Arınç'tan, Özel'in Açıklamalarına Cevap: Habersiz Olmaları Mümkün Ve Doğru Değil

Arınç'tan, Özel'in Açıklamalarına Cevap: Habersiz Olmaları Mümkün Ve Doğru Değil

Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in "Biz çözüm sürecine ilişkin yol haritasını bilmiyoruz, o çalışmanın içinde yokuz. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay çalışmanın kamu kuruluşlarına gönderileceğini söylemişti, henüz bir şey gönderilmedi."...

Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in "Biz çözüm sürecine ilişkin yol haritasını bilmiyoruz, o çalışmanın içinde yokuz. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay çalışmanın kamu kuruluşlarına gönderileceğini söylemişti, henüz bir şey gönderilmedi." sözlerine hükümet adına cevap Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'tan geldi. Arınç, "Yaptığımız her konu bir devletin işidir, devletin ilgili kurumları kendi görevlerini en güzel şekilde yerine getirmektedirler. Bir kurumun diğerinin bu konuda ne yaptığından habersiz olması mümkün değildir doğru da değildir." dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında ilk kez gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu sona erdi. Toplantının ardından yeni kabinede de Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü olarak görevini sürdüren Bülent Arınç, bir basın toplantısı düzenledi.

BAŞBAKAN YARDIMCILARININ YENİ GÖREVLERİ: DİYANET DOĞRUDAN DAVUTOĞLU'NA BAĞLI

Bülent Arınç, ilk olarak dört Başbakan ve yardımcıları arasında yeniden yapılandırılan görev dağılımı hakkında bilgi verdi: "Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu'na bağlı olan kuruluşlar Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Tolu Konut İdaresi Başkanlığı, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanlığı. Bildiğiniz gibi Diyanet İşleri Başkanlığı daha önce bir başbakan yardımcımızın uhdesinde bulunuyordu. Bu kez sayın Başbakanımız bu kurumu bizzat temsil etmek istediler. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın görevleri: Hükümet Sözcülüğü, Danıştay ile ilişkiler, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu karar ver görüşlerinin değerlendirilmek üzere Bakanlar Kurulu'na sunulması ve Bakanlar Kurulu'nda kabulü halinde tavsiye kararlarının uygulanmasının izlenmesi, insan hakları ile ilgili konular ve bu konularla ilgili koordinasyon, Kıbrıs ile ilgili koordinasyon işleri. Bağlı olan kurumlar: Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu. Başbakan Yardımcımız Ali Babacan'ın görevleri: Ekonomik konularda genel koordinasyon. Bağlı kurum ve kuruluşlar: Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası, Ziraat Bankası, Halk Bankası, Kalkınma Bankası, İhracat Bankası, Vakıflar Bankası Genel Müdürlükleri, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın görevleri: TBMM ile ilişkiler, kamu diplomasisi ile ilgili işlerin yürütülmesi. Bağlı Kurum ve kuruluşlar: Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü, TRT Genel Müdürlüğü, Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğü, Radyo Televizyon Üst Kurulu ile ilişkilerimiz. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un görevleri: Medeniyetler İttifakı projesinin yürütülmesi. Bağlı kurum ve kuruluşlar: Atatürk Kültür Dil Tarih Yüksek Kurumu, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı olarak belirlenmiş ve bu arkadaşlarımıza bildirilmiş bulunmaktadır."

Arınç, Davutoğlu'nun her hafta bakanlar kurulu toplantısını gerçekleştirmek istediğini ve bu minvalde bir sonraki Bakanlar Kurulu'nun da 8 Eylül'de yapılacağını söyledi.

ABD MASLAHATGÜZARI DIŞİŞLERİNE ÇAĞRILDI, İZAHAT ALINDI

Arınç, ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Kendisine ilk olarak Almanya'nın ardından ABD'nin de Türkiye'yi dinlediğinin ortaya çıkması ve bu konuda hükümetin ne yaptığı soruldu. Arınç, şu şekilde konuştu: "Almanya ile istihbarat örgütlerinin görüşmeleri yapıldı, içişleri bakanlıklarının arasında görüşmeler yapıldı. Bu konuda detaylı bir açıklama belki yapılacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız da bildiğim kadarıyla Amerika ile konuları detaylı olarak arz etmiş. NATO toplantıları vesilesiyle bir araya gelindiğinde müttefik ülkeler arasındaki bu ilişkilerin nasıl olması gerektiği konusunu detaylı olarak görüşeceklerini ifade etmişlerdi. Amerika'nın isminin geçmesi münasebetiyle veya böyle bir iddianın ortaya atılması münasebetiyle şu anda biliyorsunuz ABD büyükelçisi yok diğeri başlamadı. Ama görevli maslahatgüzar bugün sabah saatlerinde Dışişleri'ne çağrılarak kendisinden izahat alınmıştır."


"GENELKURMAYIN HABERSİZ OLMASI MÜMKÜN DEĞİL"

Ardından Arınç'a, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in, çözüm sürecinden haberdar olmadıklarına dair açıklaması soruldu. Arınç, "Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında neler yaptığımızı neler konuştuğumuzu daha sonra bildiri halinde özet olarak arz ediyoruz. Yaptığımız her konu bir devletin işidir, devletin ilgili kurumları kendi görevlerini en güzel şekilde yerine getirmektedirler. Bir kurumun diğerinin bu konuda ne yaptığından habersiz olması mümkün değildir doğru da değildir. Sayın genelkurmay Başkanımızın ifade etmek istediği daha farklı bir konudur. Zannediyorum bu sorunuza detaylı cevabı yeri ve zamanı geldiğinde sayın Başbakanımız verirler. Ama ben sayın Genelkurmay Başkanımızın ve komuta kademesindeki subayların kendi görev alanları içerisinde adeta bir devlet projesi halinde yürütülen ve çözüm süreci olarak nitelenen bu olayın içerisinde görevlerini bihakkın yerine getirdiklerini, ne yapıldığı ne yapılması gerektiği konusunda da hepimizden daha çok bilgiye sahip olduklarını biliyorum." dedi.



