Cezaevinde Kendisini Öldürmesini Teklif Ettiklerini Yazdı, Öldürüldü

Cezaevinde Kendisini Öldürmesini Teklif Ettiklerini Yazdı, Öldürüldü

İzmir'de 2008 yılında karıştığı gasp ve yaralama olaylarından yargılanarak cezaevine giren 30 yaşındaki hükümlü Nihat Yılmaz’ın, 28 Temmuz 2014 günü Tekirdağ T Tipi Cezaevi’nde aynı koğuşta kaldığı Ali K. tarafından boğulup...

İzmir'de 2008 yılında karıştığı gasp ve yaralama olaylarından yargılanarak cezaevine giren 30 yaşındaki hükümlü Nihat Yılmaz’ın, 28 Temmuz 2014 günü Tekirdağ T Tipi Cezaevi’nde aynı koğuşta kaldığı Ali K. tarafından boğulup boğazı kesilerek öldürüldüğü açıklandı. Yılmaz’ın cezaevinden ailesine faksla gönderdiği 7 Temmuz tarihli mektupta, “Kendimi öldürmemi teklif ediyorlar.” dediği ortaya çıktı. İzmir’de yaşayan Yılmaz’ın ailesi, evlatlarının bir tek kişi tarafından öldürülmediğini, arkasında başka kişilerin de olduğunu iddia etti.

Gasp ve yaralama suçundan hükümlü Nihat Yılmaz, cezasını çektiği Tekirdağ T Tipi Kapalı Cezaevi’nde üç günlük koğuş arkadaşı Ali K. tarafından öldürüldü ancak öldürülmeden önce ailesine gönderdiği mektuplarda ve telefonda söyledikleri, cinayetle ilgili birçok kuşkuya sebep oldu. Baba Şehabettin Yılmaz, oğlunun öldürülmeden üç dört gün önce telefon ederek, "Beni kaybedeceksiniz." dediğini anlattı. Oğlunun gönderdiği mektuplarda cezaevindeki bazı kişilerin kendisine intihar etmesini teklif ettiklerini yazdığını ifade eden yedi çocuk babası Yılmaz, gelen mektupların fotokopilerini çekip Adalet Bakanlığı, Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı ve cezaevi savcılığına gönderdiklerini ancak cevap alamadığını, ellerinden başka da bir şey gelmediğini belirtti. Oğlunu devlete teslim ettiğini söyleyen anne Adile Yılmaz da, “Bana telefon ettiğinde, ‘Ana, bana hakaret ediyorlar. Ana bacı küfür ediyorlar, vuruyorlar, işkence yapıyorlar. Gel kamerayı çıkar, avukatı getir.’ dedi. ‘Nihat, daha kendini öldürmedin mi?’ dediklerini anlattı. Ben kendisine zarar vermemesini söyledim, ‘Deli miyim, kendime zarar vereyim?’ dedi. Bu nasıl devlettir?” diye konuştu.

Mehmet Yılmaz da kardeşinin daha önce de cezaevinde yattığını ancak hiç şikayet mektubu yazmadığını söyledi. Yılmaz, “Bunu bayağı sıkıştırmışlar. Kardeşim mektubunda işkence yapıldığını söylüyor, tarih veriyor. Kamera kayıtlarını istememizi istiyor. Gönderdiği mektuplarda, 'Başgardiyan, bayan başmemur, jandarma robokop.' diyor. Daha önce gönderilen mektupları yırtıyorlarmış. Kurban olayım Allah’a, bir tane merhametli insan çıkmış, mektuplar elimize ulaştı. Demek istediğim, kardeşim orada öldürüldü. Günlerdir tek kalan kardeşimin yanına bir gün önce başka birini veriyorlar, ertesi gün öldürülüyor. Bir gün içinde ne düşmanlığı var ki hem tek başına jiletle kesiyor, iple boğuyor? Bir de o çocuk tek başına yapamaz. Organize bir cinayettir.” dedi. Yılmaz, kardeşinin başka yerde öldürüldükten sonra hücresine geri getirilmiş olma ihtimalinin yüksek olduğunu, cinayeti işlediği iddia edilen kişiye de baskı yapılarak suçu üstlenmesini sağlamış olabileceklerini iddia etti.

