Kerem İşkan

Kerem İşkan

Bosna izlenimleri 2

Bosna izlenimleri 2

Bosna'da Doğa

 
Bosna-Hersek, doğusundan Sırbistan, güneydoğusundan Karadağ, kuzeyinden ve batısından ise Hırvatistan ile çevrilmiş olan ve kabaca üçgen biçiminde bir Avrupa-Balkan ülkesidir. Neretva Nehri'nin denize döküldüğü yerde 24 kilometrelik bir toprak parçasıyla Adriyatik Denizi'ne açılır. Dağlık arazi Sava ve Neretva ırmaklarının sularıyla parçalanır. Ülkenin güneybatısının en belirgin özelliği olan yarıklar, çukurlar ve hendeklerle dolu kireç taşlarından meydana gelen bir karst yüzey yapısıdır. Aralarda küçük çöküntüler halinde ekilebilir topraklar vardır.

 
Ülkeye adını veren Bosna Irmağı, İgman Tepesinin eteğindeki bir kaynaktan doğduktan sonra 271 kilometrelik bir yol izler ve Sava Nehri ile birleşir. Ülke topraklarının kuzeyinde ekilebilir verimli topraklar vardır.

Bosna-Hersek'in yer şekillerine baktığımızda araziyi genel olarak üç bölümde ele alabiliriz. Bunlardan ikisi - birincisi ülkenin kuzeyinde, ikincisi ise ülkenin güneyinde yer alan ovalık alanlardan oluşmaktadır. Yer şekillerinin üçüncüsünü ise bu ovalık alanlar arasında uzanan dağlık arazi oluşturmaktadır. Bu dağlık alanın kuzeyinde Peripanonska ovası, güneyinde ise küçük ovalık alanlarla alçak Hersegovina bölgesi yer almaktadır.

Bosna-Hersek sahip olduğu coğrafi konum nedeniyle, Balkan yarımadasının stratejik değeri ile birlikte mütalaa edilmelidir. Ancak, ülke coğrafi özellikleri itibariyle (dağlık ve engebeli karakteri) yarımadanın diğer bölgelerine nazaran daha az önem arz eden bir durum ortaya koymaktadır. Ülke, tarih boyu çok çeşitli kavimlerin istilasına maruz kalmıştır.
 
 
Balkan yarımadasının (batı ucu) serhat bölgesi niteliğinde olan Bosna-Hersek, Güney Avrupa ve Balkan karakterinin birbirleriyle kaynaştığı karma bir kültür ve sosyal yapı sergiler. İşte sahip olduğu bu nitelikler nedeniyle de tarih boyu çok çeşitli ırklara ve kavimlere ev sahipliği yapmıştır.

Bosna'nın orta ve Sırbistan'a bakan doğu kesimleri ormanlarla kaplıdır. Ormanlar çam, kayın ve meşe ağaçlarından meydana gelir. Yer altı zenginliklerinin başlıcaları; kömür, demir, bakır, manganez, kurşun, cıva ve gümüştür. Ayrıca çinko, kurşun, manganit, krom, pirit ve gümüş maden rezervleri de oldukça yüksek seviyededir ve Bosna-Hersek bu yer altı zenginliklerinin yanı sıra zengin bir hidroelektrik enerji potansiyeline de sahiptir.

Bosna-Hersek’in akarsuları Karadeniz ve Adriyatik havzalarına akmaktadır. Karadeniz havzasına suları boşaltan en önemli akarsu Sava Nehri'dir. Aynı zamanda ülkenin hemen hemen bütün büyük akarsuları Sava Nehri'ne dökülmektedir. Sularını Adriyatik Denizi'ne gönderen tek nehir ise Neretva Nehri'dir. Bosna-Hersek'in başlıca akarsuları: Sava, Una, Vrbas, Bosna, Drina, Neretva ve Trebişnyisa akarsularıdır.



Ulaşım

Bosna-Hersek sınırları içinden geçen iki önemli uluslararası transit yol vardır. Bunlardan ilki Tuna Nehri'nden Adriyatik Denizi'ne doğru inen transit yol, ikincisi ise Orta ve Batı Avrupa'dan Orta Doğu'ya uzanan transit geçiş yoludur, ancak tüm bunlara rağmen ülkedeki ulaşım sisteminin fazlasıyla modern ve gelişmiş düzeyde olduğu söylenemez.Bosna Hersek’te iki havalimanı vardır.Ancak bunlardan Sarajevo Havaalanı öne çıkmakta uluslarası uçuşlara açık bir hava limanıdır.
Diğeri Mostar’da bulunan yarı askeri küçük bir hava limanı vardır.
İstanbul - Saraybosna arasındaki uzaklık 1.50 dakika sürmektedir. Saraybosna Uluslar arası havaalanı şehir merkezinin 1,6 km. güneybatısında bulunuyor.