MUSUL’DA KAÇIRILAN TÜRKLER HAYATTA NEREDE OLDUKLARINI BİLİYORUZ


Arınç'a ardından Musul'da kaçırılan Türklerin durumu ve IŞİD ile Türkiye arasında rehineler konusunda devam eden bir irtibat olup olmadığı soruldu. Arınç, şöyle cevapladı: "Acı bir olay, hepimizin üzüldüğü bir olay. Uzun bir süredir 49 vatandaşımız maalesef henüz Türkiye'ye ulaşamamıştır. Kendileri ile hasretimiz giderilememiştir. Acı bir soru soruyorsunuz. Çok şükür ki hayattadırlar. Bulundukları yerler bilinmektedir ve kendileri ile irtibat sürdürülmektedir. Ancak oradan alınıp Türkiye'ye getirilmeleri şu an için mümkün olmamıştır. 
Dün Bursa'da bu polislerimizden birinin eşiyle görüşme yapmıştım. Onlar ümitle bekliyorlar. Biz de ümitle ailelerine müjde vereceğimiz anı bekliyoruz. Tek sıkıntımız tek üzüntümüz yurttaşlarımızdan ayrı olmamızdır. Bulundukları yer irtibariyle irtibatımız bulunmaktadır. Ancak nerede olduklarını biliyorsunuz Musul'da. Hangi örgüt ile ilişkili olduklarını biliyorsunuz. Dolayısıyla devletten devlete bir işlemin yapılmadığını bir örgütün elinden bu yurttaşlarımızın kurtarılması için ayrı özel bir çalışma yapıldığını takdir ediyorsunuz.
Yurttaşlarımızın güvenliklerini tehlikeye düşürmemek adına bu sorularımızı hem de cevaplarımızı büyük bir hassasiyetle kullanmalıyız. Ben çok büyük bir ümit taşıyorum. Ancak o bölgede yaşanan olaylar zaman zaman son noktasına gelmiş bir işi tekrar başa döndürebiliyorlar. Çok açık konuşamıyorum ama özel bir durumla karşı karşıya olduğumuzu söylemeliyim. Ama inşallah kavuşacağız."

"ÇÖZÜM SÜRECİNİN TEK SORUMLUSU BAŞBAKAN DAVUTOĞLU"

Bülent Arınç'a ardından bugün gerçekleştirilen görev dağılımına ilişkin "Çözüm sürecinden siz mi sorumlu olacaksınız?" sorusu yöneltildi. Arınç, şöyle devam etti: "Bu görevlendirmelerden böyle bir sonuç çıkarmak doğru. Ancak şöyle bir çalışmamız oldu. Başbakanımız'ın özel bir düşüncesi var. Bir defa çözüm süreci veya Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi dediğimiz konu, ikincisi devlet içindeki hukuki olmayan oluşumlarla ilgili mücadele konusu her bakanımızın öncelikli konusudur. Bu konuların sadece bir bakana ihale edilmesi doğru değildir. Dolayısıyla bu konularda doğrudan yetkili ve sorumlu kişinin Başbakan olduğunu söylemeliyim. Bir sekretarya vardır, bu daha da güçlendirilecektir. Sekretarya içerisinde bazı bakanlar yer alacak. Bunlar bendeniz, Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı ilgili kurumların başkanları, Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulu bana verilmiştir. Bunlar zaman zaman bazı konuları görüşecekler. Alınan kararların yürütülmesi konusu sayın Başbakanımızın direktifleriyle bir tek elden götürülmüş olacaktır. Bazı bakanların bu süreç içerisinde özel rolleri de bulunmaktadır. Adalet Bakanı Ada ile yapılan görüşmeler için izin verme konusunda söz sahibi olduğu için ayrıca bilgi sahibidir."

Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çözüm sürecinin tamamen sorumlusu ben de, Yalçın Akdoğan'da değiliz. Numan Kurtulmuş, Ali Babacan da, değildir. Bunun tek sorumlusu Başbakan Ahmet Davutoğlu'dur yetkiler onun elinde toplanmıştır. Ama o her kurumla ilişkileri yürüten bakanlarla işe nezaret edecektir. Böyle bir usullü yürüteceğiz. Önemli bir konudur. Bu konunun başarıya yürümesi bir hiyerarşi içinde daha da güzel yürüyecektir. Çözüm süreci koordinasyonunu bir başbakan yardımcısının uhdesine vermek Sayın Başbakan tarafından uygun görülmedi. İstihbarat örgütleri, terörle mücadelede görev alan pek çok kurum ve kuruluşun koordinasyonuna ve daha sıkı işbirliğine ihtiyacımız var."

SADECE PKK DEĞİL, YENİ TEHDİT UNSURLARI VAR

Arınç son olarak "Terörle Mücadele Üst Kurulu veya buna ilişkin kurumlar sadece PKK terörüne göre iş yapmak üzere kurulmuşsa artık bunların işlevselliğini kaybettiğini de söyleyebiliriz. Çünkü sadece PKK değil, artık bugün yeni tehdit unsurları var. Yeni terör örgütleri var. Bunlar Türkiye içinde veya Türkiye dışında olursa olsun Türkiye'nin güvenliğiyle doğrudan ilgili. Üst Kurul'un çalışmalarını teröre yönelik tüm örgütleri kapsayacak bunun içinde IŞİD ve diğerleri dahil yeni bir yapıya kavuşturmak istiyoruz." ifadelerini kullandı.

CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.