Ali Alkan: Elektrikte Kayıp-kaçak Faturanın Yüzde 10’una Tekabül Ediyor

Ali Alkan: Elektrikte Kayıp-kaçak Faturanın Yüzde 10’una Tekabül Ediyor

Yargıtay Birinci Başkanı Ali Alkan, bugün itibarı ile kayıp-kaçak bedelinden kimlerin sorumlu olacağına dair Yargıtay’ın verdiği kararların bulunduğunu söyledi. Kayıp-kaçak bedelinin elektrik faturalarına çok eskiden beri yansıtıldığını,...

Yargıtay Birinci Başkanı Ali Alkan, bugün itibarı ile kayıp-kaçak bedelinden kimlerin sorumlu olacağına dair Yargıtay’ın verdiği kararların bulunduğunu söyledi. Kayıp-kaçak bedelinin elektrik faturalarına çok eskiden beri yansıtıldığını, ancak faturalarda ayrı bir kalem olarak gösterilmediğini hatırlatan Alkan, "2011 yılından bu yana Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde faturalarda ayrı bir maliyet kalemi olarak gösterilmeye başlandı, ancak kayıp-kaçak bedelinin alınamayacağına dair Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve daire kararlarından sonra son faturalarda ayrı bir kalem olarak gösterilmemeye başlandı. Hâlen kayıp-kaçak bedeli aktif enerji kalemi içinde faturalara yansıtılmaktadır. Bu da faturanın yaklaşık yüzde 10’una tekabül etmektedir." dedi.

Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi, ‘1. Enerji Hukuku ve Yargı Kararları Sempozyumu’ düzenledi. Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü Hukuk Fakültesi Konferans Salonu’nda yapılan sempozyuma Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Murat Tuncer, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Çağlar Özel ve Hacettepe Üniversitesi Enerji Piyasaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (EPUAM) Müdürü Prof. Dr. Necmiddin Bağdadioğlu ve Yargıtay Birinci Başkanı Ali Alkan ve öğrenciler katıldı.

Enerji kaynaklarının özellikle ülke için yetersiz kaldığının herkesin malumu olduğunu belirten Alkan, "Bu nedenle yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek bir zorunluluk haline gelmiştir. İnsan hayatını bu kadar yakından ilgilendiren enerji elbette ki hukuk ve çevre ile de yakından ilgili olacaktır. Enerjinin üretimi, üretim esnasında çevreye verdiği zarar, dağıtımı, pazarlaması, tüketimi hemen hemen herkesi içine alacak kadar geniş kapsamlıdır. Bu yıl içinde Soma ve Ermenek’te yaşadığımız maden faciaları bir enerji üretiminin doğal sonucu olarak yaşanmıştır ve meydana gelmiştir. Bu iki maden faciası yargıyı yüzlerce belki de binlerce dava ile karşı karşıya bırakacak. Dolayısı ile enerjinin üretiminden son tüketiciye kadar geçen safhalarda birçok hukuki uyuşmazlıklar da çıkacaktır. Bunun da çözüm yeri mahkemeler ve son karar mercii olarak da Yargıtay ve Danıştay’dır." diye konuştu.

'VİLAYET VEYA BÖLGE BAZINDA YÜZDE 40-50 ÜZERİNDE KAÇAK OLAN BÖLGE VEYA İLLER BİLE MEVCUT'

Elektrikteki kayıp ve kaçağın aynı anlama gelmediğini, teknik kayıp ve teknik olmayan kayıp olarak ikiye ayrılması gerektiğini anlatan Alkan, şu bilgileri verdi: "Teknik kayıp bir elektrik iletim hattı boyunca bulunan trafo ve iletim hatlarındaki kabloların iç dirençleri neticesinde oluşan kayıplara denir. Bu kayıp teknolojik olarak sıfır olamaz. İdeal dünya değerleri yüzde 4 -7 civarlarıdır. 2006 yılı verilerine göre ülkemizdeki teknik kayıp oranı yüzde 5 -7 civarındadır. Kaçak teknik olmayan kayıp ise yasal olmayan bir şekilde elektrik enerjisinin kaçak kullanılması sonucu meydana gelen kayıp miktarıdır. Bu eylem ise Türk Ceza Kanunu’nda hırsızlık suçu veya karşılıksız yararlanma suçu olarak tanımlanmıştır. Ülkemizdeki kayıp oranı biraz önce belirttiğim gibi yüzde 5 -7 mertebesinde olup dünya ortalamalarına yakındır. Ancak kaçak yani çalıntı kısmına gelince bu rakam giderek artmakla birlikte yüzde 16 civarındadır. Bu oran ülke genel oranıdır. Vilayet veya bölge bazında yüzde 40-50 üzerinde kaçak olan bölge veya iller bile mevcuttur. Kaçak oranı tarımsal sulamada daha yüksektir."

