Açılım Süreci en başta yanlıştı

Açılım Süreci en başta yanlıştı

Şehit aileleri ve gaziler olarak “Açılım Süreci'ne başından itibaren karşı çıktıklarını belirten Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Konya Şube Başkanı Mustafa Işık, “Başından bu yana karşı olduğumuz sürecin zararlarını bugün herke

RÖPORTAJ: BERKHAN PARLAK

Şehit aileleri ve gaziler olarak “Açılım Süreci'ne başından itibaren karşı çıktıklarını belirten Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Konya Şube Başkanı Mustafa Işık, “Başından bu yana karşı olduğumuz sürecin zararlarını bugün herkes görüyor” dedi

DOĞU HALKI KARARINI VERMELİ

Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Konya Şube Başkanı Mustafa Işık ile son günlerde yaşanan terör olayları hakkında konuştuk. Işık, terör olaylarının yaşandığı yerlerde halkın devletten yana mı yoksa terörden yana mı olduğuna karar vermesini gerektiğini belirterek, “PKK en son canlı kalkan kullanmaya başladı. Bu bir savaş suçudur. Canlı kalkanın içerisinde 4 askerimizi şehit edenler de haindir, o 150 tane canlı kalkan da haindir” ifadelerini kullandı.

 

ASKER KIŞLALARDA YATMASIN

Terör olaylarının olduğu bölgelerde askerlerin kışlada adeta savunmaya geçtiğini dile getiren Işık, “Gezen çakal, yatan aslandan iyidir. Askerimiz kışlalarda yatıyor. Dilimiz varmıyor söylemeye ama askerlerimiz orada ölümü bekliyor. Bunlar terörist. Savunmaya geçemezsiniz. Bir yerde terör olayları mı oluyor, hemen şehrin giriş ve çıkışlarını kapatın, OHAL ilan edin, askeri tanklarla birlikte şehrin kontrolünü sağlayın. Başka türlü bu olaylar son bulmaz” diye konuştu.

 

**Öncelikle son günlerde adı Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi olarak değiştirilen süreç başlarken düşünceleriniz neydi?

-İki buçuk yıl önce bir süreç başladı. Habur'da başladı bu süreç bilindiği üzere. Öncelikle dediler ki açılım. Neyin açılımı olduğu belli değil. Ondan sonra çözüm süreci dediler, sonra barış süreci oldu adı. Son olarak Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi olarak dillendirdiler. Bir sürü isim taktılar. Adı her neyse biz bu projeye şehit aileleri ve gaziler olarak karşı çıktık. Çünkü biz, verilen tavizlerin bir çözüm getirmeyeceğini biliyorduk. Tabi bizi yönetenlerin bu projeyi neyi amaçlayarak yaptıklarını da bilmiyoruz. Öncelikle karşı tarafta bir grup yok bunun iyi anlaşılması lazım. Muhatap alabileceğiniz kimse yok. Ortaya çıkan bu sürecin Türkiye'nin değil, Türkiye'nin düşmanlarına yarayacağını hep söyledik.

 

KİMSE AÇILIMIN NE OLDUĞUNU BİLMİYOR

**Olaylardan sonra akil adamlar yeniden toplanmıştı.

-Akil adamlar daha önce geldi buraya. Onlara da sorduk. Şu açılım denen şey nedir bize de anlatın biz de bilelim ki desteklenecek bir şey ise şehit aileleri olarak bizler de destekleyelim dedik. Kim kanın akmasını ister? Manzara gerçekten çok kötüydü. Habur olayında binlerce insan otobüslerle, halaylarla, davullarla zurnalarla terörist karşıladı. Buna göz yumduk. Onları yargılamak adına, onları mahkemeye getirmedik de hakimleri savcıları onların ayağına götürdük. İfadelerini çadırlarda aldılar. Ondan sonra Oslo görüşmeleri ortaya çıktı. Sonrasında Dolmabahçe müzakereleri yapıldı. Akillere de sorduk, silah bırakacaklar da neyin karşılığında bu insanlar -ki insan demek de insanın içinden gelmiyor- silahlarını bırakacaklar? Bakın milyar dolar gelirleri olan bir örgütten bahsediyoruz. Bizler yıllarca doğunun çeşitli illerinde görev yaptık. Bu örgüt uyuşturucu kaçakçılığı da yapıyor, insan kaçakçılığı, mazot kaçakçılığı gibi bir sürü yasa dışı yollardan gelir elde eden bir örgüt. Şimdi bu örgüte ne verilecek de bütün bu gelirlerden vazgeçecek? Hatta Ahmet Taşgetiren'e de dedim ki, sana deseler şu an gazeteci-yazarlığı bırak. Neyin karşılığında bırakman lazım, sana şu ankinden daha iyi şartlar sunulması lazım ki o zaman gazetecilikten vazgeçesin. Yani örgüt silahı niye bırakacak, bunu niye açıklamadılar. İnsanlar açılım sürecine o kadar yabancı işte.

