Avrupa sevdasının bedeli ağır oldu!

Avrupa sevdasının bedeli ağır oldu!

Türk Eğitim Sen 1 Nolu Şube Başkanı Tanfer Ata, eğitimde Avrupa Birliği seviciliğinin nelere mâl olduğunu gördüklerini söyledi

"Sigarayı normal bir içecek olarak görüp, dumanını da öğretmeninin burnuna üfleyen bir nesil varsa şapkayı önümüze koymalıyız" diyen Türk Eğitim Sen 1 Nolu Şube Başkanı Tanfer Ata, eğitimde Avrupa Birliği seviciliğinin nelere mâl olduğunu gördüklerini söyledi

Sürekli sistemin ve bakanların değiştiği eğitimde Türkiye, hızla milliliğini kaybediyor. Çoğu alanda olduğu gibi eğitimde de " Avrupa Birliği" seviciliği devam ediyor. Her bir nesil, önceki nesli aratır hale geliyor. Okullarda şiddet olaylarının artmasının, saygının kalmamasının, gençlerin sorumluluk almamasının ve katma değer üretir bir potansiyele sahip olamamasının altında, kendimize ait yerli ve milli bir eğitim sistemimizin olmaması yatıyor. Öğrenciler, yanlışları doğru gibi görürken; aileler de öğrencilerin yanlışlarına göz yumuyor. Okullarda eskisi gibi disiplinin olmaması, veliler de "Hocam öğrencimin eti senin kemiği benim" algısının ortadan kalkması, bazı öğretmenlerin ahlak ve maneviyattan daha fazla cebini düşünür hale gelmesi ülke eğitim kalitesini dibe vurduruyor.

4-3-057.jpg

AVRUPA'NIN SAPKIN DÜŞÜNCELERİNE İHTİYACIMIZ YOK!

Türk Eğitim Sen 1 Nolu Şube Başkanı Tanfer Ata, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB)'in geçtiğimiz günlerde yaptığı bir basın açıklamasında eğitimde cinsiyet eşitliği projesi ile ilgili konuşulanları ve yine 2014-2016 yıllarında yaptıkları çalışmalardan bahsettiğini hatırlattı. Bu projenin detayını MEB'in tam kapsamlı paylaşmadığına dikkat çeken Ata, "Türkiye olarak yıllardır Avrupa Birliği'ne girme projeleri adı altında özellikle bize uygun olmayan projelerin peşine düşen bir millet olduk. Bu, çok büyük bir şanssızlıktır aslında. Biz, Müslüman bir ülke ve köklü bir tarihe sahip olan bir millet olarak kültürel değerlerimizi yok sayamayız. Avrupa Birliği yasaları bize bir şey kazandıramaz. Türk milletinin eğitim başta olmak üzere çoğu alanda geliştirilmesine ihtiyaç varsa, bu kendi kaynaklarımızdan beslenerek yapılmalı. Avrupa medeniyeti sonradan oluşmuş, derleme bir medeniyettir. Bu medeniyet türü yine söylüyorum bize bir şey kazandırmadı, kazandırmaz da. Gençlik projeleri ve eğitim müfredatları ile ilgili Avrupa'ya başvurmamamız gerekir. Geleneğine ve geleceğine sahip çıkan gençleri yetiştirmek istiyorsak, özümüze dönmeliyiz. Kendi mutfağımızdaki güzel yiyecekleri unuttuk, başkasının mutfağına özendik. Eğitim sisteminin çıkmaza girmesinin en önemli sebebi de bu zaten. Bizim sendika olarak müfredat değişikliğine itirazımız da hep bu yüzdendi. Çünkü müfredatımızın içi sürekli boşaltılıyor. Avrupa'nın sapkın düşüncelerinden alacağımız yok" şeklinde konuştu.

4-1_880x440.jpg

MİLLİLİĞİMİZİ KAYBETMEYE EVRİLDİK!

"Gençleri yetiştirirken Allah korkusunu, milli ve manevi değerlere sahip olma özellliğini ve otokontrolu aksatmamak gerekir" diyen Ata, daha sonra şunları kaydetti: "Biz, bunlardan ne zaman uzaklaştık ve batının yozlaşmış kültürünü kendimize referans kabul ettik, işte o günden sonra çok sorumsuz ve hırçın bir nesil yetişmeye başladı. Toplumsal olarak bozulmaya başlamış olmamızın da asıl sebebi budur. Zorlu bize bir don giydirilmeye çalışılıyorsa bu yanlıştır. Bunun adına da kimse 'Küresel güçler ile rekabet etme, Avrupa Birliği'ne girme, entegrasyon' diyemez. Bizi biz yapan değerleri kaybetmemek adına uyanık olmalıyız. Nesillerin birbiri ile olan irtibatlarının kesilmesi için Avrupa mücadele verecek. Türk milletini değerlerinden koparmanın yollarını arayacak. Küresel güçlerin oyunlarına alet olmamak gerekiyor. Biz, büyük bir medeniyetiz. Aile hayatı olmayan bir medeniyet bize ne verebilir? Eğitim konusunda milliliğimizi tam kaybetmedik fakat gidişat bu yönde."

"OKULLARDA DİSİPLİN FALAN KALMADI"

Önceden aile yapısının daha sağlam, eğitimin daha milli olduğunun altını çizen Başkan Ata, aile yapısı içinde geçmiş yıllarda çocukların kontrol edilebildiğini ve o dönemin çocuklarına ayıbın, sevginin ve saygının ne olduğunun aşılandığını da aktardı. Bu davranış biçimlerinin giderek azaldığını üzülerek ifade eden Ata, koruyuculuk adı altında ailelerin çocuklarının bazı yanlışlarına göz yumduğunu ve bu durumun da gelecek açısından büyük tehlike arz ettiğini belirtti. Okulda çocukların disiplinsiz tavırlarının artışına da vurgu yapan Ata, şu ifadeler ile konuşmasını noktaladı: "Okul idarecileri ve öğretmenler, bu gibi öğrencilerin hâl ve hareketlerinden rahatsız olunca velileri okula geliyor. Veliler ise öğretmenlere 'Bu, benim çocuğumun özel hayatı siz karışamazsınız' diyor. Bazı veliler tarafından da öğretmenler darp ediliyor. Aileler, bilinçsiz bir koruma iç güdüsünün içine düşüyor. Bu yanlışlar giderek büyüyecek ve önüne geçilemez bir duruma dönüşecek. Böyle bir çocuk, geleceğine ve ailesine ne katacak? Sigarayı normal bir içecek olarak görüp, dumanını öğretmeninin burnuna üfleyen bir nesil varsa şapkayı önümüze koymalıyız.Öğretmene saygı giderek azalıyor. Okullarda katı disiplin kurallarının kaldırılması, bizleri bu hale getirdi. Bizim kaybedecek neslimiz yok."

EMRE ÖZGÜL

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum