Boşanmalar arttı

Boşanmalar arttı

Boşanan çiftlerin sayısı her geçen yıl artıyor. Boşanma rakamlarındaki artış toplumu endişelendiriyor. İlahiyatçılar ve sosyologlar, boşanmalarda ekonomik sorunların öne çıktığını belirtirken avukatlar ise aldatmaların arttığına dikkat çekiyor

Çok sayıda çift 'şiddetli geçimsizlik' içinde olduklarını öne sürerek yüzükleri atıyor. Boşananların sayısındaki artış endişe verici boyutlara ulaştı. Türkiye'de 2004’te 91 bin 22 olan boşanan çift sayısı 10 yılda yaklaşık yüzde 38 artışla 2013’te 125 bin 305’e yükseldi. Konya'da da yüzlerce çift çeşitli nedenlerle boşanıyor. Boşanmaların ana nedeni ise geçimsizlik olarak kayıtlara geçti. Konya’da bu yıl içerisinde sosyal iletişim araçlarından dolayı boşanma davaları da arttı. Boşanmayla ilgili bilgi veren ve boşanmaların arttığına dikkat çeken Sosyolog Doç. Dr. Özgür Sarı, Konya'da çiftlerin boşanma olasılığı gündeme geldiğinde bazı anne-baba ve akrabaların devreye girerek boşanmayı önlediğini söyledi. Boşanmalarda ekonominin ön plana çıkmasını anlam veremediğini ifade eden Sarı, “Eskiden ekonomi çok daha kötüydü. Anne ve babamız evlendiğinde evlerinde eşya olmadığını, çok zor şartlarda bizi okula gönderip büyüttüğünü biliyoruz. Şimdi öyle mi? Evlenecek çiftlerin evi alınıyor. Evinin içi son teknolojik beyaz eşyalar ile düzülüyor. Bunları alamayanlar için Konya’da çok etkin yardım kuruluşları da var. Boşanmaların en büyük nedeni şimdiki neslin sıkıntıya gelememesi. Yeni nesil tüketim kültürü ile yoğrulduğu için evliliği de çabuk tüketiyorlar. Avukatlar bu işin mutfağında ama çiftler ekonomiyi bahane olarak öne sürüyor. Aşk evliliği günümüzde çok hakim oldu. Cicim ayları geçince de başka maceralar aranmaya başlandı. Evlilikler duygusal olarak görülmemeli. Belli bir zamandan sonra duygusallığın yerine paylaşma, aile kurma, sosyal görevler devreye girer. Ama yeni nesil bunu keşfedemiyor. Aşk bitince evlilik de bitiyor” dedi.

EKONOMİK SORUNLAR ÖNE ÇIKIYOR

Aynı şekilde yeni evlenen çiftlerin ailelerinden ayrı evlerde yaşadığını kaydeden Sarı, geçmişte ise aile yapısının kalabalık olduğunu söyledi. Sarı, “Gelinin kaynanası haftada birkaç gün ziyarete geldiğinde gelin bundan rahatsız oluyor ve üzerinde baskı hissettiğini düşünüyor. Geçmiş yıllarda kaynana ve gelin ölünceye kadar birlikte yaşardı ama bu kadar sorun ortaya çıkmazdı. İşte evlilik bunları aşabilmektir. En küçük sorunları büyütmemektir. Yeni çiftlerin evlilik anlayışı da değişti” diye konuştu. Herkesin evlenmesini de doğru bulmadığını belirten Sarı, “Toplumumuzda maalesef sapkın tiplerin sayısı çok fazla. Kısacası eli iş tutmayan, serseriler de evleniyor. Mahalle aralarında bonzai içen, kapkaççılık yapan bunların ocukları oluyor. Bunlar, çocuk yetiştirmeyi bilmediği için, çocuk daha erken yaşlarda kötü alışkanlıklara bulaşıyor. Son yıllarda mantar gibi çoğalan evlilik programları da aile yapısının içini boşalttı. Kadın telefonla arayarak ev, araba, yüksek maaş soruyor. Hayat arkadaşı mı arıyor. Yoksa müşteri mi arıyor? Artık insanlar evliliğe bu gözle bakmaya başladı. Aile yapısının değişmesine neden oluyorlar. Bunlar çok daha geç olmadan yasaklanmalı” açıklamasında bulundu.

KADINLAR KARİYER PEŞİNDE KOŞUYOR

Boşanmalardaki ana faktörün kadın-erkek arasındaki rollerin değişmesinden kaynaklandığını kaydeden İlahiyatçı Prof. Dr. Saffet Köse ise, “Allah, kadın ve erkeğin birbirini tamamlamasını söylüyor ve rollerin değişmesi konusunda uyarıyor. Bugünün kadını ve erkeğine baktığımızda görevleri birbirini karıştı. Kadının yapması gerekenleri erkek yapıyor. Erkeğe has olkan özellikleri kadınlar yapıyor. Yani araç olan özellikler amaç olarak görülmeye başlandı. Kadının kariyer peşinde olması, evinde zaman ayırmaması, ekonomik özgürlükler bunların en başında geliyor. Yine babanın evindeki geçirdiği vaktin çok kısa olması aile yapısında sarsılmalara neden oluyor. Çocuklar anne-baba ilgisinden uzak kreşlerde büyüyor. Çocuklar üzerinde babadan yoksunluk sendromu ortaya çıktı. Bunun en büyük nedeni çocuklar ile vakit geçirlmemesinden kaynaklanıyor. Bu da belli bir yerden sonra evde resmiye dönüşüyor. Kadın ve erkeğin evliliklerinde iş yaşamı bu kadar abartılmamalı. Ekonomik kaygı uğruna eve bağlılık azalmamalı” şeklinde konuştu.

SOSYAL MEDYA ALDATMALARI ÇOĞALDI

Avukat Ömer Faruk Halıcı ise, sosyal iletişim araçlarının artmasından dolayı aldatma olaylarında artış olduğunu söyledi. Sosyal medyanın evlere çok fazla girmesi ve belli bir sınırın olmamasından dolayı farklı kişilerle iletişime geçmenin çok daha kolay olduğunu söyleyen Halıcı, “Cep telefonları yokken, telefonla konuşmak ve mesajlaşmak yoktu. Ama şimdi telefon aracılığı görüşmek geri planda kaldı. Facebook gibi sosyal ağlar ile birlikte başkaların evliliklerini görüyorlar. Bu da aldatma ve evde geçimsizliğe neden oluyor. Konya’da bu nedenle boşanmalar görülmeye başlandı” dedi. Boşanma davalarında ana nedenin ise ekonomik olduğuna dikkat çeken Halıcı, “Sadakat yükümlülüğüne uygun davranışların azalması da diğer en önemli nedenler. Bir de sivil toplum kuruluşları ile birlikte kadınlar artık kendini yalnız hissetmiyor. Kadınlar çaresiz olmadığını görüyor. Sığınma evleri de çoğaldı. Bundan dolayı kadınlar artık boşanabiliyor. Mutsuz evlilikler elbette var ama bir şekilde boşanmayı çare olarak görmüyorlar. Şiddetli geçimsilik ise öyle değil. Kadınlar boşanmak zorunda kalabiliyor” değerlendirmesini yaptı.

MEHMET AKİF SÜTÇÜ merhabahaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.