Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Bir Millet İki Devlet

Bir Millet İki Devlet

Kardeş iki ülke Türkiye ile Azerbaycan, bir millet iki devlet. Bu söz öteden beri söylenmektedir. Türkiye ile Azerbaycan bir millet iki devlet. Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yakında Azerbaycan’a gittiğinde bunu dile getirmişti. Şöyle demişti: Türkiye ile Azerbaycan bir millet iki devlet.

 Türkiye’nin dışa açılımı, Avrasya ve Afrika ile ekonomik ve kültürel ilişkilerini geliştirir. Bölgede büyük bir devlet olmasını sağlar.

 İçe kapanık bir şekilde yaşamak artık mümkün değildir. Bu sebeple Türkiye dışa açılarak ekonomisini güçlendirmek ve dünya barışına katkıda bulunmak istemektedir. İsrail-Filistin, Suriye-İsrail, Lübnan-İsrail, Irak-ABD–İran sorunlarıyla, Balkanlar ve Kafkasya’daki sorunlarla ilgilenmesinin ve Afrika ile ekonomik işbirliğine gitmesinin sebebi budur.

Dışişleri Bakanı Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, 16.05.2009 tarihinde Konya Dedeman otelde, “Türkiye’nin Küresel Güç Olmasında İş Adamlarının Rolü” diye bir konferans verdi. Bu konferansta özet olarak şöyle dedi:

“2002 yılından itibaren dışa açılım yaptık. Türkiye Afrika ve Avrasya’nın kalbidir. Türkiye, Yugoslavya, Irak, Afganistan önemli bir coğrafyadır. Yaşadığımız coğrafyanın hakkını vermemiz gerekir. Müslüman tüccarların Endonozya’nın Müslüman olmasında büyük rolü vardır. Orada kılıç kullanılmamıştır.

 Komşu ülkelerle ekonomik bakımından iç içe girmek savaşı önler, savaş başlasa bile kısa zamanda sona erer. Irak ve İran ekonomileri birbirine entegre olmuş olsaydı savaş kararı alamazlardı. Suriye ile serbest ticaret anlaşması imzaladık. Ticaret hacmimiz % de 8’den % de 37 çıktı.

Bizim egemenliğimizde kalan topraklara uçaklarımız inmeli ve iş adamlarımız oralara uçmalı. Sadece büyük elçilik açmakla olmaz. Böyle olmazsa elçilik, oraya giden Türklerin sorunlarıyla ilgilenir, başka bir şey yapamaz.”

Dışa açılımı sağlam temellere oturtmak gerekir. Türkiye ile Azerbaycan bir millet iki devlet. Bu ifade doğru mu? Bir düşünelim. Siyaseten söylenmiştir, diyemeyiz. O zaman ilişkilerimiz sadece menfaate dayanır. Menfaat bitince ilişkiler bozulur.

Millet, din anlamına gelir. Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulur: (Yahudiler ve Hıristiyanlar Müslümanlara) Yahudi ya da Hıristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız, dediler. De ki. Hayır! Biz hanif olan İbrahim’in dinine uyarız. O müşriklerden değildi” (1).

İbrahim dininden maksat, milletidir. Millet eşittir din demektir. Durum bu iken tarihte yapılan hataya tekrar dönmeyelim. Enver Paşa ve arkadaşları “Turancılık” ütopyası yüzünden Osmanlı devletini perişan etmiştir.

Bu ayet-i kerimeye göre Müslüman olan bütün kavimler bir millettir. Buna göre Türkiye ile Azerbaycan bir millettir. Çünkü her iki devletin halkı Müslüman’dır. Türkiye ile Azerbaycan, Türk kavminden olduğu için Türkiye ile Azerbaycan bir millet ve iki devlet denilmiştir. Yanlış olan budur.

Türk, Arap, Arnavut bir kavimdir; millet değildir. Müslüman olan bütün kavimler bir millet ve ayrı devlettir.

Peygamberimiz bu hususta şöyle buyurur. “Küfür tek bir millettir.” Yani iman etmeyen bütün kavimler küfür milletindendir. Buna göre vahye inanan kavimler bir millettir. Vahye inanmayan kavimler de bir millettir

Madem dışa açılıyoruz. İlişkilerimizi yanlış kavramlar üzerine değil doğru kavramlar üzerine oturtalım.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temeli, Ziya Gökalp’in şu düşüncesine dayanmaktadır:

“Türk milletindenim. İslam ümmetindenim. Batı medeniyetindenim.”

Bu ifade yanlıştır, bilimsel değildir, Türkiye’yi Batı medeniyetinin tutsağı yapmak için üretilmiş bir ifadedir.

Bu ifade ile Gökalp, İslam medeniyetini inkâr etmektedir. İslam dinini inanç esaslarından ibaret kabul etmektedir. Bu hakikate aykırıdır.

Türkiye, bu düşünceden vazgeçmediği müddetçe dışa açılımını sağlam temellere oturtması mümkün değil, gelin işe buradan başlayalım.

-------------

Kaynaklar:

1. Bakara: 135 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi
SON YAZILAR