutumu buna katkı sağlamaktan başka bir işe yaramamaktadır.

Gazze’nin 23 gün sürekli cayır cayır yanmasının sebebi budur. Bu sebeple Gazze’ye atılan uranyum ve fosfor bombalarından, 400’ü çocuk, bir o kadarı kadın olmak üzere 1400 kişinin ölümünden yalnız İsrail değil, istikrarsız dünya sitemi ve onun parçaları da sorumludur.

CHP lideri Deniz Baykal’ın “Biz yalnız Gazze’de öldürülen çocuklara ağlamıyoruz, Irak’ta öldürülen bir milyon Müslüman’a da ağlıyoruz.” demesi inandırıcı değildir.

İngilizlerin ve ABD’nin gölgesinde Yahudi’nin Filistin’e yerleşmesinin sebebi, “arz-ı mev’ud”u gerçekleştirmektir. Bu durum karşısında Filistin Devleti ile İsrail’in yan yana yaşaması mümkün olur mu?

Halife II. Abdülhamit, Yahudi’nin Filistin’de toprak satın almasına izin vermediği için halledilmiştir. İttihat ve Terakki Hükümeti, II. Abdülhamit gibi Yahudi’nin Filistin’de toprak satın almasına izin vermemiş olmasaydı, Filistin bu duruma düşer miydi? Hâlâ İttihat ve Terakki zihniyetinde ısrar etmenin artık bir anlamı yoktur.

PKK’nın asıl gayesi, Kürt devleti kurmak değil, zulüm makinesi İsrail’in “arz-ı mev’ud” ütopyasına hizmet etmektir. PKK’nın Ergenekon Terör Örgütü’nün bir kolu olduğu yazılıp çizilmektedir. Ergenekon, İttihat ve Terakki’nin diğer bir adıdır.

Beyler, artık aklınızı başınıza alın, yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağız. Yani İslam’dan / şeriattan kaçarken zulüm makinesi İsrail’in Filistin’i olacağız.

“Arz-ı mev’ud” gerçekleştiği zaman Hamas gibi Türkiye’nin terörist listesine alınmayacağımıza bir garantiniz var mı? Yoksa el-Fetih gibi hareket ederiz mi diyorsunuz?

Yahu İsrail “arz-ı mev’ud”tan bahsediyor, CHP ve bazı Arap devletleri Filistin devletinden bahsediyor… Ezher şeyhi Abdurrahman el-Baysar ise İsrail’le barış ve bir arada yaşama yönünde fetvalar veriyor.

Deve kuşu gibi kafayı kuma gömüp istikrarsız dünya sisteminin borazanlığını yapmakla yalnız kendi ölüm fermanımızı imzalamış olmuyoruz; dünyanın ölüm fermanını da imzalamış oluyoruz.

Ne diyordu, Halife II. Abdülhamit, Yahudi lideri Theoodore Herzl, Filistin’de toprak satın almak için kapısına geldiğinde: “Filistin’de dindaşlarımızın ölüm fermanını imzalayamam.”  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi
SON YAZILAR