Çankaya Zirvesi’nden çıkan kararları destekliyoruz

Çankaya Zirvesi’nden çıkan kararları destekliyoruz

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık olağan basın toplantısında haftanın öne çıkan gündemleriyle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Suriye’de çözümün zor olduğunu hatırlatan Karamollaoğlu, “Suriye kan gölüne dönmüş, milyonlarca insan memleketini terk etmiş. Bir iç savaş çıkmış. 8 yıldır birbirleriyle harp ediyorlar. Bunun neticesinde orda barışı tesis etmek için çok başarılı ve kararlı adımlara ihtiyaç var. Bundan dolayı da Çankaya Zirvesi’ni, Astana görüşmelerinin bir devamı mahiyetinde olan Çankaya Zirvesi’ni çok önemsediğimizi, burada alınan kararları da desteklediğimizi, arkasında olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bu kararlar ümit ediyorum ki başarı ile yürütülür.” dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık olağan basın toplantısında haftanın öne çıkan gündemleriyle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Partisinin Balgat Eğitim Merkezi’nde gerçekleşen basın toplantısında Karamollaoğlu, konuşmasına Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gerçekleştirdiği ziyarete ilişkin açıklamalarda bulunarak başladı. Bu görüşmenin çok verimli ve faydalı geçtiğini belirten Karamollaoğlu, “Üzerinde çok spekülasyonlar yapıldı. Ama ben Sayın Cumhurbaşkanı’na endişelerimi dile getirmeyi, Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı problemleri en azından benim ağzımdan dinlemesini arzu ettim. Görüşme oldukça uzun oldu, o da konuşmanın biraz rahat olmasından kaynaklanıyor sanırım.” dedi.

TEK ÇÖZÜM DİYALOG VE MÜZAKEREDİR

Türkiye’nin bugün çok büyük badirelerle karşı karşıya bulunduğunu söyleyen Karamollaoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
 

“Bunların çözümü için önümüzde tek bir yol vardır; o da diyalog ve müzakeredir. Kararı verecek olan, icraatı yapacak olan iktidardır. Yetkili mevkilerde bulunanlardır. Ancak kararın isabetli olabilmesi, istişarenin genişliğine ve mahiyetine bağlıdır. Biz her zaman istişareden hayır çıkacağına inanıyoruz. Bunun için de biz derdimizi anlatacağız. Bu konuları gerek burada olduğu gibi basın toplantılarında gündeme getireceğiz, gerekiyorsa da ilgili şahısları bu konuda Türkiye’de sözü dinlenmesi muhtemel olan kişileri ziyaret edeceğiz. Böylece Türkiye’nin problemlerinin rahat bir şekilde nasıl çözüleceği konusunda fikirler oluşturacağız. Bunun doğru bir yol olduğunu ifade etmek istiyorum.”

ABD İLE HUZUR, BARIŞ HERHANGİ BİR MASADA KONUŞULAMAZ

Dış politikada Türkiye’nin önündeki en büyük konunun Suriye meselesi olduğunun altını çizen Karamollaoğlu, “Tekrar tekrar dile getirdik; ABD ile bu bölgede huzuru sağlayacak bir mutabakat ortaya koymak mümkün değildir. ABD ile huzur, barış herhangi bir masada konuşulamaz. Çünkü Amerika Birleşik Devletleri’nin bir amacı vardır; kendi arzusunu ve isteklerini yerine getirmek. ‘Benim gücüm var, her istediğimi yaparım. Karşıma çıkarsanız da sizi ezmeye, yok etmeye gayret ederim.’ Başka bir politikası yok Amerika’nın. Son zamanlarda ise bunun çok ciddi bir hüviyete büründüğünü hep birlikte müşahede ediyoruz. ABD’nin özellikle son zamanlarda Çin’i gündeminin başına alarak yürütmeye çalıştığı politikalar ‘dünyada tek söz sahibi benim’ algısını oluşturmak istemesidir.” diye konuştu.

