Böbreksiz kalmayalım

Böbreksiz kalmayalım

Konya’daki 27 diyaliz merkezinde bin 839 böbrek hastası yararlanıyor. 503 kişi de böbrek nakli için sırada bekliyor. Uzmanlar nüfusun yaşlanmasıyla kronik böbrek rahatsızlıklarında artışın gözlendiğini söyledi

Yıllar içerisinde sessizce gelişebilen kronik böbrek yetmezliği hastalık çok ilerleyene kadar belirtileri ortaya çıkmayabiliyor. Uzmanlar, her ihtimale karşı düzenli olarak kontrollerin yapılması yönünde tavsiye verdi. Konya İl Sağlık Müdürlüğü’nde edinilen bilgiye göre; Konya’da kronik böbrek rahatsızlığı Türkiye ortalamasıyla aynı seviyede ilerlese de şu an 503 kişi böbrek nakli bekliyor. 4 üniversite, 9 özel hastane ve 14 devlet hastanesi olmak üzere toplam 27 diyaliz merkezinde bin 839 böbrek hastası yararlanıyor. 2013’te bu sayı ise bin 710 şeklindeydi.

ŞEKER VE TANSİYONA DİKKAT

Kronik böbrek rahatsızlığı ve artan böbrek hasta sayısı hakkında gazetemize bilgi veren Huzur Diyaliz Merkezi Pratisyen Hekim Mehmet Çelik, kronik böbrek rahatsızlığının en büyük nedenin şeker ve tansiyon olduğunu söyledi. Çelik: “Akdeniz Ateşi, romatizma rahatsızlığı gibi başlıca nedenler var. Ama ana sebep şeker ve tansiyon. Toplumda ise genetik bir rahatsızlık olarak görülüyor. Aksine şeker ve tansiyondan çok çok geride kalıyor. Vatandaşımızın böbrek yetmezliğinden tek başına korunması mümkün değil. Aile hekimliği ile artık vatandaşımız daha sıcak bir ilişki içerisinde kendini daha iyi kontrol edebiliyor. Sürekli, tansiyon ve şekerin takip edilmesi gerekiyor.”

2013 yılında bin 710 kişi diyaliz merkezlerinden yararlanırken bu sayının 2014 yılında bin 839’a yükselmesini de değerlendiren Çelik, “Bu artış bekleniyordu. Bunu Konya’da böbrek yetmezliği hastaları çoğalıyor desek yanlış olur. Yaş ortalaması Türkiye’de yükseliyor. Bu yükseldikçe kronik rahatsızlıklar dediğimiz, tansiyon, şeker sorunu artıyor. İlerleyen süreçlerde de kalp rahatsızlıkları ve böbrek yetmezliği geliyor. Bu beklenen bir sonuçtur” dedi.

HAFTADA 12 SAAT HEMODİYALİZ

Diyaliz merkezlerinin çalışma yöntemi hakkında da bilgi veren Çelik, “Diyalize gelen hastalara böbreğin gerçekleştiremediği fonksiyonları, makine aracılığı ile kanın temizlenmesi şeklinde işlem yapılır. Her hasta haftada 3 kez 4’er saat olmak üzere toplam 12 saat hemodiyalize girer. Hastaların tüm problemleri merkezde takip edilir. Şeker ve tansiyon daha çok ileri ki yaşlarda görüldüğü için böbrek yetmezliği de genellikle yaşlıların hastalığıdır. Gençlerde de görülmektedir. Ama genellikle 50 yaş üstü kişilerin rahatsızlığıdır” diye konuştu.

Böbrek yetmezliği rahatsızlığının basit bir gribal enfeksiyon gibi ortaya çıkabileceğini ifade eden Çelik, “Gözlerde ve ayaklarda başta olmak üzere vücutta şişmelere neden olur. Bununla beraber, yüksek ateş ve nefes darlığı kendini gösterir. Basit bir kan ve idrar tahlili ile de hastalık tespit edilir. Maddi güç olanağı yeten kişiler hemodiyaliz sistemini evinde de yapabilir. Kullanılacak makinen niteliğine bağlı olarak 100 bin liraya kadar çıkan bir fiyatla eve kurdurulabilir. Bu yeni bir teknoloji olmadığı için birçok hasta bu sistemi evine taşımaktadır” ifadelerini kullandı.

ORGAN NAKLİNDE KONYA BİRİNCİ

Egzersiz, beslenme ve kontrollerin düzenli bir şekilde yapıldığında hastalığa yakalanma riskinin oldukça düşeceğini kaydeden Çelik, “Özellikle alkol ve sigara bunda çok etkili olmaktadır. Düzenli bir uyku böbreklere çok fayda sağlamaktadır. Tuz, şeker ve hamur işlerinden uzak durulmalıdır. Özellikle Konya’mızda hamur işleri çok tüketiliyor. Daha yemeğin tadına bakılmadan tuz atıyoruz. Yediğimiz meyve, sebze ve ekmeklerin içerisinde vücudumuza yetecek oranda tuz mevcuttur. Tuz tamamen damak zevkidir. İnsan alışınca yemeği bu şekilde yiyebilmektedir. Azaltmaktan ziyade tuzu sıfırlamak gerekiyor. Bizim en büyük tavsiyelerimizden biri tuzu hayattan çıkarmak olacaktır” açıklamasını yaptı.

Konya’nın organ nakil oranında Türkiye ortalamasının çok üzerinde olduğunu söyleyen Çelik, Avrupa’ya göre kıyaslandığında Konya’nın geride olduğunu ama Türkiye’ye göre çok iyi durumda olduğunu işaret etti. Konya’nın böbrek yetmezliği hastaları oranında ise Türkiye ile aynı oranda olduğunu belirten Çelik, ağrı kesici kullanımının ise büyük bir risk taşıdığına dikkat çekti. Peynir ekmek gibi ağrı kesicinin tüketildiğini belirten Çelik, “Böbrek yetmezliğinin önemli bir sebeplerinden biri olma yolunda hızla ilerliyor. Ben Konya’da aile hekimliği ve acil servis hekimliği yaptım. Kim gelirse mutlaka ağrı kesici istiyor. Aşırı derecede kullanılıyor. Her baş ağrıdığında ağrı kesici içilmemeli. Doğal yollarla ağrının geçmesi sağlanmalı. Bol su içilmeli, ayaklar yıkanmalı, masaj yapılmalı, gürültülü ortamdan uzaklaşarak, gözler dinlendirilmeli. En son çare ağrı kesici olmalı” şeklinde konuştu.

MEHMET AKİF SÜTÇÜ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.