 

AÇILIM SÜRECİNDE ÖRGÜT GÜÇLENDİ

**Müzakereler konusunda düşünceleriniz nelerdir?

-Bizler dedik ki bakın efendiler açılım adı altında taviz veriyorsunuz. Ben hep şunu dedim, 2000 yılında bu örgüt bitme aşamasındaydı. Sen örgütle yani düşmanla müzakereye başlaman için düşmanın zayıf olması lazım. Bir grup zayıf olursa veya savaşta yenildiyse masaya oturur. O masaya oturmayın dedik, bizi aileleri incitmeyin dedik. O şehitlerin canını acıtmayın dedik ama şehit ailelerini sürekli üzdüler, rencide ettiler, yıprattılar. İş eli kanlı bebek katili ile görüşmeye kadar gitti. Biz sürecin başından beri dedik. Bakın bu örgüt 2000 yılında kaybettiği gücünü tekrar kazanmak için sizi oyalıyor. Bir taraftan silah bıraktık derken, diğer taraftan silah yığıyorlar dedik. Bu insanlar iyi niyet beslemediğini dile getirdik. Bunlar hiçbir zaman silah bırakmayacağını söyledik Hep söyledik, bu örgüt güçleniyor, bir müdahale edin. 2000 yılından bu yana örgüt mühimmat depoladı, sempatizan topladı.

 

**Yani bir istihbarat zayıflığı olduğunu mu düşünüyorsunuz?

-Zayıflık mı yoksa taviz mi bizler de bilmiyoruz. Şimdi de diyorlar ki örgüt silah depolamış. Onlar senin topraklarında silah depolarken sen neredeydin? Senin istihbaratın bu kadar mı zayıf. Biz genelkurmay başkanına o madalyayı bunun için mi verdik? O zaman madalyayı vermemizin sebebi neydi? İstenilen her yerde tek başınıza yönetiyordunuz. Başbakan dediniz, başbakan oldunuz. Cumhurbaşkanı dediniz şimdi cumhurbaşkanı oldunuz. Bütün yetkiler elinizdeydi neden kullanmadınız da bu örgüt şimdilerde her gün asker vuruyor. Oradaki halkın da artık yeter ben bu terörü desteklemiyorum demesi lazım. Doğu halkının artık bir adım atması lazım. Ben bunları dedim ve Diyarbakırlı anneler sesimizi duydu. Örgüt tarafından çocukları kaçırılan anneler isyan etti. Çocuklarını geri istediler. Hatta ben o annelere destek olmak için Diyarbakır'a gittim. Bu politikayı destekleyin dedim. Ben bir dernek başkanı olarak bunu yaparken, MİT müsteşarı ne yaptı?

 

**Sizler de bir gazi olarak geçmişte terör olaylarının yaşandığı illerde bulundunuz. Hava operasyonlarına karşı bakış açınız nedir?

-Sınırın en uç noktaları ve yakın noktaları bombalandı. Terörist içimizde beyler bunu bir anlayın artık. Örgüt Ağrı'da bomba patlatıyor sen intikamını Kuzey Irak'ı bombalayarak almaya çalışıyorsun. Hala daha orayı bombalamaya uğraşıyorlar. Terör dıştan içe doğru temizlenmez, içeriden dışarıya doğru temizleyeceksin.

 

SİVİLİ VURMADIĞI İÇİN ŞEHİT OLDULAR

**Bir canlı kalkan olayı yaşandı biliyorsunuz. Bunun bir savaş suçu sayıldığı söyleniyor.

-150 tane vatandaş teröriste canlı kalkan oluyor. Oradaki 150 vatandaşın oluşturduğu canlı kalkanın içerisindeki üç beş hain ki bu 150 canlı kalkan da haindir, bizim askerimize ateş açıyor. 4 askerimiz burada şehit oluyor. Vatandaşa bir şey yapmadığı için şehit oldular. Sonra çıkıyor o PKK'nın uzantısı parti diyor ki sivil vatandaş ölüyor. Askerimizin sivil vatandaşı öldürme gibi bir niyeti olsaydı, oradaki o 150 canlı kalkanı öldürmez miydi?

 