BUNLARI BİLMEDEN MESELEYİ ANLAYAMAZ

Ortadoğu’da başka bir proje olduğuna dikkat çeken Karamollaoğlu, “Bu projenin ne olduğunu Amerika’da zamanın dışişleri bakanı, ‘Ortadoğu yeniden şekillenecek, 22 ülkenin sınırları değişecek.’ demişti. Büyük Ortadoğu Projesi’nin adı Büyük İsrail Projesi’dir. BOP’u ortaya koyan ABD’dir ama ABD’de esas gücü elinde bulunduran Pentagon’dur. Bu projenin haritalarının ortaya çıkmasından bu yana 25 yıl geçti. Herkes kanıksadı ama bu projenin nerden çıktığını kimse düşünmüyor. Biz her zaman dikkat çekiyoruz, yine dikkat çekiyoruz; 1897’de 1’inci Siyonist Kongresi’ni kimse hatırlamazsa bu noktaya nasıl geldiğini bilemeyiz. 1917 Balfour Deklarasyonu harp bitmeden önce İngilizlerin Filistin’de bir Yahudi devletinin kurulmasına destek vereceğini hatırlamazsak bu problemin nasıl doğduğunu, bu noktaya nasıl geldiğini anlayamayız. 1948’de dünyada emsali görülmeyen, topraklarında sadece 10-15 bin Yahudi’nin yaşadığı Filistin’de bir İsrail devletinin kurulmasına BM’nin nasıl karar verdiğini hatırlamazsak bu meselenin ne olduğunu anlayamayız.” diyerek uyarılarda bulundu.

ABD MASANIN DIŞINDA BIRAKILMALI

Ortadoğu’daki problemin çözümü için ABD’nin masanın dışında bırakılması gerektiğine vurgu yapan Karamollaoğlu, “Bundan sonra kolay mı, orası da biraz şüpheli. Çünkü Suriye’de yeni bir devletin kurulması için orada neredeyse altyapının tamamı hazırlandı. Bu noktada da maalesef ki son zamanlarda bizim dış politikada yaptığımız en büyük gaftır Suriye meselesi. Suriye’nin bu hale gelmesinde oynadığımız rolden dolayı. Bunu da unutmayalım. Masada problemleri çözmeye baştan razı olsaydık. Suriye’de belki bugün yaşananlar olmazdı. Onun için ısrarla söylüyoruz; domuzdan post Amerika’dan dost olmaz.” dedi.

UMUT EDİYORUM Kİ SURİYE SÜRECİ BAŞARIYLA YÜRÜTÜLÜR

Suriye’de çözümün bugün artık kolay olmadığını ifade eden Karamollaoğlu, “Suriye kan gölüne dönmüş, milyonlarca insan memleketini terk etmiş. Bir iç savaş çıkmış. 8 yıldır birbirleriyle harp ediyorlar. Bunun neticesinde orda barışı tesis etmek için çok başarılı ve kararlı adımlara ihtiyaç var. Bundan dolayı da Çankaya Zirvesi’ni, Astana görüşmelerinin bir devamı mahiyetinde olan Çankaya Zirvesi’ni çok önemsediğimizi, burada alınan kararları da desteklediğimizi, arkasında olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bu kararlar ümit ediyorum ki başarı ile yürütülür. Ama dediğim gibi Amerika Birleşik Devletleri burnunu sokmaya devam ederse bu neticeleri almanın o kadar da kolay olacağını zannetmiyorum. Alınan kararların içerisinde şu olmasın dediğimiz neredeyse hiçbir şey yok. Ama en önemlisi Suriye’nin egemenliği, birliği ve toprak bütünlüğünün teminat altına alınması bir karara bağlandı. Bunu çok önemsiyoruz.” diye konuştu.