Nihat Yılmaz’ın amcasının oğlu Ümit Yılmaz ise, “Biz koğuş arkadaşı öldürmüş diye öğrenince Tekirdağ’a gittik. Olayın böyle planlı olduğu aklımıza gelmiyor. Koğuşta arkadaşıyla kavga etmiş, uyku halindeyken jiletle kesmiş, iple boğmuş diye düşünüyoruz. Gün geçtikçe taşlar yerine oturdu, bu planlı projeli bir şey. Normalde tek kalıyormuş, cuma günü bir tane arkadaş veriyorlar, o da cinayetten hükümlü, 2023’te cezası bitecek. Aradan 24 saat geçmeden, sahur vakti cinayeti işliyor. Sonra sabah sayımına gidince gardiyanlar cenazeyi görüyor. Kaç aydır yalnız kalıyor, cuma akşamı yanına birini veriyor, ertesi gün öldürülüyorsun. Bu o gün öldürülmedi, biz öyle düşünüyoruz. Benim amcamın oğlu 1,90 boyunda 110 kilo, öbür çocuk 65-70 kiloluk, onunla kesinlikle mücadele edemez. Kafasında kesik ve sağ yumurtalığı orta halli kavun kadar büyüktü. Bu o gün işkencede öldü bence.” iddiasında bulundu.

Yılmaz’ın amcası Nurettin Yılmaz ise insan olduklarını, herkesin çocuğunun suç işleyebileceğini dile getirdi. Suç işleyen yeğenini adalete teslim etmek için verdiklerini kaydeden amca Yılmaz, “Cinayet işler, öldürür, ondan sonra başkasının üstesine atar; biz buna inanmıyoruz. Böyle olursa kimse adalete güvenmez. Bilseydim benim çocuğumu adalet öldürecek, ben o çocuğu dağa çıkarırdım. Böyle bir adaleti kabul etmiyorum. Bunu araştırsın, çıkarsın. Mektuplar var, çocuk telefon etmiş, adamların ismini vermiş.” diye konuştu.

Yılmaz’ın ailesi cinayetin arkasında başka kişilerin de bulunduğunu iddia ederek, gerçek sorumluların bulunmasını istedi.

O MEKTUPTA YAZANLAR: KENDİMİ ÖLDÜRMEMİ TEKLİF EDİYORLAR

Hükümlü Nihat Yılmaz, üzerinde "Görüldü" mührü bulunan ve cezaevinden annesi Adile Yılmaz’a faksla gönderdiği mektuplarda, kendisine işkence yapıldığını anlatıyor. Yılmaz’ın 7 Temmuz tarihli mektubunda, “Anne burada beni kimsenin yanına vermiyorlar, tek bir odada tutuluyorum, esir muamelesi yapıyorlar. Müdüründen başgardiyanına kadar söylüyorum yok. Camları kırdım, bileklerimi kestim. Bayan başmemuru şikâyet edin. Telefonda anlatacağım olayları. Bana, 'İntihar et, daha derin kes.' diye teklifte bulundu o ve bir revir personeli. 03.07.2014 saat 12.00-13.00 arası savcıya deyin, kamera kayıtlarını istesin ve suç duyurusunda bulunun. Oğlumuza esir muamelesi yapılıyor, ırkçılık yapılıyor, bir odada tek başına tutuluyor. Dört gündür açlık grevindeyim. Bana, burada tek bırakılarak kendimi öldürmemi teklif ediyorlar. Bakanlığa ve savcılığa şikayet edin. Anne, burada insanı köle gibi gören var. Sabahın 8'inde robocoplar odamı basıyor. Bunları tek tek dilekçede belirtin. Özellikle anlatın savcıya, oğlumun dilekçelerini gözönüne almıyorlar deyin.” ifadeleri dikkat çekiyor. Başka bir mektupta ise Yılmaz, “İşkence yaptılar, ambulansla hastaneye kaldırıldım, darp raporum alındı. Ben de gerekli yerlere dilekçe yazdım. Şu an tek bırakıyorlar. Kamera kayıtlarını isteyin. Bir haftadır açlık grevindeyim. Asimile ediliyorum. Acele savcılığa gidin.” diyor. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.