Aile geleceği bitiyor!

Aile geleceği bitiyor!

Çıkarılan aile kanunlarının ve televizyon programlarının aileyi yok ettiğini söyleyerek Cumhurbaşkanına seslenen Muhsin Görgülügil, “Geleceğimiz bitmek üzere” dedi

Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu tarafından Bayır Diamond Otel'de “Güçlü aile güçlü toplum” konulu bir basın toplantısı düzenlendi. Basın Toplantısına Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Başkanı Muhsin Görgülügil'in yanı sıra, platforma bağlı tüm kuruluşların temsilcileri katıldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2018 yılı evlenme ve boşanma istatistiklerini basın toplantısında gündeme getiren Başkan Görgülügil, “2018 yılında evlenen çiftlerin sayısı 2017 yılında 569 bin 459 iken 2018 yılında yüzde 2,9 azalarak 553 bin 202 oldu. Kaba evlenme hızı binde 6,8 olarak gerçekleşti. Boşanan çiftlerin sayısı 2017 yılında 128 bin 411 iken 2018 yılında yüzde 10,9 artarak 142 bin 448 oldu. Evliliğin yüzde 2.9azalmasına karşın boşanmalar yüzde 10,9 artmıştır” dedi.

KADIN SÖMÜRÜSÜ İCAT EDİLİYOR

“Bu rakamlar toplumumuzun hücresi olan aile konusunda acilen tedbirler alınması gerektiğini ortaya koymaktadır” diyen Görgülügil, daha sonra konuşmasını şöyle sürdürdü: “Aile mahremiyeti aileyi muhafaza eden hücredeki zar gibidir. Aileye dışarıdan müdahalelerle sadece kadın ve çocuğu ön plana çıkarıp babayı dışarıda bıraktığınızda aile mahremiyetine zarar vermiş ve aile içi dengeleri bozmuş olursunuz. Özellikle 7 yıl önce 8 Mart 2012 de yüce Meclisimizde yasalaşan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ve Medeni kanundaki bazı uygulamalarının aile yapımıza zarar verdiği için acilen gözden geçirilmesi gerekiyor. Özellikle süresiz nafakanın sınırlandırılması, çocuk haczinin kanundan çıkarılması, zinanın suç kapsamına alınması, evlilik öncesi temel eğitimin mecbur kılınması gibi tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz. Devletin adil hakemliğinde, kadın ve erkeğin işbirliği sağlanarak çözülebilecek bir mesele olan kadına yönelik şiddet meselesinden, yeni bir tür 'kadın sömürüsü' icat edilmektedir. Kadını ve kadına yönelik şiddeti sömürerek, şiddeti erkeğe, çocuğa, aileye hatta tüm topluma yönelten İstanbul sözleşmesi, 'kadınlara eşitlik' sloganının altına gizlenip insanın yaratılıştan gelen biyolojik kadınlık ve erkeklik cinsiyetlerini kabul etmeyen; kurgulanmış lezbiyenlik, gaylik, biseksüellik ve translık gibi ahlaken sapkın eğilimleri Toplumsal Cinsiyet Eşitliği adı altında meşrulaştıran, bu sapkınlıkları yeni nesillere olumlu bir şeymiş gibi dayatan projeleri, televizyon programlarını, medya yönlendirmelerini, eğitim faaliyetlerini red ve protesto ediyoruz.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A “AİLE” ÇAĞRISI

İslâm’ın dışında, kadına değer verdiğini iddia eden bütün sistemlerin, kadını sadece bir vitrin malzemesi olarak kıymet verdiğini, arka planda ise kadını ancak ekonomik ve nefsani bir meta olarak kullanıp ezdiğini ve üzdüğünü dile getiren Muhsin Görgülügil, “Bu sebeple kadının “Saliha Kadın” vasfında yetişmesine engel olmak için yapılan her hareket ve muamele, aslında toplumun temelini dinamitlemekten başka bir şey değildir” şeklinde konuştu. Çocukları sağlıklı bir şekilde büyütebilme ve koruyabilme hususunda aileden başka bir çözüm olmadığını işaret eden Görgülügil, “Süreç böyle devam ettiği takdirde; toplum, erkek, kadın, çocuk, devlet hepimiz kaybedeceğiz. Bundan tek kâr eden elbette çok uluslu kapitalist sermaye olacaktır. Bu nedenle yukarıda anlatmaya çalıştığımız hususların Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan Sosyal Politikalar Kurulunu toplayarak 6284 ve 5395 ve İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere aileye yönelik tüm uygulamaların acilen gözden geçirilmesini ve TBMM çatısı altında bulunan siyasi partilerin de Aile ve çocuk tacizleri ile ilgili kanunlarda acilen değişikliğe gitmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum