Amin desin hep  birden yiğitler

Amin desin hep birden yiğitler

Bağımsızlığımızın en büyük sembolü olan  İstiklal Marşımızın kabulünün  98.yılını, Çanakkale Deniz Zaferimizin ise 104. yıldönümünü ülke ve millet olarak hep birlikte idrak ediyoruz

Bağımsızlığımızın en büyük sembolü olan  İstiklal Marşımızın kabulünün  98.yılını, Çanakkale Deniz Zaferimizin ise 104. yıldönümünü ülke ve millet olarak hep birlikte idrak ediyoruz

 

Bundan 1 asır önce Çanakkale’de destan yazan tüm kahramanlarımızı, şehitlerimizi, gazilerimizi rahmetle, minnetle, şükranla yâd ederek söze başlamak gerek.

5-028.jpg

 

Evlatlarını Çanakkale’ye:

“Git evladım, yıllarca ben oğulsuz kalayım

Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım.

Haydi yavrum, haydi git; ya gazi ol, ya şehit”

diyerek yollayan, kimi zaman da evladının şehadet haberini dahi almadan hayata gözlerini yuman ana-babaları,  binlerce kilometre öteden gelip hayatlarının baharına bu toraklarda veda eden, “biz bir milletiz” diyerek canları pahasına hilafet sancağını ayakta tutan, yedi düvele meydan okuyan Müslüman kardeşlerimizi  de  rahmetle yad ediyoruz.

 

Biz şehitlerin nesliyiz ve şehit  kanlarıyla sulanan  bu topraklarda yetişmişiz. Şehadet, bizim için korkulacak bir son değil ulaşılması gereken yüce bir makamdır. “Onlar ölü değildir, onlar diridirler, ama siz bilemezsiniz. Onların rızkının kefili Allah’tır.” ayetini başucumuzda ve sürekli hayallerimizde diri tutan bir milletiz.

 

Bundan 104 yıl önce tarihe gömülmek istenen, Balkan faciasının utancıyla şaşkınlık içinde olan bir millet Çanakkale’de yeni bir dirilişin, yeni bir şahlanışın destanını yazmıştır. Çanakkale’de verilen mesaj, sadece milletimize değil, tüm dünyaya hitap etmektedir. Dönemin tüm savaş yöntemlerinin denizde, karada, havada en üst düzeyde kullanıldığı Çanakkale muharebeleri, asıl gücün teknoloji değil, inanç olduğunu dünyaya bir kez daha göstermiştir.  Yahya Çavuş bunun ispatıdır, Seyit Onbaşı bunun ispatıdır.  

 

Yahya Kemal’in ifadesiyle:

 

 “Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yârabbi!

 Senin uğrunda ölen ordu budur Yârabbi!

Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,

 Gaalib et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın!”

İşte onlar böyle yürüdüler, böyle yürüyerek Çanakkale destanını yazdılar. Çanakkale, hem istiklal, hem istikbal mücadelemiz oldu. Vatanını ve hürriyetini canı pahasına korumaya kararlı bir millet karşısında durabilecek hiçbir kuvvet yoktur. Bu yönüyle Çanakkale gözü ve gönlü Türkiye’ye kilitlenmiş milyonlarca mazlum için de umudun adı olmuştur.  

Bu savaşı, bu zaferi anlatmak için sözün kifayet etmediği yerde, bu destanı en güzel şekilde anlatan İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy’a kulak verelim istiyorum. Geçtiğimiz birkaç gün önce, İstiklal Marşımızın kabulünün 98.inci yıldönümüydü. Bu vesileyle, Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u da rahmetle yad ediyor, Allah’tan rahmet diliyoruz.

