Amelsiz ilim olmaz

Amelsiz ilim olmaz

Prof. Dr. Seyit Bahçıvan, Peygamber Efendimiz’in, ayetler geldiğinde ilk önce kendi nefsinde uygulardı. Sonra sahabelerine anlatırdı. İlmin anahtarı ameldir. Amelsiz ilim olmaz” dedi

NEÜ Ahmet Keleşoğlu İlâhiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü ve İslâm Mezhepleri Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyit Bahçıvan, mezhepler tarihi ile sapık bir mezhep olan Vahhabilik’i anlattı. Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin Pazartesi Sohbetleri’nde konuşan Prof. Dr. Seyit Bahçıvan, “Peygamber Efendimiz döneminde mezhep ve meşrep diye bir şey yoktu. Dolayısıyla Selefilik ve Vahhabilik de nereden çıktı diyenler var. Peygamber döneminde olmayan bir şeyi biz tanımayız. Biz sadece âyetleri biliriz, peygamberin dediğini biliriz diyen de bir kesim var” dedi. Muamelat bazında ve fıkıh bazında ilk karşımıza çıkan mezhebin Hanefilik ve dolayısıyla İmam-ı Azam Ebu Hanife olduğunu belirten Prof. Dr. Bahçıvan, mezhebi de “Bir imam etrafında oluşan bir grubun, bir cemaatin Kur’an ve Sünneti anlama, algılama ve hayata geçirme tarzına biz mezhep diyoruz” şeklinde tanımladı. Peygamber çizgisinde gidenlere de ehl-i sünnet vel cemaat tabirinin kullanıldığını ifade eden Bahçıvan, “İslâm dairesi içerisinde kalanlara ve ehli sünnet dediğimizde Mâtürîdîlik akla gelir. İmam Ebu Mansur Mâtürîdi’nin yolundan gidenler. İmam Ebu Mansur Mâtürîdî Horasan’da Semerkand’da doğup yaşamış ve faaliyetlerini Türk dünyasında icra etmiş ve İmam Ebu Hanefi mezhebi üzerine yetişmiş bir zat. Onun yolundan gidenlere de mezhep olarak Mâtürîdîlik veya Mâtürîdiye denilir” diye konuştu.

İLMİN ANAHTARI AMELDİR

Peygamber Efendimiz döneminde mezheplerin olmadığını kaydeden Bahçıvan, Peygamber aleyhisselatıvesselâm Efendimiz’in, ayetler geldiğinde ilk önce kendi nefsinde uyguladığını ve sonra sahabelere uygulamaları için anlatarak öğrettiğini ve ilmin de bir alet olduğunu ve bu aletin amele dönüşmesi gerektiğine işaret ederek “İlmin anahtarı ameldir. Yapmadıklarınızı başkalarına tavsiye etmeyiniz. Bu Allah katında büyük bir günahtır. En zor işlerden bir tanesi de vaazdır. Herkes vaaz edemez. Ebu Hanife; eğer verdiğimiz fetvaların yarın huzur-u ilahide niye bu fetvayı verdin diye sorulmayacağı görüşünde, fikrinde, düşüncesindeyseniz vay halinize, diyor. Mezhep imamlarından Allah razı olsun. “Ben imamları tanımam, ayetten ve hadisten alırım. Hatta Kur’an ve hadis bir tarafa direkt mealden alır ve onunla ahkâm kesebilirim çok rahatlıkla” deme cüret ve terbiyesizliğinde bulunanlara şaşıyorum doğrusu” dedi.

VAHHABİLİK NEDİR?

1740'larda Orta Arabistan'da kabile lideri olan Muhammed b. Suud'la dini vaiz Muhammed b. Abdi'l-Vehhab arasındaki ittifaktan oluşan Vahhabilik hareketi hakkında da kısa bilgi veren ve Vahhabilik adının da Muhammed bin Abdulvahhab’dan geldiğini belirten Bahçıvan, İbi Teymiye’nin kitaplarından etkilenen bu zatın ilk icraatının da, Hz. Ömer’in kardeşi Zeyid bin Hattab’ın Necid’deki kabrini ziyaret edilmesinin bid’at, ziyaret edenlerin ise şirke girdiklerini ve dolayısıyla “müşrik” olduklarını söylediğini dile getirdi. Bahçıvan, Vahhabilik’le ilgili şunları ifade etti: “Bu Abdulvahab diyor ki, “Bizim fikir ve düşüncelerimizi benimserseniz gerçek müslüman olursunuz malınızı, canınızı ve namusunuzu kurtarırsınız. Eğer bizim fikir ve düşüncelerimizi benimsemezseniz, İslam’ı bizim anladığımız gibi algılamazsanız o zaman siz müşrik olursunuz, malınız da bize helal olur, kanınızı akıtmak ve canınızı almak da bize helal olur (DEAŞ’ın yaptığı gibi) sonra çoluk çocuğunuzu cariye olarak almak da bize helal olur” diyor. Bu da Suud ailesinin işine geliyor. ” Bahçıvan ayrıca, Suud Kralı Abdülaziz’in bozuk el yazısıyla İngilizlere yazılı taahhütte bulunduğuna dair mühürlü bir belgeyi de şu şekilde okudu: “Ben Abdurrahman oğlu Abdülaziz; Britanya İmparatorluğu'nun emirlerinden dışarıya çıkmayacağıma, Filistin'de bir Yahudi devletinin kurulmasına engel olmayacağıma dair söz veriyorum.” Prof. Dr. Seyit Bahçıvan’a derneğin teşekkür plaketini ise, HİSDER Genel Sekreteri Mehmet Altuntaş, emekli Mehmet Tevyep’le birlikte takdim etti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.