Cebeci'yi yâd ettiler

Cebeci'yi yâd ettiler

Türkiyem’in şairi Dilaver Cebeci’yi anlatan Yazar Hüzeyme Yeşim Koçak, “Şair Cebeci, kültürümüzün dinî ve millî hassasiyetleri olan bir sanat abidesidir” dedi.

Konya Aydınlar Ocağı’nın bu haftaki Selçuklu Salı Sohbetleri’nde, “Vuslatının 11.Yıldönümünde Türkiyem’in Şairi Dilaver Cebeci” yâd edildi. Konuşmasına Şair-Yazar Dilaver Cebeci’nin en çok sevdiği “Uçlarda Dolaşan Bir Çakırkuşunun Yakarışı”adlı şiirini okuyarak başlayan Araştırmacı – Yazar Hüzeyme Yeşim Koçak, şair, yazarve akademisyen Dilaver Cebeci’nin 1943 yılında Gümüşhane'ye bağlı Kelkit Dayısı köyünde doğduğunu ve Ankara İlahiyat Fakültesi’nden 1970’de mezun olduktan sonra çeşitli lise ve enstitülerde öğretmen olarak çalıştığını belirterek “Diyanet İşleri Başkanlığında neşriyat uzmanlığı yaptı. Geçirdiği bir hastalıktan dolayı 2001 yılında emekliye ayrıldı. Cebeci iki çocuk babasıydı. 29 Mayıs 2008 yılında, İstanbul’un fethi gününde İstanbul’da vefat etti” dedi. İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen sohbette Dilaver Cebeci’nin eserlerinden de bahseden yazar Hüzeyme Yeşim Koçak, şair Cebeci’nin kendi şiiri hakkında “Bir yönüyle şiir çok yüksek seviyede idrak halidir. Şiirle şuur arasında yakın bir ilgi vardır. Şiir kutsal bir sanattır. Ona bu şuurla yaklaşılmalıdır. Şiir sözdür, sesdir, ahenktir, doğrudan kulağa hitap eder. Şiir insan şuurunun destanıdır. Şair ise bu destanı beşeriyete ulaştıran bir elçidir” dediğini aktardı.

O TÜRKİYEM’İN ŞAİRİDİR

Cebeci’nin üniversite öğrensiyken yazdığı ve Mustafa Yıldızdoğan tarafından bestelenen ve bir marş gibi dillerde, gönüllerde dolaşan Türkiyem şiirinin “Baş koymuşum Türkiye'min yoluna, Düzlüğüne, yokuşuna ölürüm, Asırlardır kır atımı suladım, Irmağının akışına ölürüm” dizelerini okuyan Koçak, Cebeci’nin şiirlerinde vatan, tarih, din ve memleket sevgisinin yanında aşk şiirleri de söylediğini ifade etti. “Dilaver Cebeci için Türk sözü bugün için bir ırk değil, Türkçe konuşan, tarihin belli bir dönemini beraber yaşamış olan ortak atalara ve kültüre sahip bir millet için kullanılmaktadır. Kazak, Kırgız, Tatar, Uygur, Özbek gibi zümrelerin ortak adıdır” diyen Koçak, Cebeci’nin Türk-İslâm sentezine inandığını, Türk milletinin bu sentez içerisinden büyük hamleler yaparak hakkın, doğrunun ve güzelin düşmanlarını kahredeceğini ifade ettiğini söyledi. Cebeci’nin “esaret hayatı yaşayan Türklerin hayatiyetlerini İslâm dini sayesinde devam ettirdiklerini, tek Tanrı inancına sahip olduklarını” belirttiğini Türk’e Dair adlı eserinde dile getirdiğini kaydeden Koçak, İslâm inancı ile Türk Töresi’nin bizi bugünlere getirdiğine inandığını da sözlerine ekledi.

TÜRK MİLLETİNİN HAFIZASI SİLİNMEK İSTENİYOR

Dil konusundaki hassasiyeti son derece derin olan Cebeci’nin, İslâmî hüviyeti ile dinî hatırası olan kelimelerin tasfiye edilmek istendiğine inandığını ve ekseriya “hayat, iman, imkân, fikir, akıl” gibi dilimize ve düşünce dünyamıza Kur’an-ı Kerim’le girmiş olan kelimelerin malûm çevrelerce atılarak yerlerine uydurmacaların konulduğuna inandığını dile getiren Koçak, “Özellikle kaza haberleri verilirken mesela; 'beş kişi öldü' yerine 'beş kişi yaşamını yitirdi' demek suretiyle hem hayat hem de onun zıddı olan ölüm kelimeleri telaffuz edilmemiş olmaktadır. Bütün bunlarla Türk milletinin hafızası silinmek istenmekte, onun düşünce biçimi değiştirilmeye çalışılmaktadır, diyen şairimiz; yabancı dille eğitime de karşıdır; Yabancı dil öğrenilebilir. Ama yabancı dille eğitim olamaz. Yabancı bir dilin kültür ürünleriyle temasa geçen bir Türk çocuğu ister istemez başka bir milletin zevkine, yaşama tarzına ve düşüncesine göre davranmaya başlar” diye konuştu. Koçak, “Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi” mahlasıyla kaleme aldığı yazıların mizah yazısı olduğunu ve Dilaver Cebeci’nin ölümüyle birlikte o mizah sahasını dolduracak kimsenin çıkmadığını üzülerek söyledi. Gönül Gözü Derneği Başkanı Derviş Ahmet Şahin de, şair Cebeci’nin Dündar Taşer’e yazmış olduğu “Ağıt” adlı şiirini okudu. Sonra dinleyicilere, Cebeci’nin kendi sesinden “Türkiyem” şiiri ile sanatçı Yıldızdoğan’ın sesinden Türkiyem türküsü dinlettirildi. Konya’da ilk defa gerçekleştirilen anma toplantısında Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, sohbetin sonunda hikâyeci yazar Hüzeyme Yeşim Koçak’a, “Büyük Selçuklu Mirası” adlı kitabı hediye etti. Sonra toplu halde hatıra fotoğrafı çektirildi.

HABER MERKEZİ

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.