 

Akif’in Çanakkale Şehitlerine adadığı şiir, başlı başına bir destandır, başlı başına bir ibret vesikasıdır. Üstelik o Akif ki, ülkesine, milletine olan sevgisine, bağlılığına, tutkusuna rağmen uzun süre vatanından ayrı kalmak zorunda kalmış, ömrünün son döneminde ülkesine döndüğünde de takip edilmiş, fişlenmiş, varlığı bir tehdit olarak görülmüştü. Bütün bu yaşananlara bir cevap niteliğinde  milletimiz Akif’i her zaman bağrına basmış, gönlündeki en müstesna yerde muhafaza etmiştir. Gençlerimize  her zaman ve zeminde söylediğimiz gibi tavsiyemiz şudur:  Safahat, Mehmet Akif’in o muhteşem eseri, yastık altı eseriniz olsun. Onu okurken istirahate çekilin, tefekkür ederek okumaya gayret edin. Her bir öğrencimizin tıpkı üstat Necip Fazıl’ın Sakarya’sı gibi, Gençliğe Hitabesi gibi Akif’in Safahat’ının tamamını ve bilhassa da Çanakkale Şehitlerine atfettiği bu şiirini sık sık okumasını, üzerinde düşünmesini ve hatta ezberlemesini  arzu ediyoruz. Ne diyor Akif?  

 

 

 

“Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek: 

İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek. 

Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar... 

O, rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar. 

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, 

Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! 

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! 

Gökten ecdâd inerek, öpse o pâk alnı değer. 

Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor tevhidi... 

Bedr'in arslanları, ancak, bu kadar şanlı idi. 

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? 

'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.” 

 

Tarihe gömülmek istense bile sığmayacak, namusu çiğnenmek  istense çiğnetmeyecek, rüku dışında başını hiçbir güç ve kuvvetin  karşısında asla eğmeyecek , Asım’ın Nesli Allahın izniyle yetişiyor. Moral bozmuyoruz. Gençlerimize bakarak gelecekten hep ümit varız. Her şeyin kötüye gittiğini söyleyen, umutlarımızı tüketen, motivasyonumuzu sarsmaya çalışanlara  inat Efendimizin “Kim bir toplum bozuldu derse o kişi bozulmuştur”  hadisini aklımızdan çıkartmıyor;  iyilere imreniyor, iyilerle olmaya çalışıyor ve iyiliği tavsiye etmeye azmediyoruz. Bu azimle çalışmalarımızı yürütüyor, insanlığın maruz kaldığı zulümlere tekrar dur diyecek nesillerin yetişeceğine tam bir şekilde iman ediyoruz.

 

Akif’in Çanakkale şehitlerimiz başta olmak üzere, tüm şehitlerimiz için kaleme aldığı “DUA”nın son ifadeleri ile bitiriyor, tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyoruz.

 

“Amin desin hep birden yiğitler 

Allahu ekber gökten şehitler 

Amin! Amin! Allahu ekber ” 

 

Muhammet Mustafa Nokta - Özel Gençlik İlkokulu - Ortaokulu Sosyal Bilgiler Öğretmeni

 

 

 

 

 

 

 

Tarihin bize yüklediği misyon

Farklı alanlarda yapmış olduğu faaliyetlerle paydaşlarına güven veren, deneyimiyle öğrencilerine rehberlik eden Özel Gençlik İlkokulu/Ortaokulu, öğrencilerine milli ve manevi değerleri benimsetmek ve değerlerine olan vefa duygusunu geliştirmek amacıyla “Aklı Geliştiren ,Ahlakı güzelleştiren Okullar”  sloganıyla hem ilmi hem de ahlaki eğitimini  aralıksız olarak devam ettirmektedir.

Gerek geçmişte gerekse yakın tarihte yaşadığımız, milletimizin ve devletimizin birliğine kasteden olaylar yaşanagelmiştir. Bu fitneler karşısında en büyük güç milli birlik ve beraberliğimiz olmuştur. Şüphesiz ki bu varoluş mücadelesinde en büyük pay aziz şehitlerimize aittir. Şanlı direnişleriyle ölümsüzlüğe giden yolda bizlere en büyük rehber aziz şehitlerimizin örnek mücadeleleridir. Bu mücadeleler hem Türkiye’de hem de dünyanın pek çok ülkesinde hâlâ anılıp hakkında araştırmalar yapılmakta, makaleler ve kitaplar yazılmaktadır. Yaşadığımız dönemde ise bunların yeni nesillere aktarılması büyük bir önem taşımaktadır. Bu sorumluluktan hareketle Özel Gençlik İlkokulu/Ortaokulu, geleceğin emaneti olan çocuklarımıza ve gençlerimize en büyük kahramanlık ve fedakârlık destanını yazan aziz şehitlerimizi tanıtmak ve onlardaki farkındalığı artırmak için gerekli faaliyetleri yerine getirmektedir.