TÜİK İLE İŞ-KUR’UN İŞSİZLİK RAKAMLARI BİRBİRİNİ TUTMUYOR

Geçtiğimiz gün açıklanan işsizlik rakamlarına da değinen Karamollaoğlu şöyle devam etti:

“TÜİK işsizlik rakamlarını açıkladı. Rakamlar hem düşündürücü hem de can sıkıcı. Ülkemizin ekonomik olarak içine girdiği çıkmazın en net göstergesi. 2019 yılı Haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 938 bin kişi artarak 4 milyon 253 bin kişi oldu. Haziran 2018 yüzde 10,2, 2019 yüzde 13,0 oldu. İşsiz sayısı 2018‘de 3 milyon 315 bin, 2019’da ise 4 milyon 253 bine çıktı. Geçen yıla göre işsiz sayısında yüzde 29 artış gerçekleşti. AK Parti iktidara geldiğinde 267 bin olan üniversite mezunu işsiz sayısı bugün 1 milyonu buldu. Burada dikkat çekmek istediğimiz bir husus daha var. TÜİK rakamlarında işsizlik böyle çıkıyor, fakat durum gerçekten böyle mi merak ediyoruz? İŞ-KUR’da kayıtlı olan işsiz sayısı 4 milyon 418 bin fakat TÜİK’te bu rakamlar daha düşük. Bilinmeli ki işsizlik rakamları ile oynayarak işsizlik problemi çözülmez. Milletin cebi ve canı yanıyor, yönetimin bunu görmesi, anlaması icap eder.”

BORÇALANMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DÜYÛN-I UMUMİYE’DİR

“Yönetim ekonomide sıkıştıkça adeta ne yapacağını bilmez bir tavır sergiliyor” diyen Karamollaoğlu, “Atılan adımlar çok açık bir şekilde ciddi bir ekonomi programı olmadığını gösteriyor. İşte bunun son örneği Borçlanma Genel Müdürlüğü’nün kurulmasıdır. Resmî Gazete’de ilan edilen bu kurum 110 tane de personel istihdam edecekmiş. Bu karar gösteriyor ki borçlanma temel bir ekonomi politikası haline geldi. Üretim Genel Müdürlüğü’nün kurulması gereken bir ülkede Borçlanma Genel Müdürlüğü kuruluyorsa vay halimize! Çok açık bir şekilde söylemek istiyorum, bu müdürlük modern bir Düyûn-ı Umumi’ye idaresidir. Neydi Düyûn-ı Umumi’ye? Osmanlı borç almış, borcu ödemek için yine borç almış, o borcu ödeyememiş, bunun akabinde bu kurum kurulmuş. İktidarda bulunan arkadaşların tarihe olan ilgi ve merakını hepimiz biliyoruz. Fakat ne hikmetse tarihin başarılarını değil de hep yanlış kararlarını örnek aldıklarını görüyoruz.” dedi.

İSTANBUL SEÇİMLERİNİ GÖRDÜKTEN SONRA ERKEN SEÇİM ZOR

Kılıçdaroğlu’nun yaşanan ekonomik daralmadan dolayı iktidarın erken seçime gidebileceği şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine ise Karamollaoğlu şunları kaydetti:

“Ben aynı gerekçelerle seçime gidilmeyeceği kanaati taşıyorum. Yani şu an Türkiye, dış politikada zor günler geçiriyor. Ekonomide darboğazdan geçiyor. Eğitim sıkıntıları belli. Sağlıkta sıkıntılar var belli. İşsizlik, borçlanma vs. bunlar belliyken, ortadayken iktidarın ‘ben şimdi seçime gidiyorum’ demesini mümkün görmüyorum. Ben en az iki yıla ihtiyacı olduğu kanaatindeyim. İki yıldan önce Türkiye’de seçim olmaz. İki yıl sonra nasıl bir seçim olacağını, ne zaman olacağını şimdiden söylemek mümkün değildir diye düşünüyorum. Hele ki İstanbul seçimlerini gördükten sonra…”

MERCEDES SATIN  ALINMASINA KARŞIYIZ

“Borçlanarak, vergilerle bu ekonomi düzelmez” diyen Karamollaoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“İsrafa alışan aile de, şirket de batmaya mahkûmdur aynı devletler gibi. Siz sırf itibar kazanmak için güç yetiremeyeceğiniz kıyafetler giyerseniz paçayı kurtaramazsınız, bir de yolsuzluğa bulaşırsınız, ben bu parayı nereden bulacağım diye. Bunun son örneği Cumhurbaşkanlığı için sipariş verildiği iddia edilen makam araçlarıdır. Mercedes marka 4 araç için 80 milyon lira gibi bir meblağ ödeneceği iddia edilmektedir. Milletimiz işsizlikten bunalmışken, evine götüreceği sebzenin meyvenin hesabını yaparken bu arabaların alınması israftır.”

