Bakan Bozdağ, Yozgat’ta Bayramlaşma Törenine Katıldı

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bayram tatilini geçirmek üzere memleketi Yozgat’a geldi. Bozdağ, partisinin il başkanlığında düzenlenen bayramlaşma törenine katılarak partililerle bayramlaştı.

Bayramlaşma öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Bozdağ, İslam aleminin Ramazan Bayramı'nı tebrik etti. Geçtiğimiz hafta sahurda 17 ve 25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu'nda görev alan polislere yönelik yapılan operasyonla ilgili bir soruya Bozdağ, "Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde soruşturmanın nasıl yapılacağı usul yasalarında açık açık yazılıdır, bellidir. Bu çerçevede cumhuriyet savcıları tarafından soruşturmaları yürütülürken öte yandan eğer bir hakim kararı gerektiren bir durum varsa da hakim de yine usul çerçevesinde kararını verir. Ama maalesef Türkiye’de gördüğümüz örnekler bu noktada soruşturma sırasında kamuoyunu etkileme gayretlerini görüyoruz. Soruşturmayı yürüten hakim ve savcılara baskı yapma gayretlerini görüyoruz. Adli kolluk görevlilerine baskı yapma gayreti görüyoruz. Bir yandan avukatların, bir yandan milletvekillerinin, bir yandan başkaca çevrelerin bu çabalarını bütün Türkiye görüyor. Doğru olan soruşturmanın hukuk içerisinde usule uygun olarak devam etmesidir. Yani bugüne kadar pek çok soruşturmalarda benze fotoğraflara Türkiye şahit oldu, geçmişte de şahit oldu. Pek çok kamuoyunun yakından bildiği soruşturmalarda benzer görüntülere Türkiye şahit oldu. Şimdi yine aynı görüntülere şahit oluyoruz. Bu görüntülerin tamamı Türkiye’nin imajınada zarar vermektedir. Hukuk devletinede zarar vermektedir. O yüzden hukukun işlemesini ve hukukun ortaya koyacağı sonuçları herkesin sabırla beklemesinde, takip etmesinde fayda var. Hukuk her şeye rağmen Türkiye’de işleyecektir. Hukukun işlemesine kimsenin baskıyla tehditle maniplasyonla karartma haberlerle mani olma imkanı yoktur. Hukuk kendi mecrasında işleyecektir." diye cevap verdi.

Soruşturmayı yürüten bir hakimin “kaç ismail kaç” diyerek bağırmasının kamuoyu tarafından merakla takip edildiğinin sorulması üzerine Bozdağ, şunları söyledi: "Soruşturma çerçevesinde basına yansıyanlara baktığımız zaman bazı kanalların, bazı gazetelerin, bazı çevrelerin, siyasilerin, soruşturmayı, soruşturanları itibarsızlaştırmak için büyük bir karatma ve çarpıtma operasyonu içerisinde olduğunu görüyoruz. Adli kollukta görevli olan polis memurunu günlerdir MİT mensubu olarak takdim ediyorlar ve orada pek çok hadiseyi maalesef çarpıtarak kamuoyuna takdim ediyorlar. Tabi bu çarpıtmalar karartmalar, bu soruşturmayı gölgelemek, etkilemek, milletimizin kafasında şüphe uyandırmak için yapıldığını tahmin ediyoruz. Ben buradan çarpıtan, karartan, başkalaştıran, kamuoyuna algı oyu yapan herkese sesleniyorum. Türkiye bir hukuk devletidir, herkes hukuka güvenmeli ve hukukun sağlıklı işlemesine yardımcı olmalıdır. Bugüne kadar Türkiye’de kamu oyunda paralele yapı olarak nitelendirilen işte cemaat bu dinlemelerle bizim uzaktan yakından hiçbir ilgimiz yok açıklamaları yaptı. Hatta kimse bunlar çıkarın biz onlarla karşı gerekeni yapalım diyen açıklamalar oldu. Olup bitenlerden bizimle hiçbir irtibat ve bağ yok, biz bunların hepsini kınıyoruz diye açıklamaları var. Ama baktığınız zaman soruşturma yürürken, bu soruşturmayla ilgili eylemler yapanlara baktığınızda, adliyeyi basanlara baktığınızda, adliyenin önünde ve çevresinde oturanlara baktığınızda gazetelerde televizyonlarda bu hadiseye yaklaşımlara baktığınızda bu söylediklerinin büyük bir yalan olduğunu kendi eylemleriyle ortaya koymuşlardır. Madem sizinle bir alakası yok, sizinle bir irtibatı ve bağı yok bu devam eden soruşturma nedeniyle, sanki bu işi doğrudan yapmış gibi böylesine feveran etmenin anlamı nedir onu anlamakta zorlanıyoruz. Onun için soruşturmanın sağlıklı yürümesi son derece önemli, soruşturmayı millet de takip ediyor, herkes takip ediyor. Biz soruşturmanın sağlıklı yürümesi gerektiğini herkesin soruşturmanın sağlıklı yürümesine yardımcı olması gerektiğini ifade ediyoruz. Soruşturma her türlü dışarıdan etkilere rağmen kendi mecranda yürüyecektir. Türkiye’de bu güne kadar açılmış hiçbir soruşturma bir adli kararlaneticelenmedikçe ortadan kalkmamıştır. Gerek takipsizlik kararı olabilir. Gerek iddianame düzenleme kararı olabilir, gerek berat kararı olur, gerek ceza kararı olur ama başlamış bir adli süreç mutlaka bir karar ile sonlanmak durumdadır. Onun için herhangi bir gazete haberini veya adliye basmanın veya televizyonlarda konuyu çarpıtmanın veya siyasi baskılar kurmanın Türkiye’de bu güne kadar devam eden hiçbir soruşturmayı etkilemediğini bu işleri yapanlar yakinen bilirler, soruşturmaları sone erdirecek şey, hukukun içinde yürümesi ve adli bir kararla nihayete erdirilmesidir, onun dışında herhangi bir baskının devam eden bir soruşturmayı sona erdirmesi Türkiye’de bugüne kadar mümkün olmamıştır, bundan sonra da mümkün olmaz."

CİHAN