ÇALIŞMALAR HASSAS YÜRÜTÜLÜYOR

Özel Gençlik İlkokulu/Ortaokulu olarak tarihin bize yüklediği misyonun farkında olarak var oluş destanlarındaki diriliş ruhunu gençliğe taşımak ve şehitlerimizi yâd etmek amacıyla çeşitli etkinlikler düzenliyoruz. Yapılan bu çalışmaların en güzel yönü ise öğrencilerin bizzat projelere dahil edilmesidir. Okulumuzda yapılan değerler eğitimi çalışmaları ve programlar bu hassasiyet ile yürütülmektedir. Gerçekleştirilen drama, klip çalışmaları, pano ve afiş çalışmaları öğrencilerimiz ve velilerimizden büyük ilgi görmektedir. Geleceğe geçmişin ruhunu taşıyacak , bulunduğu çağa değer katacak nesillerin yetişmesi ve bu değerlerin öğrenciler tarafından anlaşılması için daha çok çalışmak gerektiğini ifade ediyor ve saygılar sunuyoruz.

 

 

Özel Gençlik’ten ilgi gören klip

Milli ve Manevi değerlerine bağlı bireyler yetiştirme gayretiyle öğrencilerini her fırsatta farklı etkinliklerle buluşturan Özel Gençlik İlkokulu/Ortaokulu 12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy Anma Günü münasebetiyle, öğretmen ve öğrencileriyle birlikte hazırladığı bir klip yayınladı. İstiklal Marşı yazarımız Mehmet Akif Ersoy’u anlamak ve daha iyi anlatmak için hazırlanan çalışmada onun en büyük eseri Safahat’tan şiirler ve M.Akif Ersoy için yapılan besteler seslendirildi. Yapılan çalışma velilerden de büyük ilgi gördü. 12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy Anma Günü okulda farklı etkinliklerle  kutlandı. Güne Okul Müdürü Barış Çağlayan Çakır’ın konuşmasıyla ve öğrencilerin İstiklal Marşı’nı okumasıyla başlandı. Okul Müdürü Barış Çağlayan Çakır; “Bugün 12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy ‘u Anma Günü. Bundan tam 98 yıl önce yazılan İstiklal Marşımız milletimizin bağımsızlığının simgesidir. İstiklal Marşımızın özünde vatan ve bayrak sevgisi vardır. İstiklal Marşımızı söylemek ve anlamak bağımsızlığımıza sahip çıkmaktır. Bu da aynı zamanda onurumuza sahip çıkmaktır. Ancak o zaman İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy ‘un “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın, duası gerçekleşir.” dedi. Temsili Mehmet Akif Ersoy rolündeki öğrencinin sınıfları ziyaret edip Mehmet Akif’ten mesajlar veren konuşması ilgi ve merak uyandırdı.12 Mart 2019’de gerçekleşen etkinlik zihinlerde güzel bir hatıra bıraktı.

 

 

 

 

 

 

MEZUN ZİYARETLERİ

Gençlik Eğitim Kurumları Kurumsal ziyaretlerde bu haftaki durak 2010 Özel Enderun Liseleri - Fen Lisesi mezunu Hakan Ildır oldu. Necmeddin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Pediatri (Çocuk) Bölümü'nde gerçekleşen ziyarete Gençlik Eğitim Kurumları Genel Müdürü Barış Çağlayan Çakır, Gençlik Temel Lisesi Müdürü Enes İlhan Post ve Enderun Liseleri Müdürü Said Turgut katıldı. Ziyarette Ali Çiftçi’nin Tıp Bayramı tebrik edilerek ‘Hayırlı çalışmalar ve kazançlar’ dilekleri iletildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.