BÜTÜN ANNELERİN ACISI ACIMIZDIR

HDP önünde oturma eylemi yapan annelere de değinen Karamollaoğlu, konuşmasını şu sözlerle bitirdi:

“Çocuklarını kaybetmiş, nerede olduklarını bilmeyen anneler var. Bunlardan bir kısmı Diyarbakır’da HDP binasının önünde dağa kaçırılan çocuklarının iadesini istiyor. Hakikaten bu annelerin acısını hissetmemek elde değil. Evladını kaybetmiş, nerede olduğunu bilmiyor… Fakat iş sadece burada bitmiyor ki, Cumartesi Anneleri, derdine derman arayan başka anneler ve aileler de var ne yazık ki. Biz bunların hepsini muhatap almaya mecburuz. Bu sebeple; Diyarbakır annelerini, harp okulu öğrencilerinin annelerini, Cumartesi Anneleri’ni, Yasin Börü’nün annesini, Berkin Elvan’ın annesini, Rabia Naz’ın annesini, Oğuz Arda Sel’in annesinin acısını paylaştığımızı ifade etmek istiyorum. Çok açık bir şekilde söylemek istiyorum ki; dünya görüşleri, inançları, hayata bakış açıları ne olursa olsun bütün annelerin evlat acısı bizim de acımızdır. Onların mücadelesi bizim de mücadelemizdir. Kimse annelerin acısı üzerinden siyasi rant devşirmeye kalkışmasın. Evlat acısı çeken annelerin yüreğine bir de istismar acısı ekmesin.”

“SURİYELİ İLE GÖRÜŞÜLMELİ” FİKRİME CUMHURBAŞKANI İTİRAZ ETMEDİ

Basın açıklamasının ardından Karamollaoğlu, gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesinde ‘Esad ve Suriye’ ile ilgili neler konuşulduğunun sorulması üzerine Karamollaoğlu, “Şunu öncelikle ifade edeyim; ben doğrudan doğruya Esad’la görüşülmesi gerekir diye bir ifade kullanmadım. Ancak Suriye ile mutlaka görüşülmesi icap eder fikrimi dile getirdim. Sayın Cumhurbaşkanı buna hiç itiraz etmedi. Aynı zamanda aslında belli merciler tarafından bir kısım görüşmelerin yürütüldüğü intibaını uyandıracak cümleler de kurdu.” dedi.

YANLIŞLAR TERK EDİLMEDEN BİRLİKTE ÇALIŞMAMIZIN İMKÂNI YOK

Erdoğan’ın görüşmede ‘beraber çalışalım’ şeklindeki teklifi ile ilgili de Karamollaoğlu, “Şimdi bakın kimle görüşsek eminim Türkiye’de herkes bizimle beraber çalışmayı arzu ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı da bizim konuşmamız tamamlandıktan sonra, ben ayrılmadan önce böyle bir ifade kullandı. Ben de bunu garipsemedim. Ancak bu konuyu şu anda zait olarak gördüğümü ifade ettim. Zaman içerisinde bunlar da görüşülür, görüşülmez demiyorum. Bazen sorduklarında ‘AK Parti ile beraber çalışabilir misiniz?’ diye hep şu cümleleri kullandım; biz herkesle çalışabiliriz. Ancak yanlışlar terk edilmeden birlikte çalışma imkânı olmaz. Yani bu da şu manaya geliyor; bugüne kadar AK Parti’nin dış politikada, ekonomide, adalet mekanizmasında, eğitimde, sağlıkta yürüttüğü veya altyapı çalışmalarında bütün politikaların temelinden değişmesinde ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz.” şeklinde cevap verdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.