Toplu ulaşım araçları ile havaalanı şehir merkezi arasında ulaşım sağlanmaktadır. Havaalanı otoparkı dışında bulunan otobüs durakları anayol üzerinde bulunuyor. Her 30 dakika da bir otobüs ve Tramvay ile şehir merkezine ulaşabilirsiniz.


Saraybosna Şehri ulaşımın en rahat şehirlerden bir tanesidir. Şehirde 7 tramvay hattı bulunmakta olup, troleybüs hatları ve birçok otobüs güzergâhı şehir içi ulaşımı sorunsuz hale getirmiştir. Genelde trafik kurallarına riayet edilmektedir ve fazla bir yoğunluk yoktur ancak park yeri bulmakta zorluk yaşanabilmektedir. Şehir merkezindeki park yerleri genelde ücretlidir. (1 saati 2 KM) Şehir içi ulaşım için Satın aldığınız biletleri araçların içerisinde okutmanız gerekiyor. Kontrol elemanları sık sık arama yapıyorlar.

Taksilerde taksimetre mevcuttur ve sürücüler genelde taksimetre uygulamasına riayet ederler. Taksimetre gündüz 2 KM, gece 2,30 Km. açılmakta ve kilometre başına gündüz 1 KM, gece 1,30 KM yazmaktadır. Ayrıca düzenli tramvay, troleybüs ve otobüs seferleri de mevcuttur ve bilet fiyatı gişelerde 1,20 KM, otobüste alınırsa 1,50 Km. Ülke içindeki karayolu trafiği yoğun, karayolları genellikle bakımsızdır. 1.000 kişiye düşen binek otomobili sayısı 350 civarındadır. Ancak birçok anayolda trafik işaretleri dahi bulunmamaktadır. Süper benzinin litre fiyatı 1.50 KM, motorin 1.30 KM seviyesindedir.

Havayolu:
THY’nin Pazartesi-Çarşamba-Cuma günleri
Air Bosna’nın da Salı-Perşembe-Pazar günleri İstanbul’dan Saraybosna’ya karşılıklı seferi bulunmaktadır. Saraybosna havaalanı, şehir merkezine 12 km. uzaklıktadır taksi ücreti 10 Euro tutmaktadır..

-----------------------------------------
Bosna'da Gezi
 
 
Bosna Mutfağı’ndan örneklerin bulunduğu nefis bir menü hazırlanmış. Yemekten sonra Holiday Inn Oteline geçiyoruz. Yorgun olan gezi ekibi odalarına çekiliyor. Bosna’da hayat sanılanın aksine gece 10’da tamamen bitiyor. Açık yer bulmak neredeyse imkansız.

Otel’de yapılan sabah kahvaltısından sonra Mostar’a gitmek için otobüslerle harekete geçiyoruz. Saraybosna ile Mostar arası otobüsle yaklaşık 2 sat sürüyor. Yolda Osmanlı’nın izleri, camilerle, han ve kervansaraylarla adım-adım bizi takip ediyor. Mostar Saraybosna’nın aksine Akdeniz iklimine sahip. Yol boyu doğanın tüm cömertliğini sizi takip eden nehirlerin kenarında müşahede ediyorsunuz. Kısa kahve ve fotoğraf çekinme molaları veriyoruz.

Mostar şehrinin sınırları içerisinde kalan Blagay’da Osmanlı’dan kalma Sarı Saltuk Blagay Tekkesi mevcut..

