Aydınlarla ışıklı günler gelecek

Aydınlarla ışıklı günler gelecek

Şükran Gecesi’nde konuşan Prof. Dr. Caner Arabacı, “Aydınlar gittiği zaman milletin gündüzü gece oluyor, yıldızları yok oluyor. Işıklı günler aydınları çoğalttığımız zaman gelecek” dedi

Konya Aydınlar Ocağı tarafından düzenlenen Şükran Gecesi’nde; “Aydınlarımızda Yerlilik ve Millîlik Sorunu” başlığı altında doğumunun 65’inci ve hizmetlerinin 45’inci yılında Prof. Dr. Caner Arabacı konuşuldu.  Oturum başkanlığını Prof. Dr. Yusuf Küçükdağ’ın yaptığı panele geçmeden önce araştırmacı-yazar Yılmaz Altunsoy’un hazırladığı görüntülü sunuda, Caner Arabacı Hoca’nın kısa hayat hikâyesi fotoğraflarla perdeye yansıtıldı. Daha sonra ilk konuşmacı panelist Prof. Dr. Ayşe Dudu Kuşçu, Galip Erdem’in “Bazı insanlar vardır ki, yanına yaklaştıkça ne kadar büyük olduklarını görürsünüz. Büyük zannettiğiniz bazı insanların da yanına yaklaştıkça ne kadar küçük olduğunu görürsünüz” sözünü hatırlatarak “Biz Caner Hocayı tanıdıkça, gözlemlediğim kadarıyla Caner Hoca çok kötü şartlarda yetişmesine rağmen o, köyünde çoban olacağına aydın oldu. Milletinin evladının çobanı şu anda. Bu bir övünç kaynağıdır ve her peygamber de çobanlık yapmıştır” dedi.

“AYDIN YOLU VE GÖNÜLLERİ AYDINLATANDIR”

Caner Arabacı Hoca’nın iki yıl sonra yaş haddinden emekli olacağını söyleyen Prof. Dr. Kemal Özcan ise, Caner Hoca’nın yanına girenin bir şey öğrenmeden çıkmasının mümkün olmadığına işaret ederek “Allah emeklerinin karşılığını kat kat verir inşallah. Ülkemizin ve Konya’mızın yetiştirdiği ender şahsiyetlerden biri olarak ben her zaman hayırla yâd edeceğim” dedi. Aydın ve münevver kelimelerinin Tanzimat’tan sonra kullanılmaya başlanıldığına dikkati çeken Prof. Özcan, Tanzimat’a kadar “âlim” kelimesinin kullanıldığını belirterek “Aydın nedir?” sorusuna şu cevabı verdi: Aydın yolu aydınlatandır. Gönülleri aydınlatandır. Dolayısıyla insanın hem dünyasını hem ahiretini aydınlatandır. Bunu kimde görüyoruz? İslâm âlimlerinde, Allah dostlarında ve evliyalarda.”

“KURUYAN DALLARIMIZ GÜL OLDU HOCAM”

İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen panelde Selçuklu dönemi aydınlarından bahseden ve Anadolu’nun İslamlaşması ile Türk yurdu haline gelmesinde aydınlar, erenler ve şeyhlerin önemini dile getiren Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş da, “Caner Hocamıza Allah hayırlı uzun ömürler versin. Başımızdan da eksik olmasın. Emekli de olsa biz hocamızı Karatay’a pek göndermek istemiyoruz” dedi. Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü Bekir Şahin ise, kısa konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Caner Hoca denildiğinde ilk aklıma gelen edeptir. Gerçekten edeb timsali. Ayrıca Caner Hoca denildiğinde menfaatçiliğin, iki yüzlülüğün ön plana çıktığı, hesabiliğin zirveye ulaştığı bir dönemde hasbiliğin en önemli örneklerinden birisidir. Yerel yayınların hemen hemen hepsinde Caner hocamın imzaları vardır ve tarihe kayıt düşmüştür.” Veysel Emin Şahin de “Kuruyan dallarımız gül oldu hocam” başlıklı şiiri okuyarak salondan büyük alkış aldı.

“IŞIKLI GÜNLER AYDINLARLA GELECEK”

Oturum Başkanı Prof. Dr. Yusuf Küçükdağ, Prof. Dr. Caner Arabacı’yı kürsüye davet etti. Tarihçi Arabacı, “Dün dağlarda ve kırlarda gezen çocuktuk. Şimdi 65’lik ihtiyar olduk. Ben çocuklu günlerimi hatırlıyorum. Biz topu kendimiz yapardık. Nasıl yapardık? İnekleri tarardık ve onların demir tarakta kalan kıllarını soyla sıkıştırır, top yapar onunla oynardık. Çünkü bize oyuncak alıverecek kimseler yoktu. Çin oyuncakları, Avrupa oyuncakları yoktu. Yeşildağ’ın dağları oyun alanlarımızdı. Kayalıklara da masallar kurar açıl sussam açıl derdik. Gavur ülkelerine de fetihlere giderdik. Dün çocuktuk, şimdi ihtiyar olduk” dedikten sonra şu önemli cümleleri kullandı: “Aslolanın bu milletin evlatlarının yerli ve millî olabilmesi, değerleriyle bütünleşebilmesidir. Bu konuda biz Osmanlı son devri ve Cumhuriyet döneminde çok sıkıntı çektik. Aydınlar gittiği zaman milletin gündüzü gece oluyor, yıldızları yok oluyor. Onun için bu vatana yerli, vatansever, inançlarına bağlı evlatlar yetiştirmemiz lâzım. El birliğiyle, güç birliğiyle dayanışarak buna çok ihtiyacımız var. Işıklı günler aydınları çoğalttığımız zaman gelecek.”Konya Aydınlar Ocağı’na ve bütün gönül dostlarına teşekkür eden Prof. Dr. Caner Arabacı’ya, Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü teşekkür plaketi takdim etti. Büyük Selçuklu Tarihi adlı kitap hediyesini ise eski siyasetçilerden Hacı Ali Bozdam verdi. Şükran Gecesi toplu olarak çekilen hatıra fotoğrafıyla son buldu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.