Kerem İşkan

Kerem İşkan

YILDIRIM İNDİ, DAVUTOĞLU ÇIKTI MI?

YILDIRIM İNDİ, DAVUTOĞLU ÇIKTI MI?

Tuhaf bir başlık değil mi?

İKİ SİSTEM BİRDEN

Türkiye Partili Cumhurbaşkanı sistemine geçişe hazırlanırken aslında sahada fiili geçiş çoktan son kongreyle birlikte yaşandı… Cumhurbaşkanı Sarayı’nda hazırlanan bakanlar kurulu listesiyle birlikte fiili Başbakanlık sistemine de devletin tüm kademelerinde geçildi…

İki sistem birden saha da fiili olarak deruhte ediliyor…

Bu anlamda Davutoğlu’na göre, Binali Yıldırım’ın işi daha zor görünüyor… Her talimatının altında bu saatten itibaren Saray’ın “parafesi” şart…

***

“O bakan olsaydı, bu bakan olsaydı...” cümleleri eski Türkiye’nin alışkanlıkları artık…

Bu dönemde isimlerin, pozisyonların Cumhurbaşkanı Sarayı’nın yanında ve de devlet kademelerinde pek bir önemi de yok…

***

NASIL BİR SÜREÇ BAŞLIYOR

Konya bu süreçte, peş-peşe siyasetten darbe aldı… Daha travmayı atlatamadan son darbeyi de kabinenin açıklanmasıyla birlikte yaşadı… Sessizlik, öfke, kırgınlık ve aldatılmışlık hissi daha şimdiden sokaklarda hâkim psikoloji…

Kabine daha açıklanmadan önce de yazdık;

“Konya boş geçerse bize sürpriz olmaz” diye…

Kimine göre bu yeni süreç bir DEMLEME kimine göre CEZALANDIRILMA süreci…

Kimine göre de tam bir FİYASKO

***

DAVUTOĞLU ETKİSİ ŞEHİRDE SÜRER Mİ?

Bu sorunun cevabı muhtelif…

“Çoktan bitti, yakında esamesi okunmaz...” diyen de çok… 

“Hoca, Cumhurbaşkanı’na karşı görevden çekilerek, sadakatini çok üst bir noktaya taşıdı, bundan sonra Hoca’nın etkisi tartışılmaz, Bin Ali Yıldırım dün neredeyse, bugün orada Hoca var” diyende…

Binali Yıldırım dün itibariyle Cumhurbaşkanı Sarayı’ndan indi… Davutoğlu’da dün itibariyle Cumhurbaşkanlığı sarayına çıktı diye de süreçi okuyanlar olabilir...

Başbakan’ın gitmesinden sonra, şehirde sosyal medyada sevinç gösterileri ile davul çalanlar dünkü kabine fotoğrafıyla birlikte büyük bir “şok” yaşadıkları kesin…

Konya açısından gelinen nokta üzüntü verici bir durum…

***

EN İYİMSER TABLOYA BAKARSAK?

Bu süreçte Konya’nın, ezildiği, kırıldığı, hiçe sayıldığı tescillendi…

Aksine söylem bu saatten sonra Polyannacılık’tan öte, Gonya tabiriyle, “ganaralık” ya da saftirilik olur…

Ama bir iki noktayı netleştirmek lazım…

Lütfi Elvan, Davutoğlu ve Erdoğan arasındaki gerilimin kutup başlarından biriydi…

Başbakan Binali Yıldırım ile halef-selef ilişkileri sırasında, kavgalarını sağır sultan bile duymuştu… Kabine öncesi hiçbir tahlilde olası kabinede ismine şans verilmedi, ihtimal dâhilinde bile tutulmadı

Ama bugün kabinede…

En son yapılan Erdoğan ve Davutoğlu görüşmesinde Lütfi Elvan ismi şekillenmiş olabilir…

Eğer öyleyse, Davutoğlu- Erdoğan paslaşmaları bu dönem de artarak devam eder… Daha uzun süre bu ilişkiden doğacak güçle HOCA sahada etkisini sürdürebilir… Siyaset farklı, çelişkilerle dolu, gerekçeleri ve sonuçları açısından karmamış bir yapıdır…

İyi okumak lazım…

TASFİYELER BAŞLAR AMA NEREDE?

Bu gerilim ve sürtüşme ortamını besleyen, FİTNE merkezi haline gelen içerdeki ve dışarıdaki tüm TETİKÇİLER, kısa sürede tasfiye edilir…

Çünkü süreç tamamlanmıştır… Herkes süreçte rolünü oynamıştır, bu saatten sonra varlıklarına ihtiyaç duyulur mu bu tartışmaya açık bir konudur…

TEŞKİLATLARA DOKUNULUR MU?

Beklenilenin aksine 2017 yılına kadar, genel kanaat seçimlerde rekor kırmış Konya teşkilatlarına; “öff” bile denmez… Konya uzun bir süre “acısıyla” baş başa bırakılarak, kendi yaralarını kendi sarmasına müsaade edilir… Genel siyasette etkisi azaltılır, demlemeye bırakmak da işte tam da budur…

Ülkede yaşanacak muhtemel büyük bir ekonomik buhran olur, siyasi krizleri tetiklemezse, bundan sonra bir restorasyon ve yaraları sarma süreci olarak yürür… Kimse üçün beşin hesabını yapmaz…

***

Bu süreçte darbe alanlara, daha fazla hırpalayacak hareketlerden uzak durularak, kavgalar giderilmeye, çözüme yanaşmayanlar, adı büyük, içeriği küçük görevlerle meydandan kenara itilmeye başlanır…

Son not…

Cumhurbaşkanı yakında, Konya’ya gelir, bir de Konyalılara sitem eder;

Çok ayıp, ne bakanı sizin bakanınız benim...” der mevzuu biter…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem İşkan Arşivi
SON YAZILAR