Alperenler Tekkesi

Anadolu erenlerinden Sarı Saltuk Sultan yurdumuzdan göçüp, Buna nehri kıyısında bulunan bu beldeye gelmiş. Katolik Hıristiyanlarının eziyetleri ile ezilen Bogomil inancına sahip Boşnak halkı, hem manevi hem de maddi zulümlerden kurtarmak ve Avrupa'ya ışık saçmak için burada yerleşmiştir. Amaçlarına ulaşmışlar ki hala tohumların yeşerdiğini gün be gün görebiliyoruz.
 Tekkeyi Sarı Saltuk yaptırmış. Tekke Fidan Turizm tarafından 30 yıllığına kiralanmış şuanda da dünyanın dört bir tarafından gelen Müslümanları ağırlıyor. Bizlerde öğle namazını bu muhteşem atmosferi olan Tekke’de kıldık. Tekkede Türk çayı içiyoruz. Tekkeyi ve kaynağı geziyoruz. Nehrin kaynağında mağaraya botla gezinti yapılabiliyor. Blagaj köyü Hırvat-Müslüman karışımı bir köy.
Tekke’nin etrafında ki lokantalarda nefis Kırmızı Alabalıklar pişiriyorlar.Öğle yemeğinde burada kırmızı alabalık  yiyoruz.Hediyelik eşyalar satan portatif dükkanlar ve hiçbir yerde yiyemeyeceğiniz lezzette çilekler satılıyor. Mostar’ın balı ve sirkesi lezzet bakımından dünyaca ünlü.
 
MOSTAR

Bosna’da Türklere karşı müspet yönde aşırı bir ilgi mevcut. Girdiğiniz dükkânların birçoğunda, camilerde ve sokaklarda Türk bayrakları görüyorsunuz. Önemli noktalarda Türkiye Ziraat Bankası şubeler açmış, sokaklarda yürürken Bosna üzerinde egemen bir gücünde Türkiye olduğunun farkına varıyorsunuz.

Mostar’a varıyoruz. Mostar, şu anda nüfusun %60’ı Hırvat. Gerisi ise Boşnak. Neretva nehri şehrin ortasından geçiyor. Tarihi Mostar köprüsü de bu nehrin üzerinde bulunuyor. Tarihi çarşıda gezinti yaparak köprüye ulaşıyoruz. Koski Mehmed Paşa Camii, Şehitlik ve Karagöz camilerini de geziyoruz.

Köprü harika. Yenisini Türkiye yaptırmış. Bayburtlu taş ustaları, tüm hünerlerini göstermişler. Mostar adeta bu köprü ile bütünleşmiş. Dünyanın her bir köşesinden buraya turist geliyor. Ve turistler döviz bırakıyor. Ve bundan da, Hırvatlar faydalanıyor. İnsan, Hırvatların aklından şüphe ediyor, bu köprüyü görünce. Savaşta, adeta bindikleri dalı kesmişler, bu köprüyü yıkmakla.

Ayrıca Mostar’da oynanan Hırvat ve Avrupa oyununu dinledikçe insan kahroluyor. Avrupa, Hırvatlara karşılıksız ve sınırsız yardım ediyormuş.
 
 
 
Bu yardımlarla, Boşnakların arazilerini ve evlerini satın alıyorlarmış. Boşnaklarda baskılara dayanamayıp satıyorlarmış ve göç ediyorlarmış Mostar’dan. Savaştan önce % 60 Boşnaklar yaşarken, şu anda Hırvatlar % 60 olmuş. Yavaş yavaş Hırvatlaşıyor Mostar şehri. Savaşta yapamadıklarını şimdi bol paralarla yapıyorlar. Bu gidişle, kısa zamanda Mostar şehri, Hırvatistan’a bağlanırsa şaşmamak gerek.



Şehrin siluetine Osmanlı mimarisi hâkim; fakat yaşam tarzı Müslümanlıktan öte. Mostar’ın yanı sıra bir de Küçük Mostar diye bir köprüsü mevcut. Mostar’ın Türkçe anlamı ise ; “KÖPRÜ BEKÇİSİ” olduğunu öğreniyoruz. Mostar köprüsünden Neretva nehrine atlamakta erkelerin cesaret göstergesi olarak adlandırılıyor. Ayrıca para ile de Mostar’dan atlayan kişilerde mevcut. Bu nefes kesen gösteriyi gezi ekibi heyecanla izliyor.

Mostar Bosna Savaşı’nın sembolü konumda. Bugün herhangi birine Bosna Savaşını sorduğumuzda aklına ilk gelen yer Srebrenitza ve Mostar oluyor. Bu şehir turizm şehri haline gelmiş. Türklerden sonra bölgeyi en çok ziyaret edenler arasında İtalyanların olduğunu rehberlerimizden öğreniyoruz. Mostar Bosna Savaşını en derinden hissetmiş bir şehir.