Kaçak oranını teorik olarak sıfırlamak mümkün olsa da teknik kaybı sıfırlamanın teknolojik olarak mümkün görülmediğini hatırlatan Alkan, "Kaçak enerji konusunda yetkililerin bunun asgari düzeye indirmek için yoğun bir çaba içinde olduğunu görmekteyiz. Ancak ülkemizin sosyal ve ekonomik yapısı gözetildiğinde kaçak kullanımı yakın gelecekte dünya ortalamasına yakın, makul ve kabul edilebilir bir orana düşürmek mümkün görülmemektedir." değerlendirmesinde bulundu.

'NİHAİ ÇÖZÜMÜ UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ VERECEK'

Kayıp-kaçak bedelinin elektrik faturalarına çok eskiden beri yansıtıldığını, ancak faturalarda ayrı bir kalem olarak gösterilmediğini hatırlatan Alkan, şunları ekledi: "2011 yılından bu yana Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde faturalarda ayrı bir maliyet kalemi olarak gösterilmeye başlandı, ancak kayıp-kaçak bedelinin alınamayacağına dair Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve daire kararlarından sonra son faturalarda ayrı bir kalem olarak gösterilmemeye başlandı. Hâlen kayıp-kaçak bedeli aktif enerji kalemi içinde faturalara yansıtılmaktadır. Buda faturanın yaklaşık yüzde 10’una tekabül etmektedir. Türkiye, nüfusu ve ekonomisi sürekli büyüyen bir ülkedir. Buna bağlı olarak enerji ihtiyacı, özellikle de elektrik enerjisine olan ihtiyaçta sürekli artmaktadır. Bu zorunlu ihtiyacın karşılanabilmesi için enerji israfının önlenmesi yanında kaçak kullanımların önlemesi için devlet öncelikle halkı bilinçlendirmeye yönelik gerek eğitim, gerekse geliştirilecek alternatif sosyal projeler ile veya caydırıcı cezalar ile herkesin kullandığı enerjinin bedelini ödemesi sağlanmalıdır. Bu konuda hiçbir çaba harcamadan, önleyici hiçbir tedbir almadan kaçak kullanım bedellerini düzenli ödeme yapan abonelerden tahsil yoluna gitmek işin kolayına kaçmak olur ve vicdanlar bunu kabul etmez. Alınacak bütün tedbirlere rağmen kaçak kullanım tamamen ortadan kaldırılamasa bile asgari seviyelere indirilebilir."

Bugün itibarı ile kayıp-kaçak bedelinden kimlerin sorumlu olacağına dair Yargıtay’ın verilmiş kararlarının bulunduğunu anlatan Alkan şunları söyledi: "Ancak bu kararların istikrar bulduğunu söylemek mümkün değildir. Uygulama da bir kararın istikrar bulduğunu ifade edebilmek için yaklaşık 5 -6 senede aynı doğrultuda kararların verilmesi gerekmekte. Oysa bu konuda verilen kararlar 1 veya 2 yıl mazisi bulunmakta. İdari yargı ve Danıştay’da da kayıp-kaçak bedelinden kimlerin sorumlu olacağına dair davaların olduğunu bilmekteyiz. Ancak, Danıştay bu konuda nihai kararını henüz vermiş değildir. Fakat Danıştay’ın bu konuda gelinen bu aşamada kendisinin kayıp-kaçak bedeliyle ilgili açılan davalarda görevli olduğunu kabul edeceğine dair belirtiler vardır. Bu bağlamda, adli ve idari yargı arasında kayıp-kaçak bedeli ile ilgili olarak olumlu bir görev uyuşmazlığı çıkacağı ve nihai çözümün uyuşmazlık mahkemesine tarafından verileceği anlaşılmaktadır." CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.