ONLAR SİLAH DEPOLARKEN İSTİHBARAT NEREDEYDİ

**Türkiye'yi bir erken seçim bekliyor. Olaylar devam ederken yapılacak bir seçim ne kadar sağlıklı olur?

-Bakıyoruz hala seçim konuşuluyor. Milli birlik zamanında neler konuşuluyor. Biz o parti şu parti demiyoruz. Bölücü parti hariç herkesin birlik içerisinde olması gerekiyor. Eğer vatanın ve milletin için çalışıyorum diyorsan, birlikte hareket edeceksin bu kadar basit. Siyasi partilerin artık şu seçimi kafalarından bir çıkarması gerekiyor. Bu şartlar altında yapılacak seçimlerin kimseye bir faydası dokunmaz. Biz asla siyaset yapmıyoruz. Bizler siyaset üstü bir kurumuz. Hiçbir siyasi parti ile uzaktan yakından bir alakamız yok. Ama biz cahil bir adam olarak bu örgütün güçlendiğini görüyoruz da koskoca cumhurbaşkanı, MİT müsteşarı bunu görmüyor mu? Biz bu örgüte taviz vermeyin başımız yanar dedikçe, tavizlerin ardı arkası kesilmedi. Biz bu cahil aklımızla bunları öngörürken, sizler neredeydiniz? Bunlar şehrin ortasına bu kadar silahı yığarken istihbarat teşkilatı neredeydi? Paralel olayları oldu kandırıldık dediler, şimdi millete silah bırakacak bu örgüt siz rahat olun dediler, meğerse silah bırakmıyorlar silah topluyorlarmış. Yani yine kandırıldılar. Bizi yönetenleri birileri sürekli kandırıyor. İşte bakın biz, siz kandırılmayın diye bilgi verebilirdik. Bölgede bulunan askerler olarak hükümetin kandırılması için bu örgütün güçlendiğini söyleyebilirdik. Buraya Konya'nın önceki dönem bütün partilerin milletvekilleri geldi. Onlara da dedik ki bu örgütün dediklerine asla kanmayın. Siz onlara taviz verdikçe bizim içimiz kanıyor dedik. Ama onlar taviz vermeye devam etti. Bizler terörün bitmesini en çok isteyen kesimiz. Bizlerin canı yandı. Aileler evlatlarını toprağa verdi. Neden başka ailelerin evlatlarını da toprağa gömmesini istesinler ki? Ancak biz hep şunu söyledik Türkiye'de terör bu şekilde bitmez.

 

ŞEHİDİN CENAZESİNE SADECE 3-4 BİN KİŞİ GELDİ

**Derneğiniz diğer derneklere göre çok daha hassas bir konumda. Olaylar karşısında herhangi bir tavrınız veya yapmayı düşündüğünüz bir şey var mı?

-Bizler bugün gelinen süreçte, devletin yaptıklarına destek vermeyi daha uygun buluyoruz. Yoksa bir eylem yapmayı veya feryat figan etmeyi de doğru bulmuyoruz. İnsanların da birazcık duyarlı olmasını istiyoruz. Konyalıyız. Ancak Konya'nın insanının da bu konuda biraz daha duyarlılık göstermesini istiyoruz. Bakın son 1 hafta içerisinde Konya'ya üç tane şehit geldi. İnanın durum içler acısı. Kadınhanı'nda 20 bin 30 bin kişi toplanıyor, ama büyükşehir Konya'da üç bin kişi zor toplanıyor. Onun da yarısı asker ve polis zaten. Bir de aile yakınları var. E Konyalı olarak kaç kişi katıldı, sıfır. Bunu da dile getirmeden geçmek istemiyorum. Sayın müftümüz üç cenazede de cenaze yeri şov yeri değil dedi. Bakın biz hiçbir zaman şov yapma peşinde koşmadık. O şehit ailesi de şov yapmadı. Ertesi gün biz o aile ile baş başa kalıyoruz. Şovu bir eli şehit cenazesinin tabutundayken, diğer elindeki mikrofonla siyaset yapanlar yaptı. Ağaç gölgesinin altında güneş gözlüğü takıp da şov yapmayın demek ne kadar doğru, tartışılır.

 

**Konya'nın şehidine sahip çıkmadığını söylemek, doğru olur mu?

-O şehit senin burada helal rızkını kazanman için canını verdiyse o dükkanını iki dakika kapat yahu. Şehit cenazesi önünden geçiyor adam orada hala alışveriş peşinde. Kardeşim bak o yediğin para sana helal olmaz. Kapat o dükkanını gel bir dua et, beş dakikanı alır. Çok üzülüyoruz bu konuda. Şehit cenazelerine öyle bir katılım oluyor ki, sanki bu vatan sadece o şehidin ailesinin. Fransa'da 12 kişi terör saldırısında ölüyor, bütün dünya oraya akıyor, yüz binlerce insan sokakta yürüyor. Türkiye'de 2 aylık bir sürede 56 askerimiz şehit oluyor cenazesine 4 bin kişi katılıyor. Bence bu ayıp hepimize yeter.

 

**Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mıdır?

Bakın gezen çakal, yatan aslandan iyidir. Askerimiz kışlalarda yatıyor. Dilimiz varmıyor söylemeye ama askerlerimiz orada ölümü bekliyor. Bunlar terörist savunmaya geçemezsiniz. Bir yerde terör olayları mı oluyor, hemen şehrin giriş ve çıkışlarını kapatın, OHAL ilan edin, askeri tanklarla birlikte şehrin kontrolünü sağlayın. Tersi durumda evlatlarımız şehit olmaya devam eder. Aslan kışladan çıkmadığı sürece terörün önüne geçemeyiz.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.