Bosna Savaşının kaderini belirleyen durumlardan bir tanesi de “Hayat Kurtaran Tünel” olarak adlandırılıyor. Bu tünel savaş zamanında Bosna Halkının “Özgür Bosna” diye tabir edilen bölgeden Saray Bosna Havalimanın diğer tarafında kalan Boşnakların yaşadığı bölgeye geçiş olarak kullanılmakta. Bu tünel bir savaş kahramanı Teyze’nin evinin içinden geçmektedir. Şu anda bu teyze geçimini bu tünele gelip orada satılan eşyaların ücretleri ile sağlamaktadır. Tüneli ziyaret edenlerin arasında dünyaca ünlü sanatçılarda var. Şu anda tünelin yalnızca belli bir mesafesi açık diğer tarafını kapatmışlar. Sembolize edilmiş tünelden çıktıktan sonra Bosna Savaşına ait video görüntülerinden oluşan kısa bir belgesel izliyorsunuz. Tünelin içinde bulunduğu ev savaşın tüm izlerini bünyesinde barındırıyor.
Mostar gezisinden sonra otobüslerle Saraybosna’ya Hava Limanına hareket ediyoruz. Yolda bir turistik tesiste bizlere meşhur MOSTAR KUZU Çevirmesi yaptırmışlar. Akşam Yemeğini burada yedikten sonra, Sarejevo Hava Limanına ulaşıyoruz.
Sıcak, rüzgarlı bir günün ardından uçak tam kalkmaya hazırlanırken pencereden lapa-lapa kar yağdığına şahit oluyoruz. Bosna-Hersek’e 56 yıl aradan sonra kar yağıyor.Gece 12.30 civarın da uçağımız Konya Hava Limanına iniş yapıyor.
2 gündüz bir gecelik Bosna-Hersek gezimiz böylelikle sona eriyor.



-------------------------------------------
 
Bosna'da Yemek



Bosna-Hersek’i gezerken ikici günümüzü Mostar’a ayırıyoruz.Hem Mostar yolunda hem de Mostar içinde tatmanız gereken çok farklı lezzetler var. Bunların en başında Kuzu çevirme geliyor. Jangje dedikleri kuzu çevirmenin Bosna-Hersek’teki adı. Telaffuzu da YAHNİ olarak kulağınıza çalınıveriyor. Mostar yolunda kuzu çeviren tesislerin sayısı bir hayli fazla.Kuzuyu bizim çevirmelerin aksine kellesiyle birlikte yapıyorlar. Tamamen köz ateşinde kuzuların ne kadar hızlı ve lezzetli piştiğine şahit oluyoruz.
 
 
Çevirme yaptıkları büyük mangallrın içerinde ateş ve kuzu arasında tepsilerle patatesler yerleştiriyorlar. Kuzudan damlayan yağlarla közlenen patateslerin lezzetini tarif etmek mümkün degil.  Porsiyonları kallavi. Böyle bir yemeğin fiyatı ise Türkiye şartlarında hayli ucuz geliyor.



Bosna-Hersek’in en karakteristik yemeklerinden biri de Sarajevo Sahan. Türkçesi: Bosna’nın bütün meşhur yemeklerinden ortaya karışık. Hepsi bu yemegin içinde var.  Soğan dolma, yaprak sarma, domates dolma, köfte, kremalı ıspanak, kuzu eti ve patates püresi. Ağır gibi gözükse de lezzet açısından harika bir yemek. Özellikle içinde bulunan kremalı ıspanak mutlaka denenmeli.
Alperenler Tekkesine ulaştığımızda Tekke’nin etrafındaki çağlayanlara bitişik balık restoranları kurulmuş. Burada Mostar’ın meşhur kırmızı alabaşlıkları yağda kızartılarak yine yanında patatesle servis ediliyor. Lahana salataları ve turşuları ilginç bir tat bırakıyor damakta. Her kırmızı ve beyaz et yemeğinin yanında vazgeçilmez içecekler limonata ve soda-voda (Yani Maden suyu) Mineraller bakımından çok zengin.



Bu yemeklerin üstüne tatlı tercihinizi bizim kalbura bastıya çok benzeyen HURMACIK tatlıları var. Kalbura bastıdan farkı hamuru daha yumuşacık ve daha büyük olması.



Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem İşkan Arşivi
SON YAZILAR